• mfö'nün, piyasadaki best of furyasından çok çok önce -1989-, çıkmış olan toplama albüm; ilk yarı hareketli parçalardan oluşurken ikinci yarı slowlara ayrılmıştır; sürekli ikinci yarısını dinlerim ben... her evde olması gereken bir albümdür ayrıca... albümdeki parçalar şunlardır:

    1- sufi
    2- diday diday day
    3- ele güne karşı
    4- peki peki anladık
    5- vak the rock
    6- deli deli
    7- no problem
    8- bazen
    9- bir ordayım bir burda
    10- newyork sokaklarında
    11- buselik makamına
    12- güllerin içinden
    13- bodrum
    14- bu sabah yağmur var istanbulda
    15- yalnızlık ömür boyu
    16- kelimeler kafi
    17- gözyaşlarımızı bitti mi sandın
    18- sanatçının öyküsü
  • bir iki ekleme, cikarma ile mfo'nun konser playlistini de belirlemistir bu album.
  • mfo'nun sadece slow sarkilarini sevenler icin ilk yarisi eziyet olan album. vak the rock veya peki peki anladik sarkilarini, bu sabah yagmur var istanbuldayla ayni albume koymak nasil bir zihniyettir bilmiyorum.
  • albumun ikinci yuzu, new york sokaklarinda ile basladigindan midir nedir, en iyi `yurt disinda yanliz basina sokaklarda yuruyup sagi solu izleme muzigiolarak yer etmistir hafizamda...bulent ortacgil` de bu odulu almak icin albumler ataklar yapmaktadir ama hicbiri bu albumun b yuzune henuz erisememistir bu acidan.

    ah be yalnizlik omur boyu, nelere kadir bir sarkisin derim bir de...sanirim mazhar alanson denen insancik sadece bu yaptigi ile bile yasadigi onca yili, tenefus ettigi onca oksijeni, yedigi onca yemegi veya halti haketmistir diyebiliriz, demeliyiz....
  • dün aldığım yüzüme çocuksu ve pis bir sırıtma getiren albüm.
  • çocukluğumun, ergenliğimin ve devamının tek ortak paydası. her şey değişti, bi bu albümün yeri değişmedi bende.
    ince ince periyotlara ayırıyormuşum gibi anlaşılmaz umarım; buselik makamına'ya, yalnızlık ömür boyu'ya ve sanatçının öyküsü'ne tapındığım süreçler oldu.
    buselik makamına dinleyen ilkokul sıpası?
    hadi anlat bakayım ikibinlerin başında akranlarına, ben buselik makamına'yı çok seviyorum, devamlı arabada dinliyorum diye. nasıl bakarlardı uzaylı gibi sana.
    şaka bi yana, hala sanatçının öyküsü evresindeyim.

    mfö ve özellikle bu albüm hakkında yazacaklarım bitmez benim. çok yazarım. çok konuşurum. nasıl zor frenliyorum kendimi, bir bilsen...

    kendimden bir gariplik daha paylaşmadan geçemeyeceğim bu albümü.
    hani şu deli deli var ya bizim, kulakları küpeli, bildin mi? işte "nasıl olmuşsa" şarkının tam da şurasında bir kesinti vardı bizim kasette ve dört saniye kadar sürüyordu. ben o aradaki nağmeyi henüz geçen sene öğrendim bu arada ki nasıl da parça içinde önemli bir motif hani. neyse, nasıl oldu bu arıza? ses kaydı yapmaya çalışırken oldu. yine arabadayım, yine malum kasedi dinliyorum bir gün ve ilk kez kafamın içinde bir şimşek çaktı kısacık hayatımda. harbi oluyormuş öyle bi'şey. çok çocukça biliyorum ama ben bir cadı kahkahası gibi bi ses çıkarmaya çalışmıştım küçükken ve onu, o kasedin o şarkısının o kısmına kaydetmişim işte.
    tecavüzün böylesi!

    bu da böyle bi anımdır.
    entryi bir sonuca bağlayamamak bazen çok can sıkıcıdır.
  • bu albümde sufi ilk defa yayınlanmıştır. onu saymazsak 17 adet eski şarkı mevcuttur. ele güne karşı yapayalnız 11, peki peki anladık 10, vack the rock 10, no problem 11 şarkı olunca toplam 2 adet 11, 2 adet de 10 42 şarkı yapıyor. 17'nin üç katı 41. demek istediğim önceki çalışmaların neredeyse üçünden biri bu albüme girmiş. sufi ise sadece bu albümdedir. sonrasında da yayınlanmamış.
  • 90'larda sabahlara kadar kod yazdığım günlerde loop'ta dinlediğim cd'lerdendi. best of gibi best of.
  • çıktığı yıl, bu albüm bize nasıl olduğunu hatırlamadığım bir şekilde hediye geldi. lan cd bu, o zamanlar deli para. kim niye böyle bir hediye getirir. babamın bir arkadaşıydı galiba getiren. bizde de cd çalar yok. *albüm öyle elimizde duruyor. sonra bir gün babamın öğretmen arkadaşına misafirliğe gittik, adam evine cd çalarlı teyp almış. tam olarak böyle bir şey.
    havalara uçtum. koşa koşa eve gittim, cd'yi kapıp geldim. öğretmenin oğluyla açıp dinlemiştik. sufi'nin introsunu bugün bile unutamıyorum. heyya heyya heyya...

    güzel albümdür, hala dinlerim arada sırada.
hesabın var mı? giriş yap