• oğuz atay'ın bütün kitaplarında kahramanların hemen hemen hepsinin ortak özelliği. çünkü teoride iyi olmak pratikte iyi olmanın garantisi değildir çoğu zaman, bu da hayat acemiliğini doğurur. bir klavuz arar pratiği sallanan bünye; bazen hikmet gibi "hayat kadar büyük bir boşluğu" dolduracak yüzlerce ciltlik bir "hayat bilgisi" ansiklopedisi düşler, bazen de selim gibi "bana nasıl yaşamam gerektiğini öğretmediler" diye isyan eder. hep bu yüzden.

    nurdan gürbilek de bir yazısında şöyle der:

    "atay'ın kişilerinin bugün bize en yakın gelen özelliklerinden biri, hayat karşısında beceriksiz, "hayatın acemisi" olmaları. tutunamayanlar' da selim işık, tehlikeli oyunlar' da hikmet benol, düşünmekten yaşamaya fırsat bulamamış, "hayat bilgisi"n den yoksun, bu yüzden de zihinlerindeki doğrularla birlikte evde kalmış, çocuk kalmış kişilerdir. her şey çok önceden belirlenmiş gibidir: "kitap kurdu, boş hayaller kumkuması, hayatın cılız gölgesi" selim çocukken ne futbol takımına girebilmiş, ne sınıf mümessili olabilmiş, ne korkularını yenip çocukluk aşkının peşinden dut ağacına çıkabilmiş, ne de büyüdükten sonra, kötü yaşarım korkusuyla hayata dahil olabilmiştir. hikmet'in içindeki çocuk da, "yaşamadığı için büyümemiş"tir. o da selim gibi düşünmenin kurbanı gibidir: erkeklerin pijama ve terlikle dolaştığı, duvarlarına takvim asılan evleri gülünç bulduğu için kendine bir hayat kuramamış, sahte olurum ya da kötü yaşarım korkusuyla hiç yaşamamış, bir kere böyle düşündüğü için başka türlü düşünememiş, sırf öyle söylediği için bütün hayatını "kelimeler uğruna" harcamıştır. içlerinden bir tek "eyyamgüder" turgut özben becerikli-dir: duraklara en kısa yollardan çıkabilir, dolmuşa herkesten önce binebilir; erken yaşta, öğretmenin gözüne girebilmenin bağırarak şiir okumaktan geçtiğini keşfeder; ama o da bu becerisini, "hayat pasosu"nu selim' i anlamaya çalıştıkça kaybedecek, bir "deliler treni"n de bir istasyondan diğerine dolaşmayı seçecektir. o halde bir kader birliğinden söz edilebilir: bilinç insan hayatın dışına itecek; beceriksiz, tutuk, acemi ve işlevsiz kılacaktır."

    bir de ali desidero var, asıl orada geçer bu cümle. ve ben, bu eğlenceli şarkının bu bölümünü dinlerken birden durgunlaşırım. ister istemez.
  • bizde nerdeyse tüm meslek dallarında eğitimin akabinde hikayeden, kagit üzerinde bir staj imkanı vardır ki yapılmış olması için yapılması dolayısıyla asıl staj gerçek iş yaşamında yapılır, sancılı olur. yaşama sanatında da durum pek farklı değildir, sürekli nasıl yaşanmaması gerektiği öğretilirken hayat bilgisi dersinden başlayarak, öz kaçırılır, hayat kucağına tek başına düşülüverince öğrenilmeye başlanır, bazısı öğrenir, kimisi beceremez ve en iyi bildiği şeye sarılır; teoriyi güçlendirir, daha bir uzaklaşır, yabancılaşır, pratik sallanır, sallanır, teori güçlenir, güçlenir.
    şanşlıysa konuşamayan bir yazar, şiir okuyamayan bir şair, resmettiğinde yaşamak isteyen bir ressam, içine kendini koyduğu metinlerin senaristi ya da içindeki karmaşayı notalara yediren bir müzisyen olur.
  • (bkz: siyasetçi)
    (bkz: teorisyen)
  • (bkz: idiotloji)
  • (bkz: akademisyen)
  • ali desidero sarkisinin en guzel sozlerinden biri daha.
hesabın var mı? giriş yap