• (bkz: mycep)
  • yayın bedeli fazla olduğundan genellikle uzan kanallarında yayınlanan(kanal 6 ,interstar ,teleon) 3dakika 30 saniye civarı süren gereksiz uzunluktaki reklam.
  • sonlara dogru cem yilmaz'in kendini metin icinde tekrar edip tekerrur periyodunun 2.5 dakika oldugunu aciga vurdugu reklam..

    (bkz: vurdumduymazcilik)
    (bkz: adam sendecilik)
  • kendini tekrarin o denilmis tekrarsizliginda, ve yan taraftaki kafa utusu girdaplarda cirpinmaya baslayan cem yilmaz mizahinin titrek tikli halidir bu reklam ve athena'li reklam.
    her gordugum performansinda ayni karakteri bu kadar basariyla canlandiran cem yilmaz'in aslinda o donustugu, yogunlastigi kivamda bir insan oldugunu dusunmeye basladim. lavuk tiplemesini bu kadar basariyla canlandirmak, ve sadece bu tiplemeyle mizah kotarmak mumkun mu derken, ve yakaladigi o zengin damarli madenin dipsiz derinliginden fezaya cikmayi mi dusunuyor diye dusunurken, cok dalga gectigi rakip firma uzaylisinin daha sevimli oldugunu goren o zangin damarli aptal turk insaninin sandigi kadar da aptal olmadigini, yakinda ayni cemiyetin, basina bir corap orebilecegini de aklindan cikarmamasini zaruri goruyorum.
    guzellik yarismalarinda, odul torenlerinde, televole cikislarinda mizah yapmaya calisirken kendisiyle celisen bir vantriloga donusuyor cem yilmaz. icindeki mizahin atardamarinin gectigi yuregin butun kapakciklari da kapandi. limon, leman serseri mirasını da yedi bitirdi. yerine ne koyacak merak ediyorum. oyunculugu iyi diyecegim ama gordugum iki filminde de yine ayni lavuk karakteri oynamis.
  • başından sonuna kadar sıkılmadan izlemek için yüksek bir konsantrasyon gerektiren bir reklam. zamanında ahmet abiyi keşfetselermiş keşke, milyon dolarlar dökmezlermiş cemlere.
  • görüntü itibariyle çok iddiası olmayan, söyleyecek sözü olan reklam formatı.mycep üzerine sonsuza dek birşeyler söylenebileceği varsayılabilir der peter parker.
    genel bir bakış fışkırtılacak olursa telsimin son reklam kampanyaları türkcell ile karşılaştırıldığında daha çok halkın söylemi naraları atan “biz siziz, sizin için varız, buradayız” diyen “doğaçlama” vurgusu etrafında örülmüş bir halk masalı. öyle ki sanki izlemekte olduğumuz bir teknoloji ürünü, bir “milenyum iletişim aracı” değil de silifkenin yoğurdu.
    özellikle mycep kampanyası bitmesini hiç istemeyeceğimiz bir gölge oyununu andırıyor. değerli meddahımız cem yılmaza ait olduğundan şüphemiz olmadan dikkat kesiliyoruz söylenenlere. burada “söylenenler”in altını çizmek gerek. bir reklam metni özellikle televizyon için hazırlanıyorsa görsellik birinci etkileme aracıdır. el- kol hareketleri, mimik ve jestler, vücut dili,görüntü efektleri, mekan dizaynı tanıtımı yapılan üründe önceliğin görüntüye ait oluğunu gösterir. ancak barthesın moda dizgesi çözümlemelerinde vurguladığı gibi elbette anlamın inşasında görüntü tek başına anlamlı değildir ya da hedeflenen anlamın yaratılmasında görüntü tek başına yeterli değildir. bir moda fotoğrafı onu bütünleyen yazılı metinle bir çerçeveleme içerisinden sunulur. hareketli resimde de bu yazılı metinin yerini dış ses almıştır dersek eğer bu durumda reklam metninde görüntüden önce anlamın söylemsel inşası gelir.
