• çok güzel film. hatta filmden bir replik alayım, `words fail me`. izlemesi çok keyifli, bazen hüzünlü, bazen kahkahalı. çıkışta düşündüren, yaşlanmak istemiyorum dedirten, bu yaşta ne abuk sabuk şeyleri takıyorum kafaya, gencim ben teytey nidaları attıran, en güzeli de yaş ne olursa olsun, hayatın bitmediği sürece bitmediğini ispatlayan bir film.

    sonunda her şey iyi biter, iyi değilse henüz bitmemiş demektir. *
  • konusu itibariyle mahsun kırmızıgül'ün beyaz melek'ine benzeyen ama hem yönetmen*, hem de oyuncu***** kalitesi sebebiyle türk muadiline fark atan film.

    kimi parasızlıktan, kimi vakitsizlikten, kimi de duygusal sebeplerle ömrünün son dönemini hindistan'da geçirmek isteyen 7 yaşlı insanın başından geçenleri anlatan filmin fırlaması ise dev patel...

    filmde geçen bir atasözü bile filmi izleyip neşelenmeye yeter... salak otelcinin dediği gibi:

    everything will be all right in the end. and if it is not all right, then it is not yet the end!
    (her şey sonunda yoluna girer. girmezse daha işin sonuna varmadık demektir.)
  • oyuncu kadrosu, senaryosu, anlatımı, her şeyi son derece yeterli, sevimli film.

    --- spoiler ---

    semboller üzerinden anlatımı sevmeyen biri olarak, sadece turna sahnesinden hazzetmediğimi söyleyebilirim.

    --- spoiler ---
  • "everything will be all right in the end... if it's not all right then it's not the end. (her şey sonunda yoluna girer. girmezse daha işin sonuna varmadık demektir)." mottosuyla yola çıkan film. son yıllarda uyduruk filmler var piyasada diyen biz yaşlılar için, klasik deyişle çölde bir vaha.
  • detaylara ozen gosteren, tadindan da acisindan da yenmeyen bir film.

    --- the best exotic ---

    en irkci kisinin yemek getiren gorunmez kadini fark eden tek kisi olmasi mesela...

    hayati boyunca tek bir adami seven kocasinin, o adama gidisini izleyen kadin...
    o kadinin adamin cenazesine gidisi...
    o kadini durmaksizin izleyen evelyn, ve sonrasinda gidip onunla konusmasi...
    kadinla konusmasi sonrasi evliliginin yalandan ibaret oldugunu, esas iliskinin boyle yasanmasi gerektigine karar verisi...

    evli ciftteki kadinin kocasini terk ederken beraberinde gelen yillarin tanidikligi: "biliyorum, sen kibarligindan ve saygindan pesimden geleceksin, ama gelme"
    gelecek hafta 40. yilimizi kutluyoruz diyen cifte, en huysuz ihtiyardan enfes bir cevap: 1 dakikalik da saygi durusunda bulunun...

    "en guzel ve egzotik marigold oteli: ustelik simdi gercek musterili" levhasi

    oglandan sevdigi kizin abisine: "sen tam annemin istedigi gibi bir evlatsin, kafan ticarete basiyor ve akillisin, her seyi oldugu gibi goruyorsun, olmasini istedigin gibi degil, o yuzden cekil git simdi yolumdan, aramiza girme"

    --- huzurlandiran ev ---

    sozun ozu, detaylariyla cok cok guzellesen bir film... yasli ve guzel insanlarin otelinde bir degisim oykusu, en yaslisindan en gencine kadar...
  • sıcacık bir film bu; dostluğa dair, eş veya dostla birlikte eğer iki taraf da hatırşinas ise bir ömür süren birlikte geçirilen zamanlara ve paylaşıma, hayatta yapılan seçimler ve onlarla sonra nasıl hesaplaşıldığına ve aslında hiç bir zaman hiç bir şey için geç olmadığına dair kocaman bir hikaye anlatıyor iki saat boyunca... hele arka fon canım hindistan'ın jaipur şehri olunca bir başka oluyor hikayeyi seyretmek, hindistan'ın o herşeyi saran sıcaklığı, insanlığı, içtenliği içini ısıtıyor insanın, adı üstünde bharat mata bu, dostluğu, insanlığı, hayatı yeniden keşfetmek için bundan güzel yer mi olur? film böyle bir hikayeyi anlatmak için en güzel yeri seçmiş kendine...
  • fragmanında dev patel’in (sonny) en bi hint aksanıyla “welcome to best exotic marigold hotel” deyişini duyduktan sonra ilgili çeken, kadrosunu görünce de izlemeye karar verdiğim güzel film. son zamanlarda güzel film bulmakta zorlananlar gözleri gönül rahatlığıyla izleyebilirler. yer yer komik, az da hüzünlü ama bol eğlenceli bir film.

    spoiler'a kaçmadan özetlersek;
    bir nevi bucket list havası uyandırıyor aslında. hayatları pişmanlıkla, sıkıntıyla, aradığını bulamamakla yani mutsuzlukla dolu insanlar kendilerini bir cennet hayaliyle hindistan'da buluyorlar. sonrasında cennet diye tanıtılan yerin eski püskü bir otel bozması olduğu gerçeğiyle karşılaşıyorlar ve aslında yolculukları da o zaman başlıyor.
  • 2 saatlik süresine ve dağınık hikayesine rağmen, çok samimi ve hayatın içinden bir film.

    hindistan'ın renklerine hayran olmamak elde değil. belki bir tac mahal veya büyük bir tapınak ya da en azından müthiş bir doğa manzarası göstermiyor. ama gösterdiği şeyler bunlardan çok daha öte; gerçek hayat. anlattığı hikayeler ve karakterlerin naifliği de filmin içine girmeyi kolaylaştıran etkenler.

    sakin oyunculukları ve dingin yapısıyla iyi hissetmemizi sağlamasının yanında, tek tek karakterlerin analizi yapıldığında herkesin hayatına dokunabilecek genişlikte bir çerçeveye sahip olduğu da görülebilir..

    hepimiz yaşlanacağız ve zamanı geldiğinde kaçacak huzurlu bir yer arayacağız; son bir başlangıç, son bir tat için. sanırım hindistan bunun için hiç de kötü bir aday değil.
  • madge hardcastle karakterini oynayan aktristin feci halde geçen sene kaybettiğimiz sylvia kristel; nam-ı diğer emanuelle'i andırdığı film. hatta ölmeden önce çektiği son film falan olduğunu bile düşündüm çünkü kristel'e çok uygun bir roldü.

    filmin konusunu kısaca özetlersek: yaş yetmiş iş bitmemiş.
hesabın var mı? giriş yap