• 1940'ta meb altinda kurulan, dunya klasiklerini turkce'ye kazanmayi amaclayan olusumun adi. ogretim uyeleri, ogretmenler ve yazarlar, humanizma ruhu yaratacagini umduklari yapitlari ceviriyorlardi.
    ancak, 1950 sonrasinda klasiklere kuskuyla bakilmasi, hatta bazi klasiklerin yakilmasiyla humanizma ruhu artist olmak icin evden kacmistir..
  • herhangi bir üniversite öğrencisinin para kazanmak içn bunlardan en az yirmi tanesine basvurması gerekir olurda iş çıkarsa ve yapılırsa güzel bir gelir kaynağı oluştururlar fakat çoğu öğrencilere tepeden bakacağından bir iki tanesini tutturana kadar sinir kaynağı da olabilirler.
  • büyük çoğunluğu çeviriden anlamayan, başka bürolarda getir götür yaparken 3-5 müşteri ile diyaloğa girmek suretiyle eski işyerine ihanet eden kişiler tarafından idare edilen, %80 olasılıkla ikinci kez gittiğinizde yerinde yeller esen yerlerdir. türkiyede kurumsallaşamamış bir meslek olan çevirinin içler acısı halinin kanıtıdır. çoğunlukla sık karşılaşılan dillerde çeviri yapan bir ya da iki iyi tercüman tanırlar ama önemli müşterilerin dışındaki işlerini bunların yarı fiyatına çalışan başarısız, bilgisiz, acemi tercümanlara yaptırıp, kontrol etmeden müşterilerine verirler. piyasadaki arz fazlasını bahane ederek çevirmenleri sömürürler, aldatırlar, dolandırırlar. işinizi yapar gönderirsiniz, müşteri reddetti derler, müşteri vazgeçti derler paranızı vermezler. haftaya ödeyelim derler büroyu kapatıp kaçarlar. en kötüsü bu işi yapalım parasını alınca borcu kapatırız diyerek yeni işler gönderen türleridir. gönderdikleri iş genelde büyüktür ve paraya ihtiyacınız vardır, onu da yaparsınız. siz zokayı yuttukça işler ve rakam büyür ta ki bir gün acı gerçekle karşılaşana kadar. numaralar ve mekan değişmiştir. üzerine bir bardak soğuk su içersiniz paranın. müşteri iseniz işinizi zamanında alamazsınız, ararsınız sallarlar, şu olur bu olur, ortaokul mazeretleri ile karşılaşırsınız, mail atmışlardır siz alamamışisınızdır, mailiizi almamışlardır. elektrikler kesiktir. ve illaki tercümana ulaşamıyorlardır.

    çoğunluğunu bunların oluşturduğu çeviri bürolarının arasında, çöldelki vaha misali parlayanları vardır ki bunlarla çalışmak hem müşteri hem de tercüman olarak sizi rahatlatır. müşteri olarak işinizi zamanında alırsınız, sorun olduğunda ilgilenirler, düzeltirler, işlemlerinizde yol gösterirler. yardımcı olurlar. çevirmenseniz paranızı zamnında ve hak ettiğiniz miktarda alırsınız, sizi yüceltirler, tercih edildiğinizi hissedersiniz. yarı yolda bırakmazlar. velhasıl profesyonelliklerini gösterirler.
  • çeşitli dillerde yazılı dokumanları istediginiz dillere ceviren ve bunyesinde birçok dilde ceviri yapabilen cevirmenler barındıran , genellikle yaptırdıkları iş ile verdikleri paranın orantısız oldugu, zaten işlerini daha az para ile yapan universite ogrencilerine yaptırıp uzman bir yeminli tercumanın onayı ile işi yapan ögrenciye verdikleri paranın 3-5 misline satan, her filoloji mezunu öğrencinin bir gün açmayı istediği olusumlardır.
    edit: öğrenciye sayfa başına ortalama 3-4 ytl öderlerken işi aldıkları yere sattıkları rakam minimum 15-20 ytl arasında seyretmektedir.
  • yönetilmesi için sabır taşı olunması gereken yer. eğer hem yönetiyor hem de tercüme yapıyorsanız; kapıdan gelen veya telefonla arayan müşterilerle ilgilenmeniz, "30 sayfalık belgeyi 1 saate alabilir miyim?", belgeyi göndermeden "bizim belgemiz 30 sayfa, ne kadar tutar acaba?" gibi garip soruları ve istekleri yanıtlamanız ve aynı anda da herhangi bir zorluktaki belgenin çevirisini istenen saate yetiştirmeye çalışmanız gerekir.
  • ek iş maksatlı serbest bir tercüman olarak bu tarz bürolardan sıklıkla iş alıyorum ve gelen işlerin çoğu, firmaların üçüncü şahıslar tarafından bilgi güvenliği sebebiyle görülmesini istemediği belgeler oluyor. metnin asıl sahibi, işin üçüncü bir şahısa paslandığından habersiz, metninin tercüme bürosunda yüksek güvenlikli (!) şekilde kadrolu tercümanlar tarafından tercüme edildiğini sanıyor. halbuki iş çoktan dışarıya paslanmış oluyor. şu da var ki, üçüncü şahısla tercüme bürosunun bir sözleşmesi yok ve sadece sözlü olan bir karşılıklı güven var. bir yaptırım yok. çünkü kağıt üzerinde üçüncü şahıs diye biri yok.

