the origins of totalitarianism
-
hannah arendt'in kendisine göre totaliter olan sovyetler birliği ve nazi almanya'sını incelediği ve totaliter rejimleri yerin dibine soktuğu meşhur kitabı. arendt'e göre, avrupa'da totaliter rejimlerin ortaya çıkmasında 18. yüzyılda güçlenen anti-semitik duygular ve emperyalist zihniyetin büyük rolü olmuştur. zira totaliter rejimler, tüm dünyaya yayılmak ve bireyi her alanda kontrol etmek isterler. totaliter rejimlerin ortaya çıkmasında yalnızlık içerisinde yaşayan ve siyasi olarak etkisiz kalmış büyük kitlelerin de önemli rolü olmuştur. ayrıc totaliter rejimler, ona göre ancak çok nüfuslu ülkelerde görülebilir; zira totaliter rejimler rahat insan harcayabilecek durumda olmalıdırlar. geniş bir muhalefete ve dışlanmışlar grubuna da ancak çok kalabalık bir ülkede rastlanabilir. ayrıca propagandanın rolü de büyüktür böyle rejimlerde. 1951 yılında hitler ve stalin'i hedef alarak yazılmış çok çok ünlü ve önemli bir eserdir.
-
hannah arendt - totalitarianism: part three of the origins of totalitarianism
"topyekün tahakküm, yaşamın hiçbir alanında özgür inisiyatife, bütünüyle öngörülmeyen hiçbir etkinliğe izin vermez. totalitarizm, iktidara gelir gelmez, istisnasız, görüşlerine bakmaksızın tüm birinci sınıf yeteneklerin yerine, zekadan ve yaratıcılıktan yoksunlukları yine de sadakatlerinin en iyi garantisi olan kafadan çatlakları ve aptalları koyar." -
"totalitarizmin başarısındaki endişe verici faktör daha çok yandaşlarının gerçekten kayıtsız oluşlarıdır: hareketin içerisinde yer almayanlara ya da hatta harekete düşman olanlara karşı işlenmiş suçların, bir nazi ya da bolşeviğin inancını sarsmayışı anlaşılabilir; fakat asıl şaşırtıcı olan gerçek, canavar kendi çocuklarına kıymaya başladığı zaman, hatta kendisi de zulmün bir kurbanı durumuna düşse, asılsız suçlardan mahkum edilse, partiden ihraç edilse, çalışma ya da toplama kampına gönderilse bile tereddüde düşmeyişidir.
aksine, tüm uygar dünyayı hayret içinde bırakacak biçimde, hareketin bir üyesi olarak konumuna dokunulmadığı sürece, dava edilmesine ve kendi ölüm cezasının tertiplenmesine yardım etmeye bile istekli olabilir. bütün gerçek deneyimleri aşan ve tüm doğrudan özçıkarları geçersiz kılan bu mantıksız inadın, ateşli bir idealizmin basit bir ifadesi olduğunu düşünmek saflık olacaktır.
idealizm, aptalca ya da kahramanca, her zaman bireysel bir kararla, inançla ortaya çıkar ve deneyime ve iddialara tabidir. tüm idealizm biçimlerinin aksine, totaliter hareketlerin fanatizmi, fanatikleşmiş yandaşlarındaki hareketi çöküşten kurtarabilecek herhangi bir inanç kalıntısını yok ederek onları yüzüstü bıraktığı anda yıkılır*. fakat hareket dağılmadığı sürece onun örgütsel çerçevesi içerisindeki fanatik üyelere ne deneyimle ne de tartışma yoluyla erişilebilir; hareketle özdeşleşme** ve salt konformizm**, işkence ya da ölüm korkusu gibi aşırı bile olsa, deneyimden etkilenme kapasitesinin ta kendisini yıkmış görünmektedir."
hannah arendt - totalitarianism: part three of the origins of totalitarianism
(bkz: stockholm sendromu) (bkz: kitle/@ay hatun) -
-
"totaliter polisin görevi suçlu bulmak değildir; ancak, devlet halkın belli bir bölümünü tutuklamaya karar verdiğinde el altında olmaktır."
-
(bkz: gerçeklikten kopmak/#94055812)
(bkz: kitle yönlendirmede terör kullanma/#90813806)
(bkz: deindividuation/#95217947) -
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap