• insanlarin marsa yerlesimlerini anlatan ilginc bir kitap
    bircok hikayeden olusur ve hepsinin ana konusu marsa giden insandir..
    hikayeler birbirine bagli gibi gorunsede aslinda ayri ayridirlar hatta bradbury nin baska kitaplarinda bu hikayelere tek olarak rastlanabilir...
  • hikayeler bagimsiz gibi gorunsede kronolojik bir sira izledigi icin, tum hikayelerin tek seferde okunmasinda cok buyuk fayda vardir. maksimum hazzi ya$amak icin.
  • turkce'ye gumu$ cekirgeler adiyla cevrilmi$ ray bradbury kitabi.
  • february 2002...
    the rockets set the bony meadows afire, turned rock to lava, turned wood to charcoal, transmuted water to steam, made sand and silica into green grass, which lay like shattered mirrors reflecting the invasion, all about... the rockets came like drums, beating in the night... the rockets came like locusts, swarming and setting in blooms of rosy smoke...
  • ocak 1999 da baslayan, ilk uc yolculugu komik basarisizliklarla sonuclanan* ama dorduncusunden sonra mars in, gezegenin yeni insan* nufusunu tasiyan gumus cekirgelere benzeyen roketler tarafindan isgalini, gelenlerin eski gelenege uyarak marsta dunyadaki her seyin yenisini yapmalarini* ve ekim 2026 ya kadar bu insanlarin basina gelenlerin anlatildigi kitap... ray bradbury cok yasa demekten baska bir sey gelmiyor insanin elinden...
  • asıl adı martian chronicles olan ve dilimize ithaki yayınları tarafından mars yıllıkları olarak çevrilen kitabın ingiltere basımına yayımcı firma tarafından verilen isimdir the silver locusts ve baskan yayınevi tarafından gümüş çekirgeler olarak aktarılmıştır. ingiliz ve amerikan basımları arasında bunun haricinde pek bir fark yoktur, ama ray bradbury'nin amerikalı olduğu, martian chronicles ismini kendisinin seçtiği, silver locusts'un ise ingiliz yayımcı tarafından uydurulduğu gözönünde bulundurulursa, chronicles tercih sebebi olabilir. kaldı ki ülkemizde basılan gümüş çekirgeler, ray bradbury'nin en büyük özelliği olan betimlemeler kesilerek, biçilerek, sadeleştirilerek çevrilmiştir. buna itibar etmeyip mars yıllıklarını almak, iki kitap arasındaki yüz küsür sayfalık farkın nereden geldiğini anlamak için de lüzumludur.
  • ray bradbury'nin martian chronicles eserinin ingiliz basımının adı. (bkz: mars yıllıkları)
  • mars'ın ve dolayısıyla insanın ayak bastığı, yaşamaya başladığı her yerin nasıl kısa zamanda insan tarafından yağmalandığını anlatan ve akabinde yeni gezegenler bulan insanın bir gün kendi gezegeniyle birlikte kendini de yok edişini çeşitli zamanlarda geçen öykülerle anlatan (bkz: ray bradbury) romanıdır. roman 1984 yılında ilk kez basılmış olmasına rağmen bilim kurgusal açıdan günümüzde de aynı tadı veriyor okurlarına.

    kitabın sonlarına doğru (bkz: sara teasdale)'den bir şiir kitabın özünü etkileyici biçimde ortaya koyuyor:

    “ılık yağmurlarda yıkanmış toprak kokusu
    ve yuvaya dönen kırlangıçların coşkusu
    ve suların aynasında eşini öpen dallar
    ak duvaklı gelinliğe bürünmüş ağaçlar
    yalaza tüyler donanmış ardıçkuşu
    buruk bir mutluluğu anlatıyor ölüşü
    hiçbir anlam veremezler savaşa hiçbiri
    güzelliği öldüren çirkinliğe düşman gözleri
    ve öksüz doğa uyanırken toprakta
    güçlük çeker yokluğumuzu kavramakla
    hiçbiri anlamayacak bizi hiçbiri
    ne kuşlar, ne ağaçlar ne de bahar
    insanlığın yok oluşuna bakıp
    şaşıracaklar!”

    distopik görünse de bir gün gerçek olmaya çok yakın değil mi sizce de?

    edit: kitabın türkçe karşılığı (bkz: gümüş çekirgeler) ancak bu başlığa entri girince neden ingilizce karşılığına ekleniyor anlamış değilim. çok anlamsız olmuş!
hesabın var mı? giriş yap