• ingiliz ulusal şiir yarışmasının 2017 senesinin en iyi şiiri seçmiş olduğu yapıt. dom burry isimli genç bir şairin kalemindendir.

    six boys, a calf’s tongue each, one task —
    to gulp each slick muscle down in turn,
    to swallow each vein whole and not give
    back a word, a sign, our mothers’ names.
    the scab stripped off, the ritual learned —
    five boys step out across an empty field.

    five boys step out across an empty field
    to find a fire already made, the task
    to dock then brand a single lamb. we learnt
    fast how to hold, then cut, then turn
    each tail away, to print in them our names —
    our ownership. we dock, we brand, give

    iron to the skin until at last their legs give.
    four boys step out across an empty field,
    each small child waiting for a name,
    our own name to be called, the next task
    ours to own, ours to slice into, to turn
    each blade, to shear off skin until we learnt

    the weight of it. one by one we learnt
    the force our bodies hold, the subtle give
    our own hands have, how not to turn
    our gaze. three boys stand in a frozen field —
    each child stripped and hosed, the next task
    not to read the wind but learn the names

    we have for snow, each name
    we have given to the world. to then unlearn
    ourselves, the self, this is — the hardest task.
    to have nothing left. no thing but heat to give.
    two boys step out across an empty field.
    still waiting for the call, waiting for our turn,

    waiting to become, to dig, to turn
    at last our hands into the soil then name
    the weakest as an offering — the field
    opened to a grave, my last chore not to learn
    the ground but taste it closed. ı don’t give
    back a word, surprise ı am the task —

    that what the land gives it must then learn
    to turn back into soil. one child, a name its task
    to steal. five boys turn from an empty field.
  • yıllardır okurum ve yıllardır çoğu zaman bir amaç uğruna yoğun bir çaba göstersem anımsarım. bu akşam şu şekilde çevirdiğim sestina:

    açılmış olan tarla

    altı oğlan, birer buzağı dili, tek bir görev -
    sıra sıra gırtlakta zaptetmek,
    her damarı tek lokmada ağza atıp
    ne bir söz söylemek ne de anamızın adını imlemek.
    yaranın kabuğu kaldırıldı, ritüel öğrenildi -
    beş oğlan boş bir tarlada yürüyecekti.

    beş oğlan boş bir tarlada yürüyecekti
    baktılar ki ateş çoktan yakılmış, neydi görev
    bir kuzuyu işaretleyip kesmek. öğrenildi
    çevirmek, ama önce kesmek, en önce hızlıca zaptetmek
    zayıf düştü her biri - güttükleri amaç imlemek -
    adlarımızı ve mülkümüzü. kestik, işaretledik atıp

    cildi dağla hiç değilse bacaklarına ütü atıp
    dört oğlan boş bir tarlada yürüyecekti.
    her bir ufaklık bekledi ismi onları hep imleyecekti
    bize seslenilecek olan kendi isimlerimiz - sıradaki görev
    bizim ki ona sahibiz, bizim ki onu zaptettik
    bıçakla yardık her birimiz ve artık öğrendik

    amma da ağırmış. teker teker öğrendik
    vücutlarımızı tutan gücü, ustalıkla atıp
    kendi ellerimizi üstüne, devirip zaptettiğimiz
    bakışlarımızı. üç oğlan donuk tarlada yürüyemedi-
    her biri soyulup hortumla yıkandı - sıradaki görev
    okumak değil rüzgarı ancak isimlerini imlemekti

    her yağan karı başka isimle imleyeceğiz
    dünya artık böyle bir yerdir. sonrasındaysa öğrendiğimiz
    kendimize dair ne varsa sileceğiz - işte bu en zor görev
    hiçbir şey kalmayacak. hiçbir şey, vücut ısıları dışındakileri atıp
    iki oğlan boş bir tarlada yürüdü. .
    halen beklerler ki biri seslensin, beklerler ki burada bir yer zaptetsin.

    beklerler ki olsunlar, kazsınlar, zaptetsinler
    hiç değilse toprağa gömülü ellerimizi, ve imlesinler
    en güçsüzü bir teklif olarak - yürüdükleri
    tarla bir mezarlığa açıldı, son görevimse öğrenmemek
    gömdüğümüz yeri ama deneyimlemek diri gömülmeyi. onu atıp
    üstüne bir kelime etmeksizin. sürpriz meğerse ben görevmişim -

    işte karadan ne atıldıysa üstümüze, mecburuz ki öğrenelim
    toprakla zihnimize kazınsın. bir çocuk, imlensin ki onun görevi
    çalmaktır. beş oğlan boş bir tarladan geri yürüyecekti.
hesabın var mı? giriş yap