• 6.7.2007 tarihli radikal kitap ekinde hakkinda cok ho$ bir tanitim yazisi cikmi$ olan kitap.

    http://www.radikal.com.tr/….php?ek=ktp&haberno=6532
  • --- spoiler ---
    bağlılığı bağımsızlığın karşıtı bellemiş, toplumsal rollerden arınmayı kendine yaşam biçimi seçmiş 62 yaşında karizmatik, başarılı ve entellektüel akademisyen kepesh'in 24 yaşında namuslu ama buram buram cinsellik kokan, kadınlığındaki doğallığı ve karışıklıktan uzak sadeliği ile kepesh'in aklını başından alan counsuela'ya karşılaştıktan sonra aşka, kıskançlığa, yaşlılığa, yaşamı dahası bağlılığa karşı tüm düşünceleri ile bu düşüncelerinin karşıtı duygularını sorguladığı anlatı.

    hani roman denemez, hikaye hiç .... bir adamın kendi kendine kimi zaman uzun felsefi gibi gözüken ama aslında kendinden uzaklaşmak için dolambaçlı yollar kullanarak bulduğu neden sonuç ilişkileri, kimi zaman yalın gerçeklerden oluşan metinler.

    bazı paragraflar deneme tadında, bazıları ile oldukça erotiğin ötesinde pornografik ..... ama öznel, ama evrensel bolca samimi.
    --- spoiler ---

    ayrıntı yayınlarından 2007 senesinde ölen hayvan adıyla yayınlanmıştır.
  • (bkz: elegy)
  • - e nerede saracağız bunu?
    - nerede istersen sar, masada sar işte. kendi evinde satranç tahtasının üzerinde sarıyordun ya.
    - olmaz, madem senin evine geldik, kitap okuyan birisinin evine geldik, o zaman bir kitabın üstünde sarmak lazım.
    - tam bir hıyarsın, al oradan bir kitap, raftan en üstteki kitabı al.
    - olmaz, doğru kitabı seçmek lazım, burada bir sürü kitap var hangisini seçeceğiz?
    - daha şimdiden aptala bağladın, en üstteki kitabı al işte, neymiş o?
    - neymiş bu, ingilizce, ölen hayvan demek değil mi bu?
    - evet, ölen hayvan.
    - nedir bunun konusu?
    - anlatmıştım ya, hani adam kadını şey yaparken seyretmek istiyor,
    - ha evet, sonra da kadının şeyini
    - evet o işte.
    - tamam işte, bunun üzerinde saralım, doğru kitabı bulduk, talih bize yardım etti, doğru kitabı gösterdi.
    - neden doğru kitapmış ki o? mideni bulandırmadı mı, iğrenmedin mi?
    - hayır arkadaşım neden iğreneyim, benim midem sağlamdır. sen bu konulardan anlamazsın ama bunun adı aşktır. e şimdi de gülüyorsun, neden gülüyorsun?
    - sana gülüyorum çünkü kitaptaki adam da senin söylediğini söylüyor.
    - kitaptaki doğru söylüyor o zaman, kitaplar palavradır ama bu kitaptaki adam doğruyu söylüyor.
    - peki sarmak için doğru kitap olması neden? aşk olduğu için mi?
    - hayır, sardığımız daha lezzetli olsun diye.
  • " ölme ve ölüm arasında ayrım yapılması gerekir. söz konusu olan kesintisiz ölme değildir. eğer insan sağlıklıysa ve kendisinş iyi hissediyorsa, bu görünmez ölmedir. bu kesinlik olan son illaki açıkça ilan edilemez. hayıri anlayamazsınız. yaşlı değilken, yaşlılık hakkında algıladığınız yaşlıların zamanın damgasını yemiş olduklarıdır. ama sadece bunu anlamak, onları zamanda dondurur, ve bu da hiçbirşey anlamamak anlamına denk gelir. daha yaşlanmamış olanlar için yaşlı olmak demek var oldunuz demektir. ama yaşlı olmak demek aynı zamanda varolmuşluğunuza rağmen ona ek olarak onu aşan bir biçimde hala varsınız demektir. " sf 32 (ayrıntı yayınları)
  • adet kanamasını seyretmek ve yalamak gibi iki fanteziyi bulundurur bu kitap.
    havvanın kanaması, ademin bunu farkedişi ve izliyişi.
    varoluş ve cinselliğimi sorgulatmıştır.
    ama tabi filmini önceden seyretmeyin, güzel olmuyor.
  • kitapta çok kilit bazı tanımlamalar ve bugüne ışık tutan doğru tespitler var.

