the disappearance of alice creed
-
j blakeson'un 2009 tarihli filmi.
film, iki kişinin bir apartman dairesini özel olarak hapishane gibi hazırladıktan sonra, bir genç kadını kaçırıp bu odada yatağa bağlamaları gibi basit bir girişle başlıyor ancak sonrasında herşey birbirine giriyor.
the disappearance of alice creed, hiç bir şeyle olmasa bile son zamanların popüler yıldızı gemma arterton'un cömert sahneleri ile dikkat çekecek gibi. -
yüksek bütçeli olmayan film. elinde iyi bir senaryo varsa az özenle güzel bir film çıkarmak için yüksek bütçeye ihtiyacın olmadığının göstergesi.
severek izledik.
gemma arterton da güzel bir bonustu ayrıca. -
filmde yalnızca 3 kişi oynuyor. dördüncü bir kişi yok. martin compston'un eliyle klozetin içinden aldığı kurşunu yuttuğu sahne gözümüzün önünden gitmiyor.
-
muhteşem bir filmmiş bu ya. hakkında şu ana kadar yalnızca 2 entry olduğunu görünce şok oldum. mutlaka izlenmeli bunun gibi tek mekanda geçen filmler harika oluyor.
-
elin ingiliz'ine bakar mısın? ne kadar temiz adam kaçırıyorlar. çeyiz alışverişine çıkan kaynana-gelin misali çetmen mobilyaya daldılar, kaçıracakları kadın için iki kişilik, ortopedik yatak aldılar. beni kimse kaçırmadığı halde yıllardır kartonda uyuyorum.
ses yalıtımı için alet edevat, çarşaf, naylon, izole bant, 85 level asma kilitler, yatak, erzak masrafı, ev kirası, arabalar derken fidye parası çıkıyor mu? ulan... öyle rahat yataklarda uyumamız için illa birilerinin bizi kaçırması mı gerekiyor? yazıklar olsun.
kafamızı karıştırıp aklımızı almak için a simple favor'ın da yaptığı şaşırtmaç üstü şaşırtmaç hareketlere girmişler. bir noktadan sonra film, tüm gerçekliğini yitirip saçma sapan bir işe dönüşmüş.
--- spoiler ---
şaşırtmacanın bokunu çıkardıklarından, son dakikalara doğru kimseye inanmıyor, her şeyin altında bir bit yeniği arıyorsunuz. mesela ben, şöyle bir bit yeniği aradım:
alice, victor'un ölmesine yakın "anahtarı ver, ondan sonra geberebilirsin" diyor. victor, can çekiştiği için anahtarı bulmayı beceremiyor. aha tam o esnada, cebinden elini çıkarıp "al sana anahtar:))" nah'ı yapıp ölseydi mesela? plot twist işte... katıksız, saf, misler gibi. hem de samimi, içimizden biri.
--- spoiler --- -
henüz yeni izlediğim bol şaşırtmaçlı bir film. böyle tek mekanda geçen filmleri ayrı seviyorum. hem oyunculukların ön plana çıkmasını sağlıyor hem de sizi olayın içine daha çok çekip yaşamanızı sağlıyor. benden geçer notu aldı.
-
ingiliz hayranlığı denebilir, gemma arterton hayranlığı da denebilir filmin her yeri etkiliyor ben denizi.
ağız topunun gerçek amacı bu mu yoksa fantazi için mi kullanıyor diye düşünürken filme de amacı doğrultusunda kullanılması gösterilmiş, gemma arterton'un yatağa bağlandığı sahne de. -
2009 yılında çıkmış bir gerilim filmi. bu tarz gizemli,gerilimli filmler çok revaçtaydı o zamanlar. testere,dehşet kapanı tarzı filmler işte. ancak çoğu vizyon filmi olup anlık rağbet için çekilirdi. bu da o tür filmlerin daha eli yüzü düzgün olanlarından. bu filmde ise hem bir senaryo kaygısı hem vizyon kaygısı sezdim. senaryosu ve oyunculukları fena değildi, gerilim sahneleri izletiyor her haliyle. tabi araya saçma da olsa şaşırtma unsurları eklenince benim gibi gerilim filmi sevenleri için hoş seyirlik bir film çıkıyor. müthiş bir şey beklemeyin ama gayet te akıcı ve izlenir bir film kendileri. puanım 7,3/10.
-
2019 yapimi kalitesiz remake' i (bkz: kidnapping stella/#132256738)
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap