• igor stravinskynin yayimlanmis en son soylesinin oldugu, ayni zamanda vaclav havel in en basta hapishane koridorlarindan daha sonra ise semirmis bir cek baskani olarak yazi yazdigi, ve hatta global maymun george sorosun uluslararasi ekonomik duzen ile ilgili yazilarini kaleme aldigi baska bir kagit parcasi bulmak pek mumkun olmaz sanirim.

    ayrica kuse kagida alerjisi olanlari besleyecek 'goruntusel olarak da entelektuel' yapisi, bir de yaninda vietnam savasi sonrasinda cok daha pasifligin koridorlarinda dolasiyor olsalar bile -diger butun yayinlara gore- olan bitenlere anlamli bir sekilde havlayabilen yazilari ile 'dunya entelijensiyasi' diyebilecegimiz sozde grubun bastaci oldugunu kabul etmek gerekir.

    kisaca nyrb dedigimiz dergimiz, zamani gelir, filmlerden dizilerden gordugumuz baska bir newyork'lu nypd*yi bile dover, boylesine cussesi kucuk, gucu buyuk, boylesine lafi dinlenir, boylesine hic bir baska yayina benzememis, oralarda oylece parildayan bir entelektuel elitizm kalesidir kendisi, cevresi nehirlerle cevrili.

    ayrica su siralar magazineworld.com'dan uye olanlara tugba ozay la fitness dvdsi veriyorlar, ama sadece kisa bir sure icin, kosun.
  • yalnızca süper bir dergi olmakla kalmaz, aynı zamanda böyle şeylere kafa yoran bir çok insan tarafından amerika'nın en önemli, en prestijli entelektüel dergisi kabul edilir. 1963 yılında, new york'taki gazeteciler grevi sırasında yazarlar ve edebiyat eleştirmenleri tarafından kurulmuş, kısa zamanda da edebiyat ve sanat dünyalarının gözbebeği haline gelmiştir. genelde kitap eleştirilerinde tematik çalışır, ve tek makalede aynı konu üzerine yazılmış 7-8 kitabı birden incelerler. bu yüzden de yayınladığı makaleler ve eleştiriler bir hayli uzun olmanın yanısıra, dil ve de içerik bakımından da oldukça ağırdırlar (hem zor, hem de kasvetli manasında); dolayısıyla da çoğu bitirilmeden bırakılmaya mahkumdurlar. yine de sonuna kadar okunabilen yazılar insanda hem çok şey öğrendiği, hem de yılmayıp yazıyı bitirerek bir şeyler başardığı hissi yaratır. son 40 yılın önemli edebi ve kültürel şahsiyetlerinin (ve akademisyenlerinin) hemen hemen hepsi new york review of books'ta yazmışlardır ve yazmaktadırlar (sırf bu ayki sayısının kapağına bakınca şu isimlerle karşılaşıyoruz mesela: john updike, ronald dworkin, joyce carol oates, margaret atwood, joan didion, vb.) edebiyat dışında özellikle siyaset (tabii ki amerika merkezli, fakat oldukça da enternasyonel) ve kültür alanlarına eğilirler. sol eğilimli bir dergi olduğunu söylemem malumu ilam olur; zaman zaman yayınladığı ultra-solcu yazılar sayesinde radical chic bir imaj da edinmiştir.

    günümüzde bir klasik sayılan ilk sayısını http://www.nybooks.com/contents/19630201 adresinden okuyabilirsiniz.
  • abd'nin tartismasiz en onemli yaygin entellektuel yayini olan new york review of books, yilda 20 sayi yayinlanir ve bu da bazen ayda bir, bazen iki kere cikmasi demektir. jm coetzee'nin son romanindan alintilar, turkiye'deki politik gelismeler, new york'taki en taze sergilenen opera, chicago'daki en yeni resim sergisi, ortadogu'ya iliskin cozum onerileri ve budizmin tarihsel gelisimi gibi cok genis alanlardaki yazilari ayni sayida okuma ihtimali yuksektir. web sitesinden bazi yazilari okunabilecegi gibi, podcast hizmetler ve bloglari da cok guzel olanaklar sunuyor son zamanlarda. turkiye'den abone olmak demek bir sayiyi 5-6 dolara okumak demektir ki eger dunyaya ulasmak isteyen biriyseniz, onemle tavsiye edilir.
  • 50. yaşını geçtiğimiz günlerde bir parti ile kutlayan efsanevi derdi.
    derginin editörlüğünü 50 yıldır aynı isim; robert silvers adlı bir edebiyat aşığı yapıyor.
    türkçe edisyonu çıksa da okusak...
hesabın var mı? giriş yap