*

  • yalniz yapilabilecek en pis istir.. tek basina sinemaya gitmek nispeten daha kolaydir cunku bir atraksiyon vardir. kafayi tabaga gommekten baska care yok.
  • yan masadan sarap ismarlanmasi gibi hos olasiliklar mevcut olabilir ama
  • yaninizdaki gazeteye gercekten konsantre oldugunuzu dusunmek koca bir yalan olsa gerek
  • tek basina yemege cikacaginizi onceden bilip ciktiginizda gayet iyi olur.. garsonlara satasirsiniz.. yemegi begenmediginizi soylersiniz.. ya da, her durumdan zevk almasini bilen biriyseniz gayet zevkli olabilir
  • bos bu returanta gittin mi guzeel aslinda
    garsonlarla muhabbet etmek, arkadas olmak ve bir daha o esurana gittiginde ii servis almak ..
    zaten yaninda kizla gitsen masraf iki kati
    kara da geciosun .
  • cok sevmesem de en cok gerceklestirdigim yemek yeme sekli. kimse size "yavas ye" diyemez, o bakimdan eksilerini kapatir..
  • sadece yemege konsantre olmanın yollarından en basta geleni. ne yedigini anlamanın, bundan keyif almanın ve istedigin gibi yiyebilip olayı hayvan gibi yemege cevirmenin tek yolu!
  • diger tum kiz arkadaslarin sismanlamaktan korktuklari icin yalniz yemek zorunda birakilmak. zati gelseler ya soda icerler ya salata yerler yani yemegin keyfini zehir ederler. ben karsimda hep istahli insanlar gormek isterim.
  • hesabı kimin ödeyeceği bellidir,garantidir.
  • bir restoran denemek gibi bir niyetle yola çıkılmışsa, mikado'ya gittiğinizde "sushieden başka bir şey bulamadın mı ısmarlayacak?" gibi manasız serzenişlerde bulunacak dng arkadaşlarla gitmekten daha iyidir tek başına yemeğe çıkmak. yeni restoranlar bazen haddinden fazla pahalıdır, bir yerin nasıl bir yer olduğunu anlamak için tam teşekküllü devlet mutfağından çıkma bir öğün hüpletmek gerekmez, yapımı zor ya da zahmetli, nüanslar ile kendini belli eden bir tabak seçer, ekonomik olarak da orası hakkında bir fikre sahip olabilirsiniz. daha çok servis kalitesi, çabukluk gibi şeyleri gözlemek için gittiğiniz için tek başına olmanız avantajdır, dikkatle gözlem yapabilir, hatta küçük notlar alabilirsiniz.
    hem, yeni açılmış bir restorana yalnız gelip mönüdeki belirgin yemeklerden birini seçen hanımefendiyi pek az şef unutabilir, bir sonraki gelişinizi iki üç hafta içinde bir akşam yemeğine denk getirirseniz, karizmanın tavan yaptığı anlardan birine şahit olabilirsiniz, hem de kendi karizmanız ile*.
    bu ulvi misyonun dışında tek başına yemek yemek düşündürücüdür. en son ne zaman tek başına yemek yediğinizden başlar, arada kimlerle yemek yediğinizi, neler yediğinizi, ne hissettiğinizi falan düşünürsünüz. "hımmm o mavi gözlü çocuk iyiydi aslında hay allah, ulan amma çenebazdı onun kız arkadaşı da, yine ben en sevdiklerimden şaşmayayım, çankaya var mı acaba, diet cola mı içsem, salatayı bitirebilir miyim ki tek başıma, aman şimdi ne gerek var kahveyi de evde içerim, nasılsa tek başıma, ben neden buraya gelirken birilerini aramamıştım da tek başıma gelmiştim ki, hımm restoran deniyoruz, az önce anlattık ya işte canım en iyisi tek başına gitmektir falan diye, yau yine de bi dolu numara var şu telefon defterinde neden birini aramıyorum ki, garson da gıcık bir şeymiş, elini yakacak şimdi, arka masadaki adam kadının içine düşecek, iş yemeği dedikleri böyle bir şey mi şimdi yani, hay allah bari babamı arayayım, aradığınız kişiye şu anda ulaşılamıyor, tüh yok işte kimse, ne geldim ben buraya tek başıma..."
    tek başına yemeğe çıkmak zevksizdir. sıkıcıdır. hatta zaman zaman çekilmez bile olabilir.
hesabın var mı? giriş yap