• anadolu'nun şirin beldelerinde gezerken elde olmadan yapılan tespitlere verilen genel ad.
    mesela (bkz: taşradaki eski arçelik yeni beko bayisi)
  • anadolu'da size "yiğenim" diye seslenen kimse aslında amcanız değildir.
  • irili ufaklı tespitlerle anadolu'nun çözümlenmesidir. bu kapsamda kadıköy'den sivas'ın divriği ilçesine kadar geniş bir yelpazede yalan yanlış tespitlerde bulunulurken, bir şişli, bir beyoğlu hakkında fikir beyan etmekten imtina edilir.
  • -yaylaya çıkarken yol kenarındaki kahvelerden dolu dolu bakışların size çevrilmesi. kendinizi uzaylı zannetmeniz.
    tespit no 1 : "yabancıları burada sevmeyiz."

    -arazide yürürken geçtiğiniz bir köyde elinizdeki redbull'un ambalajından dolayı bira sanılması. "selamün aleyküm" diyerek olası bir linçten son anda kurtulunması.
    tespit no 2: "her şortla gezen biradan gayri bir şey içmez."

    - dağ başında bile koyun etinin kilosunun 30 tl'ye, bir demet soğanının 2 tl ye itelenmesi hususu.
    tespit no 3: "köyde yaşıyoz diye parayı bilmeyoz mu zannettin zındık kafir."

    -"hele otur bir soluklan yeğenim"
    tespit no 4: bir taşra efsanesi. "yolun uzun, hava da kararıyor. selametle..."daha doğru bir yaklaşım.
  • ankara ve çevresindeki* köylerde, kasabalarda ilk yapacağınız tespittir. bu tespite göre buralarda ağaç bulmanız imkansızdır. belki yüzyıllardır böyledir buralar ama şans eseri kalanları da ya kesmişlerdir ya da keseceklerdir. her yer, alabildiğine, uçsuz bucaksız bozkırdır. 5 km ötedeki bir ağacı açıkça görebilirsiniz.
    hayır, insanların ufak bi ağaç gölgesine de mi ihtiyacı olmaz, ya da bu kadar mı üşengeç olunur, duyarsız olunur. bunun neticesinde iç anadolu bölgesi bildiğiniz çöl gibidir! toprak güneşten kavrulmuştur, ortalıkta hep bir toz kokusu vardır. hele bir de su da yoksaaa, vay burada yaşayanların haline!
hesabın var mı? giriş yap