• bir jack kerouac şiiri. sanatçının 1954-1965 arası şiirlerinden seçilenlerin toplandığı, allen ginsberg’in önsözünü yazdığı pomes all sizes adlı kitapta yer alır. kicks joy darkness’de ise john cale’in arkada duyulan sakin bir müzik(kendi çaldığı klavye) eşliğinde okuduğu şiir aynı zamanda:

    the moon her magic be, big sad face
    of infinity an illuminated clay ball
    manifesting many gentlemanly remarks

    she kicks a star, clouds foregather
    in scimitar shape, to round her
    cradle out, upsidedown any old time

    you can also let the moon fool you
    with imaginary orange-balls
    of blazing imaginary light in fright

    as eyeballs, hurt & foregathered,
    wink to the wince of the seeing
    of a little sprightly otay

    which projects spikes of light
    out the round smooth blue balloon
    ball full of mountains and moons

    deep as the ocean, high as the moon,
    low as the lowliest river lagoon
    fish in the tar and pull in the spar

    billy de bud and hanshan emperor
    and all wall moongazers since
    daniel machree, yeats see

    gaze at the moon ocean marking
    the face-

    in some cases
    the moon is you

    in any case
    the moon
  • tarot kartı:
    kartın tanımı: kartta, bir kurt ve bir de köpek görülüyor, ikisi de başlarım kaldırmış ay'a doğru uluyorlar. suyun içinde görülen bir yengeç ise, kıskaçlarını onlara doğru uzatmış. havuz, fiziksel oluşumu simgeleyen zekânın derinliğidir. yengeç sembolü ise, bilincin açığa çıkmasının ilk aşamasıdır. kurt, doğanın bir türlü sakinleşmeyen ve kontrol edilemeyen yönünü, köpek ise, insanla birlikte yaşama uyum sağlanabilmesini göstermektedir. arkadaki iki kulenin arasında, yukarıya doğru giden bir yol görülür, bunun anlamı insanoğlunun ilerleme mücadelesidir. ay'dan düşen damlalar, yaşam gücünün maddi varlığa doğru, yukarıdan aşağıya olan inişini simgelemektedir. eski inançlarda, ay'ı ölümle ilgili olduğu kabul ediliyordu. ruhlar, ölümden sonra bedeni terk ederek, ay'da uzun ve sessiz bir dönem geçiriyorlardı. bu bekleyiş, yeniden doğuma kadar sürüyordu. sonuç olarak, ay'ın iki yönü olduğu anlamlandırılır. bir yönü, ölümün korku dolu karanlık mağarasıdır. diğer yönü ise, yeni bir yaşamın doğuşudur. astrolojik yönden, balık burcuna karşıttır. dişi özellikli, su karakterlidir..

    kehanet anlamı: gizli düşmanlık ve aldanma, hatalar. tehlikeler, kararsızlık, sevilen birinin başına gelebilecek bir şanssızlık. niyetli olanın, en içten gelen, anlamsız bir sezgi ile rahatlayabileceği.

    ters anlamı: sinir bozukluğu, kararsızlık, iradesizlik, yanlış davranış ve pasiflik. hileler.
  • it shone, pale as bone,
    as i stood there alone.
    and i thought to myself how the moon,
    that night, cast its light
    on my heart's true delight,
    and the reef where her body was strewn.

    (bkz: grim fandango)
  • the glow, pt. 2'da yer alan şahane the microphones şarkılarından biri. sözleri:

    i drove up to the city at night and found the place where you grew up and then where you stayed
    and we walked around and stayed up late under city lights,
    i spent the night, next to you in the house where you grew up,
    next to you i miraculousy woke up.
    in your parents' house i lied in bed with you.
    i went back to feel alone there.
    i went back to wipe it clean.
    i took the lights and radio towers out of my dreams.
    and we went all the way up to the small town
    where i'm from with foggy air and the wind and the mountain top
    and we clung to rocks and looked off and you held my hand.
    you almost got to start feeling me.
    i finally felt like i was breathing free.
    under swaying trees we fell asleep and we had the same dream,
    the stars were bright, we dream the same every night.
    on my island home i spent some time with you.
    i went back and felt alone there.
    i went back there by myself.
    i gave up on everything that we'd felt.
    we found a precious place in the sand right out in the wind
    and we lied under a blanket and heard the furious sound,
    the roar of waves, the pounding surf, 2 bodies on the earth,
    it was intense just getting to be there next to you.
    and then i went and had sex with you.
    and you trying to get me then.
    and i was happy to let you in.
    i went back and wished i hadn't.
    i went back and felt regret.
    i went to the beach and i stared west.

    every night when the sun went down in the town
    where we lived the empty streets were lit up by
    reflected light from a distant sun bouncing off a glowing ball of rock
    and we just lied on the roof and watched the moon,
    the moon, the blue light of the moon.
    we didn't talk and silently we both felt powerful
    and, like the moon, my chest was full
    because we both know we're just floating in space over molten rock
    and we felt safe and we discovered that our skin is soft.
    there's nothing left except certain death and that was comforting at night out under the moon.
    i went out last night to forget that.
    i went out and stared it down,
    but the moon stared back at me
    and in it's light i saw my 2 feet on the ground.
  • cat powerdan basimizin üstünde tasiyacagimiz bir parca daha. the greatest albümünden.
  • herkes tarafından bilinen bir uzaklığın insanın içini acıtmasına sebep olan cat power şarkısı: "ay sadece güzel değil, aynı zamanda çok uzak..."

    sözler şöyle:

    the moon is not only beautiful,
    it is so far away.
    the moon is not only ice cold,
    it is here to stay.

    when i lay me down,
    will you still be around.
    when they put me six feet underground,
    will the big bad beautiful you be around.

    everyone says they know you
    better than you know who
    everyone says they own you
    more than you do

    when i lay me down,
    will you still be around.
    when they put you six feet underground,
    will the big bad beautiful moon be around.

    cuz the moon is not only beautiful,
    it is so far away.
    the moon is not only ice cold,
    it is here to stay.

    everyone says they know you
    better than you know who
    everyone says they own you
    more than you do
  • the univers'un 1. sezon 5. bölümünün ismidir.ay ile ilgili bilgilerin verildiği,nasıl oluştuğu,atmosfer olayları vs. güzel bilgileri veren belgesel.klasik belgeselden çok farklı bence.history channel tarafsız bir bakış açısından anlatmak istese de abd'nin zamanında ay'a inmesini alaylı bir şekilde ele almışlar kanımca.aslında bunu bu şekilde göstermemek içinde saniyesinde ay'a inme zamanlarında orada çalışmış personelin görüşleri alınmış,personel dediğim adamlarda astronot bu arada anlayın işte.bir şekilde olayı çok çok güzel ,kimseye sokuşturmadan kotarmışlar.hava molekülerinin olmadığı bir ortamda,hani telsiz de olsa konuşalamayacağından bahsetmekte,çok güzel örnekler vererek anlatmakta bunu ancak bu görüntüler geçerken,aydaki astronotların şarkı söylüyorlar,artık o işin teknik kısmını bilemiyorum,bir başka mevzu ise ayın atmosferinin olmadığı için devamlı şekilde meteor yağmuruna sebebiyet veririmiş,saniyeler içinde binlerce hızla binlerce irili ufaklı meteorun düştüğündem bahsetmekte,öyle ki 5 santimetre çapında kaya parçasının 10.000 km/saat hızla düşmesini anlatıyorlar,böyle bir durum varken,ay'a ayaka basan,ay üzerinde yürüyen mürettabatın üzerindeki giysilerin bu hasarları absorde etmesinin mümkün olmadığı,ayrıca çekilen video görüntülerinde de hiç bu ve benzeri olayın yaşanmamamış olmasının ise garipliğinden bahsetmektedir,aynı şekilde hava moleküllerinin olmaması rüzgar vs. gibi durumların fizik kuralları gereği olmaması gerektiğini söylemekte,o anda astronotlar tarafından dalgalanan abd bayağı görüntüleri araya giriyor.bu şekilde onlarca örnek var.belki ben yanlış anladım bilmiyorum ancak,seyrediniz efendim.
  • the microphones'un iyi-huylu bir gürültü selinin ardından bize seslendiği, belirsizliği kadar mükemmelliği de tartışılamayacak olan bu şarkının nakaratı neutral milk hotel'in efsanevi "holland 1945"ına bir gönderme gibidir sanki (müzikal olarak).
hesabın var mı? giriş yap