    cem yılmaz’lı mycep reklam filminde de tam bu noktada anlamın söylem üzerinden üretimi önemli bir tartışma konusudur. bu reklamda reklam metni bir yapı bozumuna uğramıştır. cem yılmaz’ın dile getirdiği başlıca ayırdedici özellikler:
    mycep: gençliği ifade ediyor. adeta bir doğu ve batı sentezi. dünyanın hakim dili “ingilizce”dir ve kültür emperyalizminin ulaştığı bu uç boyutlarda telsim yerdiği “dil kirlenmesinin” baş aktörü konumundadır.
    reklamda görsel yalınlık: bir doğaya, yalın olana özlemin yansıması olarak sabit görüntü etrafında kurulmuş reklam metni. burada telsim özelikle rakibi olan diğer cep telefonu operatörlerini hedef almıştır. reklamda görsel yalınlık anlamın söylemsel inşasında özellikle sözün tek başına işlevsel olabileceğini kanıtlamak derdindedir.
    reklam metni: genel anlamda reklam metni hem söz hem görüntü bakımından bir yapı bozumu yoluna gitmiş gibi görünmektedir. bu reklam metninde neler kullanılmamıştır?: tamamlayıcı unsur olarak müzik. aslında bir müzik sesi duyulmaktadır ancak tek bir ton üzerinde, iniş çıkışları olmayan, afrika tamtamlarını andırır bir müziktir. burada akla adornonun kültür endüstrisinin bir parçası haline gelmiş atonal müziğin ütopyasızlaştırıcılığı eleştirisi gelebilir. cem yılmaz da belki bunu vurgulamak istemektedir. “biz öyle karmaşık, atraksiyonu bol müzük kullanmayız” demektedir “telsimciler” peki neden? müziği ticaretlerine alet edinmek istemediklerinden değil herhalde.
    düzenli bir yazınsal metin kullanılmamaktadır: telsimciler harbi insanlardır...aka ak, karaya da kara derler..ve bunu da doğaçlama derler... telsimcileri temsilen cem yılmaz da bu doğaçlama metnin yazarıdır adeta. sanki metin o an orada yazılmaktadır.
    daha geniş bir açıdan bakıldığında bu reklam metninde reklam dünyası adeta bir içe patlama yaşamıştır, kendi kendini yermiştir...uzan ailesisanki bir bakıma bir doğallaştırma ve kayıtsızlaştırma içinde yaptığı tüm rezaletlerin hesabını vermektedir. vurdumduymazlık ve adam sendecilik varsa ortada bu uzanlar’ın vurdumduymazlığı ve adamsendeciliğidir... burada tıpkı hollywood filmlerindeki devlet eleştirisi ya da cia eleştirisi türünden bir öz eleştiri sezilmektedir.
    ancak akla şu gelmektedir:
    tüm bu yergi, öz eleştiri izlenimi veren anlatımlar anlamın üretilmesi- dolaşımı-dağılımı- alımlanması ve yeniden üretilmesi sürecinde var olan dil kullanımlarının dışında mıdır?
    anlam uzlaşımsal simgeler içerisinden kodlanıp mesajın kod açımlaması da bu uzlaşım sistemine göre yapılmakta mıdır?
    izleyici telsim reklamını izlediğinde tüketim toplumu içerisinde bir tüketici olarak konumunu sorgulamasını sağlayacak bir söylemin keşfine mi çıkar?
    sonuç olarak anlamlandırma ve temsil var olanın yeniden üretilmesi ve verili olanın tekrarı ise ve uzlaşımsallığının kaynağı da buralarsa telsim reklamı küçük bir direniş parçası olarak görülebilir mi? yanlış bilinç, yanlış bilinç üretim mekanizmalarının içinden mi keşfedilecektir? bu durumda reklam dünyası muhalif sesin ya da alternatif medyanın yaşam alanı kurma malzemesi olabilir mi? amaç rekabet olunca her yol mubah mıdır yoksa? rakibini devirmek uğruna komünist olunabilir mi? girilen entyler soru işaretleri ile dolu bir şekilde bitirilmemelidir aslında. o nedenle aslında tüm bu soruların yanıtları da mycep reklamının her karesinde bulunabilir der queen amidala.
  • uzanlarin guc gosterisi yaptigi reklam.
hesabın var mı? giriş yap