• 90 dakikalık süresinin nasıl geçtiği anlaşılmayan hitchcock filmi. başlamasıyla bitmesi bir oluyor neredeyse, öylesine sürükleyici. kendisine göre, "bu bir hitchcock filmidir" denilebilecek, sonraki stilini yakaladığı ilk filmmiş the lodger.

    ivor novello'nun canlandırdığı kiracı hakkında sarf edilen "neyse ki kadınlarla ilgilenmiyor" benzeri cümleler ve gerçek hayatta da eşcinselliğini açık yaşayan aktörün efemineliği; kiracının odaya ilk girdiğinde sarışın kadın resimlerini indirtmesi ancak sonra sarışın kızın saçlarına hayran hayran dalmasıyla birleşince, eşcinselliğe strangers on a train'dekinden daha yoğun bir göndermeyle karşılaşılıyor kanaatimce.

    şımarık asıl kızımız daisy son derece antipatik oysa. kim neden ona hayran olur ki?
  • alfred hitchcock'un yukarı katta olup biteni göstermek için tavanı şeffaflaştırmak gibi bir yöntemi - hem de çok güzel - kullandığı, çok etkileyici ışık ve gölge oyunlarıyla döneminin ilerisinde olan, yönetmenin kendisinin de "ilk gerçek hitchcock filmidir" dediği bir mini başyapıttır. ayrıca hitchcock'un* ilk kez göründüğü* filmidir; ofisinde çalışan kameraya sırtı dönük gazeteciye dikkat.
  • 1927 yapımı alfred hitchcock başyapıtı. 70 dakikalık yine sessiz bir film. usta daha ikinci filminden başyapıt mertebesine ulaşmış. filmin başrolündeki gizemli kiracı rolünde ivor novello harika bir karakter çizmiş. şahsen böyle alengirli bir tipi sokakta görsem kaçarım, ki filmde adamı kiracı diye eve alıyorlar. iyi cesaret.

    --- spoiler ---

    sessiz ve siyah-beyaz epeski bir film olmasına rağmen kamera arkasında hitchcock gibi sinemayı yaratan birisinin oturmasından dolayı filmin nasıl bittiğini anlamıyoruz bile. filmin geneline hakim olan gerilim seyircinin dikkatini sürekli üst seviyede tutmayı başararak seyirciyi filmden koparmıyor. üstadın bunu daha ikinci filminde gerçekleştirmiş olması büyük bir başarı. yine hitchcok'un, üst kattaki kiracıyı tavanı şeffaflaştırarak gösterdiği ve kiracının merdivenleri inerken merdiven trabzanına dayadığı elini üstten kuşbaşı çekimle gösterdiği sahneler ileride birçok simeacının referans alacağı sahneler arasında yerlerini almıştır.
    daisy banyo yaparken kapıyı açmaya zorlayan kiracı sahnesinin de ileride serpilip büyüyüp psycho'da karşımıza çıkması bir diğer ayrıntı olarak kalsın.

    --- spoiler ---
  • 21 kasım perşembe 19.30'da boğaziçi üniversitesi albert long hall'da gösterilecek film. aynı zamanda baba zula filme canlı bir şekilde müzikleriyle eşlik edecekmiş. bakalım.
  • dağıtım şirketinin yöneticilerinin ve patronun beğenmemesi üzerine rafa kalkar. birkaç ay sonra filme yeniden bakıp değişiklik yapmaları taktirde alfred hitchcock’a beyazperde de yayınlayacağını söylerler. hitchcock çaresizdir tabi, kabul eder. gösterime girdikten sonra tarihin en büyük ingiliz filmlerinden biri olarak büyük takdir toplar.
  • alfred hitchcock' un kariyerinin bu 3. filmi, daha sonra françois truffaut' la bir söyleşisinde kendisinin de söyleyeceği gibi, ilk gerçek gerilim-heyecan filmi yani ilk gerçek hitchcock filmidir. aynı zamanda hitchcock' un kariyerindeki ilk ticari başarısıdır.

    filmde hitchcock sinemasında gördüğümüz temel ögeleri sıralayacak olursak; yanlışlıkla suçlanan adam, sarışın kadınlar, sinema tarihine geçen bazı ilk çekimler, cinsellikle ölüm arasında gelip giden gerilim gibi ögeleri örnek verebiliriz.

    hitchcock' un sovyet sinemasından (bkz: sergei eisenstein) edindiği ve daha sonra onun için çok önemli olacak olan "kurgunun" ilk adımlarını bu filmde görürüz. geliştirilmeye ihtiyacı olan fakat her yönüyle hitchcock olan bir kurgu. alman yapım stüdyosunun ve dönemin ruhuna uygun olarak da dışa vurumculuk filmde çok barizdir. özellikle der letzte mann etkileri görülür. hitchcock' un daha önce murnau ve lang ile beraber çalıştığını da belirtmek gerekir.

    --- spoiler ---

    bütün bunlar haricinde filmde belki de dikkatimi en çok çeken hadise ise "ivor novello"' nun oyunculuğu ve dış gözle baktığımızda kadınsı çekiciliği oldu. bu noktada filmde novello' yu "nonoş" diye niteleyen bir diyalog dikkat çekiyor. gerçek hayatta novello' nun eşcinselliği biliniyordu fakat hitchcock' un filmlerinde, gerçek hayatta eşcinsel olan erkeklere karşı kullandığı alaycı tavır bastırılmış bir özdeşlemeye işaret ediyor gibi duruyor. bu konuda çeşitli psikanalitik çalışmalar olduğunu söylemekte de fayda görüyorum...

    filme dönecek olursak, hitchcock' un ilk cameosunu da bu filmde görüyoruz. halbuki figüran eksikliğinden kaynaklanan bir sahne bu. iyi ki de böyle bir şey olmuş diyoruz şimdilerde. daha sonra imzası haline gelecek çünkü.

    yapım şirketinin, filmin ilk halini beğenmediği ve sonra bazı sahneleri değiştirerek hitchcock' a filmi kendi hazırladıkları şekilde kabul ettirdiklerini ve gösterime ancak öyle soktuklarını da belirtelim. zaten yapım şirketinin hamleleri olmasaydı, hitchcock bu filmin sonunu farklı çekerdi diye düşünüyorum.

    sinefil notu da ekleyelim:

    - küvette banyo sahnesiyle psycho'ya,
    - film sonundaki demir parmaklıklar ardında görülen karakterle strangers on a train' e,
    - öpüşme sahnesindeki yakın çekimle rear window' a

    geçmişten selam çakan bir hitchcock vardır.

    --- spoiler ---

    p.s: son olarak, bfi' a ve katkısı olan herkese bu güzide filmi restore ettikleri için ayrıca teşekkür ediyorum.
hesabın var mı? giriş yap