*

  • michel houellebecq'in 5. romanı. geçtiğimiz yılın eylül ayında piyasaya çıktı ve prix goncourt aldı. türkçe çevirisi henüz yok.
  • bu kitapta "harita topraktan daha ilginçtir" gibi bir cümle geçer. günlerdir kafamın bir köşesinden sesleniyor.
  • kitabın ilk bölümü oldukça başarılı. ama cinayet kısmına geçildiğinde bir şeyler eksik kalmış sanki yayıncısı tarafından "hadi bitir hadi bitir" diye bastırılmış izlenimi yaratıyor. ama ne olursa olsun ilk bölümü için dahi (ki oldukça uzun) okunmayı fazlasıyla hak ediyor. modern yaşamın tüm karmaşası, güncel bilgiler, bireysel hezeyanlar, aile ilişkileri, sanat algısı, ekonomi, din, siyaset, ilişkiler içice mükemmel bir şekilde harmanlanarak okuyucuya sunuluyor. houellebecq post-modern yazının hemen hemen tüm imkanlarından faydalanmış. kaçırılmaması gereken nitelikli bir eser. ağzında tat bırakacak bir şeyler okumak isteyenler için ideal. ama yorulmak istemeyenler için zorlu bir okuma olabilir.
  • yazarının kitapta kendisine de yer verdiği roman. ışin ilginç yanı kitapta anlatıldığı gibi bir adam olmasına rağmen böyle bir adam olduğuna bir türlü inanmadığım adam. kitaba gelirsek ilk iki bölümü ustalıkla yazılmış çünkü yazar çok iyi bildiği şeyler yazmış ama üçüncü bölümde başkalarından yardım aldığından herhalde -polislerden yardım aldığını kitabı'n sonunda teşekkürle belirtmiş-kötü bir polisiye roman tadı vermiş. baş karakterde de kitapta anlattığı kendisi de depresif ve tam olarak mutlu olamayan tipler. aile bağlarının gerçek hayatta da çok zayıf olduğunu düşünürsek ana karakterinin aile ve eş konusunda sıkıntılı olması sürpriz değil. buna rağmen yazar dili çok iyi kullanmış. ayrıca yazarın sistem ve toplum hakkında yaptığı tespitler de muazzam olmuş. şiddetle tavsiye ederim.
  • ıngilizce'ye the map and the territory olarak cevrilmis olan roman. aham saham bir roman degil ama yine de sanatla bir alakam olmamasina ragmen sikilmadan okudum.
  • boş beleş bir kitap. yazarın diğer kitapları bundan çok daha iyi.
  • houellebecq'in okuduğum ilk romanı. sanatçı jed martin'in hayatını konu ediniyor olsa da çağdaş ve evrensel sorunların romanda kendine yer bulması, yazarın bunlara hiç çekinmeden yorum yapması ve eleştirmesi hoşuma gitti. romanı, yazarın yorumları ve ve hayata dair bakış açısını merak ettiğimden okudum desem yeridir.

    olay öyküsünün -son bölüm hariç- ön planda olmadığı nitelikli bir roman. esere yönelen çoğu eleştirinin aksine romanın son bölümünü de oldukça yerinde bir kapanış (bkz: closure) olmuş. ayrıca yazarın romanda önemli bir karakter olarak yer alması pek alışılmış bir durum olmasa da yine beğendiğim özelliklerden biri oldu.

    çevirmen orçun türkay. bir kaç kelime tercihi dışında (mesela banliyö yerine yörekent kelimesini tercih etmesi gibi) çeviri akıcı ve başarılı.

    son olarak 'sanat piyasasını bölüşen damien hirst'le jeff koons' tablosu
hesabın var mı? giriş yap