• ilk olarak 1957 yılında basılmış, fred hoyle'un yazdığı bilim-kurgu. kara bulut adıyla türkiye'de yayımlanmış olsa da bulunması zor bir kitaptır. konusu kabaca; bilince sahip büyük bir gaz bulutunun bir nevi kuyruklu yıldızın, güneşin radyasyonunu engelleyerek dünyadaki hayatı tehdit etmesi bir grup astronot tarafından keşfedilir ve olaylar gelişir.
  • the black cloud

    lose yourself,
    lose yourself in this love.
    when you lose yourself in this love,
    you will find everything.

    lose yourself,
    lose yourself.
    do not fear this loss,
    for you will rise from the earth
    and embrace the endless heavens.

    lose yourself,
    lose yourself.
    escape from this earthly form,
    for this body is a chain
    and you are its prisoner.
    smash through the prison wall
    and walk outside with the kings and princes.

    lose yourself,
    lose yourself at the foot of the glorious king.
    when you lose yourself
    before the king
    you will become the king.

    lose yourself,
    lose yourself.
    escape from the black cloud
    that surrounds you.
    then you will see your own light
    as radiant as the full moon.
    now enter that silence.

    this is the surest way
    to lose yourself....
    what is your life about, anyway?—
    nothing but a struggle to be someone,
    nothing but a running from your own silence.

    who said the eternal one has died?
    who said the light of hope has died?
    the enemy of the sun is on the rooftop.
    with his eyes closed he yells out,
    “the brilliant sun has died!”
  • 2022'nin yarısı bitmek üzereyken nihayet ilk kez okuduğum bir kurgu kitap bana hem müthiş bir okuma deneyimi hem de verimli bir beyin jimnastiği sağladı. ilk 50 sayfadaki tekniğe dayalı anlatım, biz kimyabilmez okurları birazcık zorlasa da sonrası frensiz bir macera.

    fred hoyle'un kara bulut'u tipik soğuk savaş bilimkurgu malzemelerinden müteşekkil: dünyadışı organizma, insanlığın sonu tehlikesi, dikta eğilimleri ile bilim ve demokrasinin çarpışması, ikna edilemez ama zeki bilimadamları ile ikna edilemez ama aptal politikacılar, nükleer silahlar vs... ama malzeme ne kadar tipik olsa da anlatı ve işleyiş o ölçüde atipik. kendine özgü. bir kere her şeyden evvel bu romandaki bulut, çağdaşı olan kurgucular gibi komünizmi temsil etmiyor. bu açıdan tıpkı john wyndham'ın midwich'in guguk kuşları'nda yaptığı gibi basitliğe karşı tavır alan bir yazar var karşımızda.

    kara bulut, eğilimi ne olursa olsun tüm insan gruplarını birörnek gören gerçek bir uzaylı teması şansını ve tehlikesini sunuyor. hoyle, karakterlerini politikacı, sanatçı, astronom, doktor ve pozitif bilimlerin başka unsurlarından seçip tek bir mekana hapsederek hikayenin dağılmasını da önlüyor. aleksandrov karakteri aracılığıyla kara mizahı da es geçmiyor. romanı teorik olarak nihai süperzekaya ulaşabilme şansını ancak ebleh bir insanın kazanabileceği trajik şakasına dayandırıp finalde yine de insanlığa bir umut bırakıyor. bütün bunları bilimin, teknik dilin, mizahın, politikanın dilini ince ince ayarlayıp bir yandan da tempoyu düşürmeden kurguluyor.

    kara bulut, gen bencildir kitabında richard dawkins'in övüp en sevdiği bilimkurgu romanı olduğunu söylemese belki de es geçeceğim bir kitaptı. dawkins'in sonsözü ve gül korkmaz'ın çok başarılı çevirisiyle bu roman ithaki bilimkurgu klasikleri'nin hedefi tutturan bir bölümü oldu. umarım daha fazla okur ilgilenir.
hesabın var mı? giriş yap