• "1940 yılına gelindiğinde, polonya’nın başkenti varşova’daki alman işgalinin karakteri iyice netleşmişti.

    teresa prekerowa o yıl liseyi bitirmeye niyetliydi. ailesi, mallarını almanlara kaptırmış ve varşova’ya taşınarak kiralık bir ev tutmak zorunda kalmıştı. babası tutuklanmış, amcalarından biri savaşta öldürülmüş, erkek kardeşlerinden ikisi ise alman esir kamplanndan birine götürülmüştü. bu arada varşova, yirmi beş bin kişinin öldürüldüğü ciddi bir alman hava harekatı sonucunda ağır darbeler almıştı.

    oldukça genç bir kadın olan teresa, bu korkunç olaylara verdiği tepkileriyle, hem arkadaşlarının hem de aile bireylerinin arasında hemen göze çarpıyordu. herkesin yalnızca kendisini düşündüğü bir sırada, o diğer insanları düşünmekteydi*. 1940’ların sonlarında, almanlar polonya’nın bazı bölgelerinde kendi kontrollerinde olan gettolar oluşturmaya başlamışlardı. o ekimde, varşova’daki yahudiler ile o bölgenin çevresinde yaşayanlar, şehrin başka bir yerine taşınmak zorunda bırakılmışlardı. bu arada, savaş başlamadan önce teresa’nın erkek kardeşlerinden biri, bir yahudi kız ve onun ailesiyle dost olmuştu. oysa şimdi teresa, etrafındaki insanların yahudi arkadaşlarının hayatlarından uzaklaşmalarına izin verdiklerini gözlemliyordu.

    bunun üzerine teresa, gettolarda yaşayan bu yahudilere yardım etmeye karar verdi. ailesinin bundan haberlerinin olmamasına rağmen, kendisini de büyük bir tehlikeye atarak, 1940 yılının sonlarına kadar defalarca varşova’nın gettolarına gitti ve tanıdığı, tanımadığı bütün yahudilere erzakla ilaç dağıttı. o yılın sonuna gelmeden de, erkek kardeşinin arkadaşını oradan kaçmaya ikna etti. 1942’de ise o kızın ailesiyle, ağabeyini de o mahalleden kaçırdı. varşova gettolarında geçen bir sonraki yaz, almanlar “büyük eylem”[?] adını verdikleri bir harekat planıyla 265.040 yahudi vatandaşını treblinka’daki ölüm kampına götürürken, gettolar dâhilinde de 10.380 yahudi’yi katlettiler. yani teresa, bir aileyi mutlak bir ölümden kurtarmış oldu.

    daha sonraları, teresa prekerowa, varşova’daki o ve diğer gettolarda yaşayan yahudilere yardım edenlerle, soykırımlar hakkında yazılar yazan bir tarihçi oldu. ancak, hiçbir zaman kendisi hakkında yazmak istemedi. çok daha sonrasında, kendi hayatı hakkında sorulan soruları da yaptıklarının normal şeyler olduğunu söyleyerek geçiştirmişti. bizim açımızdan bakıldığında, yaptıkları son derece sıra dışıydı. diğerlerinden ayrışıyordu." timothy synder - on tyranny

    kohlberg'in ahlak gelişimi kuramı > gelenek sonrası düzey

    (bkz: haksızlık karşısında susan dilsiz şeytan) (bkz: zihin konforu) (bkz: uymacılık)

    https://en.wikipedia.org/wiki/teresa_prekerowa*
hesabın var mı? giriş yap