    kısaca bu tercüme büroları ne mi yapıyor? iş gelince internet üzerinde buldukları tercümanlara belirli bir ücret karşılığında paslıyorlar. kısaca gelen işi komisyonculuğa dökmüşler. siz siz olun, önemli belgelerinizi asla gerçekten güvenmediğiniz bürolara yaptırmayın. becerebiliyorsanız oturup kendiniz yapın. ya da bana mesaj atın :p *
  • türkiye'de faaliyet gösterenleri alenen dolandırıcılık yapmakta ve çevirmenin hakkını gaspetmektedir. türkiye'deki çeviri bürosu-çevirmen ilişkisi geçen yılların ardından daha da sorunlu bir almış vaziyette. memleketteki her işin alabildiğine usülsüz yürütüldüğünü bilen büro sahipleri, ellerinde yasal nitelikte herhangi bir teminat bulunmayan çevirmenlere ödeme yapmıyor ya da -eğer çevirmeni biraz daha sağmak niyetinde iseler- aylara yayılan parçalı ödemeler yapıyorlar. ellerine geçecek paranın da müşterinin büroya ödediğinin üçte biri hatta daha azına denk olduğunu belirtmek lazım. türkiye'deki serbest çevirmenlerin kazancının ukrayna'dakilerin neredeyse yarısı kadar olduğunu da araya sıkıştırıvereyim.

    yiğidin harman olduğu diyarlardan gelen serbest çevirmenler bir türlü örgütlenemiyor. örgütlenmek genlerimizde yok çünkü. kimi çevirmenler örgütlenemedikleri gibi, çeviri bürolarının dayattığı koşulları ve düşük rakamları sorgusuz sualsiz kabul ederek meslektaşlarının durumunu zorlaştırıyorlar. bir çeviri bürosunun ödemeyi geciktirmesine itiraz edeceklerine klasik "firmadan parayı alamadık, ofise kedi girmiş, senin çeviriyi yemiş." türü mazeretleri kabulleniyorlar. firmanın yapacağı ödemenin çevirmeni bağlamayacağı, çevirmenin çevirisini teslim ettiği anda ödeme alması gerektiği idrak edilemiyor. allaha emanet bir iyimserlikle çeviri gönderip ofis sahiplerinin vicdanlı davranmasını umuyorsunuz. neticede bu şartlarda çalışan çevirmenler oldukça şartların düzeleceğini sanmıyorum. siz gene de bir çeviri bürosuna iş bıraktığınızda, muhtemelen gariban bir bağımsız çevirmenin hakkının yeneceğini bilin ve işlerinizi doğrudan bağımsız çevirmenlere emanet etmeye gayret edin. eğer çevirmenseniz işbu facebook grubuna katılabilir ve sıkça "vay adiler" diye söylenebilirsiniz.
hesabın var mı? giriş yap