*

  • yaşlı dünyamızın geçmişini devirler, çağlar gibi evrelere ayırarak değerlendirme ve incelemeye ne zaman başladığımızı bilemiyorum. yontma taş devri, maden devri, eski çağ, orta çağ, yeni çağ, yakın çağ derken bitişine 1,5 yıldan az bir süre kalan 20. yüzyılda dünyamızdaki gelişmeleri adlandırmakta çağlar da anlamını yitirdi ve bir yüzyılı bile 6-7 çağa ayırma gereğini duyduk. dünya tarihinin en büyük ve en kanlı savaşları bu yüzyılda gerçekleşti. aya seferler düzenlendi, gezegenlere araçlar indirildi. tüm fosil yakıtların yarısına yakını yakıldı, orman varlığı yarıya indirdi, çekirdek enerjisi (nükleer) insalığın hizmetinde ve kitlesel ölümünde kullanıldı. bilinen kimyasal madde sayısı binlere katlandı. telgraf, telefon, telsiz, radyo, televizyon, teleks, faks, bilgisayar derken bilgisayar ve uydular aracılığıyla iletişime geçildi. 50 yaş üzerinde olanlarımız tüm bu baş döndürücü gelişmelerin çoğunu izleyerek yaşadık, büyüdük.

    çoğu yoğun çalışma araştırma sonucu ulaşılan teknolojik gelişmelerin ürünleri tüm insanlığın yaşamını kolaylaştırdı ve daha konforlu düzeye getirdi. yüz yılımız boyunca sanayi çağı, plastik çağı, hız çağı, uzay çağı, iletişim çağı gibi çağlara (ara: çağı) bölünme ve adlandırmadan sonra bilgi çağı olarak kapatmada tüm toplumlarda fikir birliği oluştu.

    şimdi dünya yeni bir döneme giriyor. bilgi ve iletişimin (yani istihbaratın) engelleyemediği ve kolaylaştırdığı, sanayi ve hızın (yani yeni teknolojilerin ve ulaşım kolaylıklarının) körüklediği yeni bir çağdayız şimdi. mücadele edilemeyen, kökü kurutulamayan, insanları korku ve panik içinde çaresiz bırakan, sıradan insanların sıradan canlarını hedef alan, yapanları ve destekleyenleri "oh olsun"cu "onlar da haketti ama"cı görüşlerden kurtaramadığımız, asimetrik tehditle, panik içinde yaşamak zorunda olduğumuz terör çağındayız artık.

    not: ilk iki paragraf -derdimi güzel ifade ettiği gerekçesiyle- aşağıdaki adresten araklanmıştır.
    http://yunus.hacettepe.edu.tr/~dogan/1.html
  • (bkz: terör rejimi)
  • kimilerine büyük rantlar getireceği aşikâr olan bir süreçtir. her ne kadar kişi, zihnini komplo teorilerinden uzak tutmaya çalışsa da, insan denilen ne idüğü belki de hiç belirlenemeyecek yaratığın yaptıkları ve yapabilecekleri düşünülünce, son yıllarda şiddetini gittikçe artıran terörün birilerince tasarlanmış olması hiç de düşük bir ihtimal gibi gelmiyor. sonuçta ölüm ve yarattığı acı, sadece düştüğü yeri yakıyor; çevreye ise, yananlar üzerine kurulacak strateji temelli rant sağlıyor. zira ölüm kanlı olduğu kadar kârlı da. kimileri ölen bir şarkıcıya gösterilen*yoğun ilgi üzerine kaset satışlarını iki katına çıkarıp ellerini ovuşturabiliyorsa, kimileri ölen tanıdıklarının ardından yazdıkları duygu yüklü satırlarla prim toplamaya çalışıyorsa; pekala büyük silah tüccarları da ölen binlerce insanı kadeh tokuşturarak izleyip satışlarında patlama olacak son teknolojik silahlarını, güvenlik arayışındaki devletlere postalamaya başlıyor olabilir. dahası, tüm bu süreç danışıklı dövüş şeklinde yürütülüyor da olabillir. hiçbir şeye şaşırmamak gerek! burası dünya ve insan türünün kötü örnekleri duruyor tüm kilit karar alma noktalarında!
  • bilgi çağı, internet çağı, bilişim çağı vs. diye birbirimize masal anlatırken kendimizi içinde bulduğumuz çağ..
  • bu saat itibariyle history channel'da yayınlanmakta olan aynı isimli belgeselde ışid terör örgütünün türkiye ve suriye'ye petrol satışı yapmış olduğunu bilgisi veren belgesel, ışid terör örgütünün 2.7 milyar dolar yıllık gelirinin 3 te 2 sinin bu petrol satışlanndan elde ettiğini bildirdi, dayanak, belge veya istatistiki bilgi vermeden ortaya atılan ciddi bir iddia
hesabın var mı? giriş yap