    yazar philip roth, amerika'daki özellikle de genç kadınların şu an cinsel açıdan rahat davranabilmelerinin cinselliklerini daha rahat bir şekilde yaşayabilmelerinin toplumsal muhafazakar kalıpların tolere edilmiş olmasının, birilerinin sandığı gibi bağımsızlık bildirgeleriyle değil, bizzat 60'lı yıllardaki aktivist kadınların, birilerinin fahişe demekten imtina etmediği eylemci cüretkar ve cinsel açıdan "aktif" kadınların o dönemdeki kapalı muhafazakar yapıyla uyum içinde olmayan davranışlarının düzeni sarsması sistemi etkilemesi ve bu modelin kapalı muhafazakar yapıyı dönüştürmesi sebebiyle olduğunu söylüyor...
  • kitap bir röportaj şeklinde. aslında değil de. şöyle ki kitabın başından itibaren kendisine sorulan bir soruya cevap veren bir adam varmışçasına akıyor hikaye ve zaten kitabın sonunda da anlatıcının gerçekten biriyle konuştuğunu görmüş oluyorsunuz. tabii soruyu soranın kim olduğunu ve ne sorduğunu bilmediğinizden kendinizi rahatlıkla onun yerine koyabiliyor ve anlatıcı karşınıza oturmuş da direkt size anlatıyormuş gibi bir hava yakalıyorsunuz. elbette her kitap okuyucuyu karşısına alır özünde ama çok azı bunu bu kadar açıkça yapar.
    70 yaşındaki bir profesörün cinselliğe, kadınlara, hayata, yaşlılığa bakışını ve tanıştığı kadınlar arasında en unutulmaz olanının hikayesini dinliyorsunuz kendi ağzından. kitapta bölüm ayrımı olmasa da ben üç bölüme ayırdım kitabı kendimce. ilki, bu unutulmaz kızla tanıştığı bölüm ki kitabın en zevkli yeri buraları. erotik, heyecanlı, kışkırtıcı ve merak uyandırıcı. sonrasında biraz daha geçmişe gidiyoruz ve dönemin cinsel devrimine bu devrim sırasında anlatıcının aldığı konuma dolaylı yoldan tanık oluyoruz. üçüncü bölümde ise günümüze geliyor ve o unutulmaz kızla şu anki durumlarını dinliyoruz anlatıcıdan.
    anlatıcının kızla arasındaki ilişkiyi yorumlayıcı, farkındalığı çok hoş gerçekten. bir arkadaşımın şiddetli tavsiyesi üzerine okudum kitabı ve kendi mevcut ilişkime dair sahip olduğun kaygıların ve çıkarımların çok benzerlerine anlatıcının da sahip olduğunu gördüm ki zaten bu yüzden tavsiye edilmişti bu kitap bana.
    tabii bu kitapta 62 yaşında bir adamla (yanlışım yoksa 24' tü) 24 yaşında bir kadının ilişkisi söz konusu, bizdeki durum biraz daha basit.yine de anlatıcının özellikle ölüm ve yaşlılık üzerine yaptığı yorumlar ile sonrasında da bir sürü kadınla ilişki yaşamış olmasına rağmen 24 yaşındaki bu kadının üzerindeki muazzam etkisinin sebeplerini çözümleyişi tarafımca hayranlıkla karşılandı.
  • philip rothun kuşak çatışması, cinsellik, baba oğul çatışması, evlilik, kadın erkek ilişkileri, gençlik ve yaşlılık gibi edebiyatın beylik konularını hikayesinin içinde ustaca erittiği, tüm bu konularda önemli şeyler söylediği ustelik bu işi 100 sayfa civarında oldukça hacimsiz bir romanda çok doğal ve akıcı bir dil kullanarak başardığı romanı. özellikle cinsel devrim ile ilgili söyledikleri ve kültürel bir kırılma yaşanırken, bu kırılmayı gerçekleştirenlerin gözünden değil de başka bir kuşaktan gelen birinin penceresinden sunması romanın en ilgi çekici yönü.

    çok erotik hatta pornografik bulanlara hiç katılmıyorum. ana ekseni cinsellik olan bir roman için hiç de pornografik sayılamaz. menstrüasyon, sebebini anlamakta zorlandığım bir şekilde hala tabu olarak algılandığından ve edebiyatta da pek kullanılmadığından biraz aşırı bulunmuş sanırım. şuraya da biraz cinsellik serpelim, bir tutam da fetiş ekeleyelim diyebileceğim bir kısmı yok kitabın. tam tersine o kısımlar hikayenin en güçlü kısımları. yine de steril edebiyat ve edepli fetiş severler uzak dursun diyelim.
hesabın var mı? giriş yap