• http://www.youtube.com/…hbw&list=pl67684557408b24b6

    bu insanlar, evrenin gözlem/keşif için yaratıldığını (pardon, tasarlandı diyecektim... (bkz: cdesign proponentsists)) iddia ediyorlar, bu iddialarına, habitability ve measurability arasındaki "anlamlı" ilişkiden ulaştıklarını söylüyorlar. bunu duyunca, "bunda ne var ki? dünya habitable(yaşanabilir) olmasa zaten üzerinde gözlem/ölçüm yapabilen zeki canlılar yaşayamayacağından bir measurability'den söz edemeyecektik" diye aklımdan geçirdim. ama abilerin savundukları şey şuymuş:

    - the same narrow circumstances that allow us to exist also provide us with the best overall setting for making scientific discoveries
    - the very conditions that make earth hospitable to intelligent life also make it well suited to viewing and analyzing the universe as a whole

    yani iddiaları, bize hayat veren koşulların, aynı zamanda dünya'yı evren'i gözlemek için en ideal yer yapan koşullar olması. bunu desteklemek için bir takım örnekler sunuyorlar. ve olasılık hesabını amaç dışı kullanarak (abuse) bütün bunların gerçekleşme ihtimalinin ne kadar düşük olduğunu gösterip, bunun sadece "şans" ile açıklanamayacağı sonucuna varıyorlar.

    verilen örneklerden bazıları:

    - dünya'nın habitable zone içinde bulunması. habitable zone'da bulunmasak dünyada bildiğimiz anlamda bir yaşam olmayacaktı.
    - dünya'nın samanyolu galaksisindeki konumu. spiralin iki kuyruğu arasında, görece güvenli bir konumda yer alıyor olması, dünya'nın jupiter gibi bir gezegen tarafından korunması vs.
    - dünya'nın kozmik toz bulutlarından uzakta bulunması. dolasıyla dünya'dan uzayın rahatlıkla gözlenebilmesi.
    - dünya'nın, kozmik mikrodalga radyasyonunun hala ölçülebilir olduğu bir kozmik zaman diliminde var olması. örneğin bu sayede big bang teorisine ulaşabilmiş olmamız. başka bir zaman diliminde yaşamış olsak ve background radyasyonunu ölçemesek big bang'e ulaşamayacağımız sonucunu çıkarıyorlar.
    - güneş tutulmasının en iyi görüldüğü gezegenin dünya olması. tutulma esnasında ay ve güneşin dünya'dan eşit büyüklükte görülmesi ve ayın güneşi tamamen kapatabilmesi. bunun diğer gezegenlerde görülmemesi onlar için önemli bir işaretmiş.

    böyle bir sürü örnek sayıp, en son, "dünya'ya yukardan bakıldığında dağların tepesinde gözlem evleri görürüz. bunların şehrin ortasında değil de yüksek dağlarda bulunmalarının bir sebebi vardır. konumları insnalar tarafından bilinçli olarak seçilmiştir. aynı şekilde, dünya da içindeki zeki canlıların gözlem yapabilmesi için en uygun yerde ve zamanda meydana gelmiş ise, bu bilinçli bir tasarımcının eseri olmalıdır", diyorlar: http://www.youtube.com/…ailpage&v=ubxudcwm9as#t=120

    "evren, içinde zeki canlıların yaşayıp evrenle ilgili gözlem-keşif yapabilmesi için en uygun koşullara sahip olacak şekilde özel olarak tasarlanmıştır ve bu bir tesadüf olamaz," sunucuna ulaşıyorlar. "the universe is designed for discovery" diyerek bitiriyorlar. (bkz: discovery institute)

    akıllı tasarım'ın karşısına koydukları şey ise, "şans". yani, bütün bunlar ya tasarlanmıştır, ya da şans eseri olmuştur diyorlar. bilimle uğraşan bir insanın başvurabileceği en ucuz yola başvurup, olayı (yani varlıklarının nedenini) "şansa", "tesadüfe" indirgemeye çalışıyorlar. cevap aradıkları soru bile, "nasıl/neden(cause)" değil "kim/ne/neden(purpose)" sorusu. sonra da bütün bunların şans eseri olamayacağını, caner taslaman bey gillerin de sıkça başvurdukları meşhur "olasılık hesaplamaları" ile destekliyorlar, akıllarınca. (bu yüzden abuse dedim yukarda).

    hesaba katmadıkları şey ise evrenin bütün bu bahsettikleri olasılıklara ve daha fazlasına hatta bizim anladığımızın dışında bir yaşamın ve bizden çok farklı özelliklerde zeki canlıların oluşmasına izin verebilecek kadar büyük olduğu. sadece bizim galaksimizde, earth-like dedikleri, dünya'ya yakın büyüklükte 17 milyar gezegen olduğundan bahsediliyor ve görünür uzayda 170 milyar civarı galaksi olduğunu biliyoruz. şimdi, biz evrenin ne kadarını keşfettik de, dünya'nın önümüzdeki yüz yıl, bin yıl içinde yok olmayacağından eminmiş gibi dünya'yı çok özel kabul ediyor, akıllı bir tasarımcı tarafından gözlem/keşif yapabilelim diye özel olarak tasarlanmış bir evrende yaşadığımızı iddia edebiliyoruz?.. ya ben neyse bir şey demiyorum.

    ayrıca "yukardaki örneklerden" sadece habitable zone'da bulunmak "dünya üzerinde bizim bildiğimiz anlamda yaşamın oluşması ve zeki canlıların evrilip gözlem yapabilmesi" için bir şart. "measurability" i artıran etkenler "habitability"'ye herhangi bir şekilde katkı sağlamak zorunda değil.

    son olarak, zeki yaşam formlarının oluşabildiği herhangi ortamda, bu canlılar er ya da geç "neden varız, neredeyiz?" sorularını soracaklardır. ve sorularına cevap ararlarken gözlem ve keşif yapmaları kaçınılmazdır. bu, yaşadıkları gezegenin keşif için en uygun koşullara sahip olup olmamasından bağımsızdır.

    bu canlıların soru sorabiliyor olmaları, soru sormak için tasarlandıkları anlamına gelmez. sadece soru sorabilmeleri için gereken şartların evrenin bir noktasında bir araya gelmiş olmasından kaynaklanır. ve evrenin büyüklüğ göz önüne alındığında, bunun gerçekleşme olasılığı hiç de az olmasa gerek. hem de önümüzdeki en güzel örnek, üzerinde yaşadığımız bu dünya'yken.
hesabın var mı? giriş yap