• 8'i çocuk, 120 işçi hayatını kaybetmiştir temmuz ayında. üstü örtülü bir katliamdır bu.

    haziran ayında ise 104 işçi hayatını kaybetmişti.

    akp'nin serbest piyasa kapitalizmini kurumsallaştırarak, yoksulluğu ve sefaleti meşrulaştırma üzerine kurulu ekonomi politikasının sonucudur bu katliamlar.

    aylık 750 liraya, açlık sınırının altında, güvencesiz ve sendikasız çalışma koşullarına mahkum edilen işçiler, ağır çalışma koşulları altında ezilmekte ve vahşi kapitalizme kurban edilmektedir.

    gözünü kar hırsı bürümüş sermayeye, iktidara ve işbirlikçilerine dur denmelidir. iş cinayetlerinin olağanlaştırılmasına izin verilmemelidir.
  • toki, işçinin mezar yeri gibi

    temmuz ayında 8'i çocuk 120 işçi, iş cinayetine kurban gitti. en büyük mezar yeri ise toki inşaatları.

    istanbul işçi sağlığı ve iş güvenliği meclisi'ne göre, temmuz ayında 120 işçi, iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi.

    ölümlerin büyük bir bölümü toki inşaatlarında meydana geldi. kentsel dönüşüm projesi kapsamında toki'nin yaptığı inşaatlarda 41 işçi can verdi.

    isig'in raporuna göre, ucuz tarımsal emek ihtiyacı ve mülksüzleştirme politikaları sonucu 22 tarım işçisi yaşamını yitirirken, fabrika ve organize sanayi bölgelerinde 22 metal işçisi hayata veda etti. taşımacılık sektöründe ise 10 işçi, yaşamını yitirdi.

    8 çocuk işçi öldürüldü

    120 işçiden, 113'ü erkek, 7'si kadın işçi. 8'i ise çocuk işçi.

    çocuk işçilerin isimleri şöyle:
    "ökkeş göğebakan (10), sabahattin donat (12), yakup kartal (14), salih dikici (14), nezir akgül (15), ferdi çakır (16), süleyman kasar (16), hüseyin ceylan (17).

    en fazla iş cinayeti istanbul'da meydana geldi. istanbul'u 9 işçi ile izmir, 5 işçi ile antalya takip etti.

    isig, ataması yapılmayan eğitim emekçisi mehmet sadık güneş, 10 aydır ücretini alamayan ve bu süreçte hakları için mücadele eden bmc işçisi uğur nezir ve kredi kartı borçlarını ödeyemeyen 13 yıllık polis erol b.'ni de intihar ederek yaşamına son verdi.

    isig, raporunda çalışma bakanlığı'nın yayınladığı temmuz ayı sendikalı işçi istatistiklerine de tepki gösterdi. 11,5 milyon işçinin sadece yaklaşık 1 milyonun sendikalı olduğuna dikkat çeken isig, "ancak işçilerin bir kısmı sermaye ve devlet yanlısı sendikalara üye yapılmış ya da zorla yaptırılmış durumda. örneğin başbakan yardımcısı bülent arınç'ın bizzat örgütlediği, basın yayın alanına dönük bir akp projesi olan hak-iş'e bağlı medya-iş sendikası, türkiye gazeteciler sendikası'na saldırı süreci ile beraber örgütlendirildi. buna karşın dev sağlık-iş, sosyal-iş, gıda-iş, enerji-sen ve deri-iş'e bağlı binlerce taşeron işçinin üyeliği yok sayıldı. yine örgütlü olmak için sadece sendika üyesi olmak yetmiyor bir de toplu sözleşme ve grev hakkınızın olması gerekiyor" dedi.

    devlet kayıt tutmuyor

    sgk'nın 2012 yılı iş kazası ve meslek hastalığı istatistiklerinin açıklandığını hatırlatan isig, şunları kaydetti: "bilgilere göre 745 işçi can verdi. 2011 yılı istatistiklerinde ise hayatını kaybeden işçi sayısı bin 710 olarak belirtilmişti. yani sgk'ya göre işçi ölümlerinde yüzde 56'lık bir azalma meydana geldi. bu durum çalışma ve sosyal güvenlik bakanı (çsgb) faruk çelik ve iş sağlığı ve güvenliği genel müdürü kasım özer'in bahsettiği 'iş güvenliği kültürünü' yaygınlaştırmanın bir sonucu mu? yoksa devletin sosyal güvenlik sisteminin bir parçası olan istatistikleri bile tutamadığının bir göstergesi mi?"

    http://www.etha.com.tr/…ki-iscinin-mezar-yeri-gibi/
  • (bkz: ileri faşizm)
  • isig: “temmuz ayında en az 120 işçi hayatını kaybetti”

    http://www.sendika.org/…120-isci-hayatini-kaybetti/
  • bir ekonomi haberi: işçi murat öldü

    murat göçmen öldü. öldü çünkü epilepsi hastasıydı. öldü çünkü ilacını alamadı.

    ilacını alamadı çünkü muhteşem sağlık reformu parasız görünen her hizmetin bedelinin eczanelerden tahsil edilmesine dayalıydı ve sgk’ya “borcu”nu ödeyememişti.

    ilacının parasını cebinden de veremedi çünkü o ilaç 70 lira idi ve işten atıldığı için 70 lirası yoktu.

    işten atılmıştı çünkü sağlık sistemi gibi çalıştığı kurum da özelleştirilmişti. o boğaziçi elektrik dağıtım aş’nin (bedaş) özelleştirilmesinin ardından işten atılan 540 işçiden birisiydi.

    540 işçi atılmıştı çünkü bedaş’ı alan cengiz-limak-kolin ortaklığının temel amacı kar etmekti. ve daha fazla kar etmek için en “çağdaş” emek yönetimi tekniklerini kullanmaya başlamışlar, bir işçinin günlük iş yükünü 3 kat artırmanın yollarını bulmuşlar; son teknolojiyle bir işçinin o an ne yaptığını takip etmeye, ne kadar iş çıkardığını ölçmeye yarayan teknolojiler satın almışlar; bu sayede daha az işçiyle daha çok iş yapmanın sırrını çözmüşlerdi.

    işten atılan 540 işçiden biri oydu çünkü şirketin en iyi bildiği şeylerden biri de sendikalı işçinin, hele hele enerji-sen gibi gücünü mücadeleden alan bir sendikanın üyesi olan işçinin hesaplarını bozacağı idi.

    murat göçmen öldü. başbakan sonbaharda büyük eylem beklentileriyle ilgili olarak “haddinizi bildiriz, neyiniz eksik” diye halka afra tafra atttığı saatlerde murat göçmen’in cenazesini kaldıran arkadaşları için neyin eksik olduğu belliydi: “murat eksik.”

    http://www.sendika.org/…i-murat-oldu-umar-karatepe/
  • haziran ayında akfen’e bağlı taşeron şirkette çalışan ve göz göre göre ölüme gönderilen işçiler, akp döneminin savaşa dönüşen iş cinayetlerinde yaşamını yitirenler arasındaydı.

    bir “iş kazası”nda ölmediler. milas’a bağlı güllük beldesinde, akfen çevre ve su işletmesi’nde metan gazından zehirlenen işçiler, taammüden cinayete kurban gitti.

    17 haziran günü, hayatını kaybeden mustafa öztürk, yüksel kum, özcan özkan, fikret özdemir, hasan özgür, mevlüt özbakır ve serkan miral, 50 liraya alınabilecek gaz maskelerinden yoksundular, uygun kıyafetleri yoktu... ve hatta tesisin çalışmasının sakıncalı olduğu, makine mühendisleri odası milas temsilciği’nin bilirkişi raporunda belirtiliyordu.

    akp döneminin hızla yükselen firmalarından biri olan akfen’in patronu, tanıdık bir isim: hamdi akın. istanbul atatürk, ankara, izmir, antalya havalimanlarının işletmesinden enerji ve inşaat alanına, çok sayıda alana el atan akfen, özelleştirmelerden de en fazla pay alan şirketlerden biri. hamdi akın ise akp’ye verdiği açık destekle biliniyor.

    işçi çocuklarından mektup var
    ölen işçilerin çocukları, bayram öncesinde akfen firması ortaklarına hitaben bir mektup gönderdi. mektubu okuyan fikret özdemir’in 14 yaşındaki oğlu günay, “babalarımızı bu firmanın tedbirsizliği yüzünden kaybettik. eğer bu firma, metan gazına karşı gerekli önlemleri alsaydı, babalarımız yaşıyor olacaktı ve biz 11 çocuk, babasız ilk bayramımızı geçirmiyor olacaktık. dünya ve türkiye kamuoyuna bildiriyoruz ki, iş cinayetlerinin önüne geçmek için gerekli önlemler alınsın. bu önlemleri almayan firmalar acilen kapatılsın ki, bizler babasız kalmayalım” dedi.

    ölen 7 işçinin en genci, işe gireli henüz 20 gün olan, 27 yaşındaki serkan miral’dı. serkan’ın ağabeyi ali miral, yaşanan ihmaller zincirini ve “ölümlerden ölüm beğenilen” güllük’ü, sol’a anlattı. miral’ın kardeşini anlatırken bahsettiği güllük limanı ise ayrı bir trajediyi gündeme getiriyor. internet sitesinde “özelleştirmenin en güzel örneği” olarak sunulan yük limanı, bölgede akciğer kanseri oranını artırmasıyla biliniyor.

    http://haber.sol.org.tr/…e-yollananlar-haberi-78627
  • patrona ferrari işçiye tabut

    habaş’ta lüks otomobil tutkunu patron mehmet rüştü başaran, 4.5 milyon dolara ferrari model araba alırken, işçisi ambulans olmadığı için öldü

    http://www.sendika.org/…trona-ferrari-isciye-tabut/
hesabın var mı? giriş yap