• bu ifade, 1066’da ingiltere’yi isgal eden william the conqueror’a (fatih willy) kahramanca direnen kelt sovalyelerini tanimlamak icin kullanilir. zaten badaque lafi, asli keltce olan ve ‘uzerine gelen oku gogsuyle ortalayan metin erkek’ anlamina gelen ‘badgrhhh’ kelimesinin william’in maiyetindekilerce fransizcalastirilmis halidir.

    avrupa ve savas tarihcilerine gore badaque sovalyeleri, ulkeleri frenklerce isgal edilince tavuk pisligi ve eksimis lahana kokan kuflu bir mahzende toplanmislar ve memleketlerini kanlarinin son damlasina kadar savunacaklarina and icmislerdir. william the conqueror’un bu kahraman sovalyeleri, savasin asla bitmeyecek gibi gorundugu bir gece, kendi birligindeki en parlak ve fingirdek dokuz oglani aralarina salarak alt ettigi de soylenir.
  • (bkz: badakizm)
  • serinin ilk filmi, bazı kaynaklarda "fellowship of the badaque" olarak da bilinir. devamında "the two badaque towers" ve "return of the badaque king" gelmiştir.

    ilk filmin hikayesine göz atarsak bir elf kızı ormanda gezerken yüzüğünü düşürür. yüzüğü o elf kızından hoşlanan bir badaque bulur ancak badaque geleneğinden ötürü kıza götürüp yüzüğü verecek ve onunla konuşacak cesareti toplayamaz. (bkz: kizlarla konusmaya cesaret edemeyen erkek) bunun üzerine kendi gibi badaque olan kankalarıyla sıçrayan midilli meyhanesine gidip rakı içerek cesaret toplamaya çalışır. arkadaşları "olm o kızı sana 3 saniye bakarken gördüm, kesin senden hoşlanıyor" temalı gazlar verirler ve içkinin de etkisiyle badaque kızın telefonun cevapsız çağrı bırakır. ve olaylar gelişir...

    "the two badaque towers" isimli ikinci filmde ise sarhoş kafayla kızın telefonuna 39 cevapsız çağrı bırakan badaque kısmen de olsa emeline ulaşır. kız kim bu sapık diyerek badaque kahramanımızı arar ve yüzüğün onda olduğunu öğrenir. bunun üzerine yüzüğü almak için bir muhallebicide buluşamaya davet eder gencimizi. ancak yüzüğü aldıktan hemen sonra bir elf ranger ile buluşacağı için gayet iç gıcıklayıcı kıyafetler; ben diyeyim ultra mini etek, siz diyin efendime söyleyim ince topuklu ayakkabı falan giyip buluşmaya gider. kızın bu halini görüp kendine yoran badaque arkadaşlarından aldığı gazın etkisiyle hemen orada kuleyi kuruverir (bkz: ereksiyon halindeki pipiyi saklama metotlari). ancak tam bu sırada muhallebiciye giren başka bir badaque kahramanımızı taş gibi elfle görüp "ooooooo anlayalım" diye laf atınca bunu gururuna yediremeyen salak ama gururlu badaque ağlayarak muhallebiciyi terk eder. bu esnada kızı inceden kesen patavatsız badaque ise ikinci kuleyi kurmuştur bile. elf kızı "ama yüzük!?!" diye kahramanımızın arkasından seslendiği anda ikinci film biter. gelin bakalım üçüncü filmde neler olmuş*...

    "return of the badaque king" isimli serinin son filminde gencimiz kendini iyice rakıya ve arabesk müziğe vermiştir. arkadaşları ise "o kız sana baktı, kesin hoşlanıyor" gazıne ek olarak "alemin kralı sensin olm" muhabbetleriyle kahramanımızı iyice dolduruşa getirip taşak geçmektedirler. bu esnada elf kızı ise televizyonda gördüğü sevgililer gününde tek taş hediye edilir reklamının gazıyla tek taş yüzük hediye eden salak elf ranger ile mercimeği çoktan fırına vermiş, velhasıl kaybettiği yüzüğü de unutmuştur. bunu bilmeyen badaque kahramanımız bir gün kızın yolunu keser ve yüzüğü geri vermek ister. ancak elf kızı o kıytırık yüzüğe kalmadım dermişçesine tek taşını gösterir. o an badaque gözlerden bir damla yaş süzülür işte. kıza olan hıncını yüzükten çıkarmak ister ve yüzüğü parçalamaya çalışır. ancak ne hikmetse yüzük yok olmamaktadır. bunun üstüne bari yüzüğü satayım, parasıyla krallar gibi at yarışı oynarım diye düşünüp yüzüğü kapalı çarşıya götürür. orada tabelasındaki adından yüzüğü satabileceğini düşündüğü bir kuyumcu görür (bkz: kuyumcu açıp adını yüzüklerin efendisi koymak). sonradan adının sauron olduğu ortaya çıkacak olan kuyumcu hain bir sırıtışla yüzüğü alır ve bu üçleme burada biter...

    (bkz: the end)
hesabın var mı? giriş yap