• morcheebanin big calm isimli albumunun ilk parcasi.

    flocking to the sea
    crowds of people wait for me
    sea gulls scavenge
    steal ice cream
    worries vanish
    within my dream

    i left my soul there,
    down by the sea
    i lost control here
    living free

    i left my soul there,
    down by the sea
    i lost control here
    living free

    fishing boats sail past the shore
    no singing may-day any more
    the sun is shining
    the water's clear
    just you and i walk along the pier

    i left my soul there,
    down by the sea
    i lost control here
    living free

    i left my soul there,
    down by the sea
    i lost control here
    living free

    a cool breeze flows but mind the wasp
    some get stung it's worth the cost
    i'd love to stay
    the city calls me home
    more hassles fuss and lies on the phone

    i left my soul there,
    down by the sea
    i lost control here
    living free

    i left my soul there,
    down by the sea
    i lost control here
    living free

    i left my soul there,
    down by the sea
    i lost control here
    living free

    i left my soul there,
    down by the sea
    i lost control with you,
    and living, living,
    and i, living, by the sea
  • skye edwardsin super durusunun beni en cok etkiledigi parca. kollarini iki yana acip soyledi butun parcayi.
  • bernard butlerin stay isimli singleindan bir sarki
    sozleri

    this city's come between us, our hopes and all our plans
    they flew a line of banners that i don't understand
    so we shuffled slowly sideways, said we'd leave it all to chance
    cos this city means more than just plans

    i came across a photo, it fell into my hands
    and there in space before me, a model to my plans
    so as though i'd always known you, i began to understand
    that this city means more than i can

    and i can hear you calling me right to the sea, yeah ah
    oh i can hear you calling me right to the sea

    this city's come between us, our hopes and all our plans
    it's likely no-one's seen us swing the truth between our hands
    and it may not hold you dearly, or make you feel romance
    but this city means more than i can
    this city means more than i can
    this city means more than i can
    than i can
    than i can

    than i can
  • 2003 senesinde yapilmis bir baltazar kormakurfilmi.
  • arkasından the sea 2 yi de getiren serin, baltık denizi cazımsıları.aslında cazdan daha öte bir şeyimsi oldukları kanısına da varmak olasıdır.
  • john banville'in 2005 yili man booker prize almis romani.
  • corinne bailey rae'nin şahane olmuş 2. stüdyo albümü. şöyle bir tracklist'i var.

    1. are you here
    2. i'd do it all again
    3. feels like the first time
    4. the blackest lily
    5. closer
    6. love's on its way
    7. i would like to call it beauty
    8. paris nights / new york mornings
    9. paper dolls
    10. diving for hearts
    11. the sea
  • geceyarısı, hem de dışarıda yağmur yağarken çok iyi giden bir morcheeba şarkısı.
    ilaç gibi geldi, imdada yetişti, yağmur sesiyle birleşince serin bir tad bıraktı damakta ve dimağda.
  • çok çok nazik bir albüm, ecm'in başyapıtlarından.

    ketil bjørnstad bu albümde "kadroyu" toplamakla kalmamış, bestekarlığın en acımasız haliyle yüreklerimizi dağlamıştır. the river ve epigraphs'te de birlikte çaldığı eski dostu cellocu david darling, duo-canlı performanslarının dudak uçuklattığı kuzeyin en iyi gitaristlerinden terje rypdal ve hemen her vurmalıya hakim jon chistensen'le birlikte dört kişilik ve dört dörtlük bir albüm the sea.

    on iki parçayı tek başına analiz etmek anlamsız. çünkü bjørnstad'ın diğer albümleri hatta -müzik uğruna* ve düşüş* adlı- kitapları dahil konsept yapısı oluşturma becerisi bu albümde de kendini göstermiş. aslına bakarsanız doksanların norveç cazı için altın yıllar olduğunu iki binlerin başında düşünebiliyorsak bu albümün zamanının hayli ötesinde olduğunu kabul edebiliriz.

    terje rypdal; bill frisell ya da john abercrombie gibi değil de tahmin edilebileceği gibi gary moore usulü ton kullanıyor; bu bağlamda denizdeki yunusların sesine hayat verdiğini söyleyebiliriz. (yine de frisell'ı tercih ederim.) david darling ise arkada kalmayı tercih etmiş; ancak bu onu es geçeceğimiz anlamına gelmesin. mr. bjørnstad ne zaman parmaklarını piyanodan çekse etrafta darling'in olduğunu albüm size gösteriyor. (spiritual bir anlatım bu belki de, ancak birkaç kez dinlediğinizde daha iyi fark edeceksiniz.) bjørnstad ise tıpkı all blues'daki bill evans gibi; sihirli yolu oluşturan büyük usta. john christensen'in nadiren kullandığı snare drum'a öyle güzel uyduruyor ki piyanoyu, irkilmemek elde değil.

    son olarak; mükemmel 12 şarkının içinde dokuzuncusunun ayrı bir yere sahip olduğunu ve albümün adeta beşinci şarkıyla başladığını ifade eder, güzel günler dilerim.
  • melanie c'nin beşinci albümü. eylül'de yayımlanacak. dört mükemmel albümden sonra hayâl kırıklığı istemiyorum, lütfen, lütfen!!

    2011 fifa kadınlar dünya kupası için kaydedilen rock me gaza getirici ama yeterince iyi değil. asıl single olan ve katy perry parçalarını andıran think about it'te de bir şeyler eksik ama ne çözemedim. hadi ama!!!

    edit: alınız, aldırınız. pişman olmayacaksınız. the sea, weak, one by one gibi çok iyi şarkılara hepsi ortalama üzeri parçalar eşlik etmiş, ortaya tıpkı this time gibi bütünlüklü, eli yüzü düzgün ve olgun bir iş çıkmış. mel'in her albümü bir diğerinin ötesinde ve bu da kuralı bozmamış. çok iyi.
hesabın var mı? giriş yap