• 1920 lerin fransiz rivierasinda gecen ilginc bir muzikal.1950 lerde ingiliz muzisyen sandy wilson tarfindan sahnelenmis.
    it is never too late to fall in love ve i could be happy with you gibi hos sarkilara sahip.
  • ing. erkek arkadaş demektir (bkz: boyfriend) ancak başına "the" geldiği için söyleyenin bildiği "o" erkek arkadaşı kastetmektedir.* adı belli değildir ama bi tanedir "o".
  • 2 bölümden olusan, seinfeld klasiği. keith hernandez de rol almaktadır. hernandez, kramer ve newman ücgeninde gecen tükürük hadisesine yapılan jfk atıfları muhtesem.
  • 1950'lerde londra west end'de 2.084 defa, broadway'de ise 18 ay boyunca sahnelenen müzikal. 1970'lerde twiggy'nin oynadığı bir filmi yapılmış.
  • seinfeld'in 3. sezon 17 ve 18. bölümlerinin adı. jerry, ünlü beyzbol oyuncusu keith hernandez ile tanışır ve buluşmaya başlarlar. fernandez bu sırada elaine'e yazmakta ve onla da buluşmaktadır. jerry bunu kıskanır. george ise işsizlik parasının devamı sağlamak için vandaley industries adlı şirkete lateks satışçılığı pozisyonu için başvurduğu yalanını uydurur ve şirketin telefonu olarak jerry'nin telefonunu verir. kramer ve newman ise hernandez'le geçmişte yaşadıkları esrarlı olayın etkisi altındadırlar. harika bir seinfeld bölümüdür. özellikle george'un tuvaletten vandelay çığrışlarıyla koşması mükemmeldir.
  • efsane sitcom bölümlerinden biri. seinfeld budur işte arkadaş..
  • bölümün yayınlandığı dönemde gösterimde olan, oliver stone'un kuşkucu bir bakış açısıyla kennedy suikastini işlediği jfk filmine gırla gönderme yapılır the boyfriend'de.
  • hem vandelay industries'in ortaya çıktığı bölüm olması hem de içeriğiyle cidden efsane bir seinfeld bölümü. tekrar tekrar açılıp izleneceklerden.
  • bu bölüm dünya'nın neresinde hangi dilde yayınlanırsa yayınlansın keith hernandez her defasında 13$ telif hakkı alıyor
  • jfk filmine yaptığı göndermeler ve jerry seinfeld'in güldürürken düşündüren şu tespitiyle aklımda kalan seinfeld bölümü.

    "taşınırken tüm dünyanız kutulardan ibarettir. tek düşündüğünüz kutular olur. nerede şu kutular? sokaklarda gezer durursunuz, dükkanlara girip çıkarsınız. insanlarla konuşamazsınız bile. çünkü ilginiz hemen dağılır. bir süre sonra gerçekten kendinizi kaptırırsınız. kokularını bile alırsınız. saplantı halini alır.

    bir cenazede herkes ağlar durur. siz tabuta bakarsınız. "bu güzel bir kutu. güzel tutamaçları da var..." ve ölüm aslında budur. hayatınızın en büyük ve son taşınması. cenaze arabası, nakliye arabası gibi. tabutu taşıyanlar, yakın arkadaşlarınız. sadece böyle büyük bir taşınmada çağırabileceğiniz arkadaşlarınız. ve tabut o kadar güzeldir ki tüm hayatınız boyunca aradığınız mükemmel kutu odur. tek sorun, onu bulduğunuzda artık içindesinizdir."
hesabın var mı? giriş yap