62 entry daha
  • 142 dakikalık, 2017 yapımı film.

    7 / 10.

    force majeure ile birçok kişi gibi benimde defterime eklenmişti ruben östlund. o yapımda hem yazan hem yöneten kendisiydi. the aquare de aynı durum geçerli. fakat bu sefer yönetim konusunda hayal kırıklığına uğradım. ana hikayeden bolca kopulması, sürenin şaşırtıcı ve yersiz şekilde uzatıldıkça uzatılması yorucu olmuş.

    --- spoiler ---

    senaryo ise iyi fikirlerle dolu ve güncel. kudretini ve kara komedisini de bu güncellikten alıyor kanımca. isveçin ortasında birbirine isveççe küfür eden iki suriyeli ya da tavuklu sandviçine soğan istemeyen dilenci beni koltuktan düşürecekti neredeyse. nedeni de aşırı komik olması değil, ülkesinde 3,5 milyon suriyeli olan bir vatandaş olarak benzer hikayelere bu topraklarda da tanık oluyor olmam. bu bağlamda diğer tüm ironik "kara" hallerle birlikte, östlund'un da bir nokta göçmenden yaka silktiğini düşünebiliriz belki.

    --- spoiler ---

    oyunculuklar ise sıkı. claes bang başrolde oldukça iyiydi. elisabeth moss ve kadroya nasıl dahil edildiğini gerçekten çok merak ettiğim dominic west de yan rollerden bazıları.

    sonuç olarak uzun süre unutulmayacak, zaman zaman oldukça çarpıcı ya da komik sahnelerde içeren film, 2017'nin görülmesi gereken işlerinden. filmde tanık olduğumuz sanat ya da çağdaş sanat dünyasındaki çelişkiler ise nuri bilge ceylan'ın kış uykusu'nda sızdırdığı ikilemleri ve sınıfsal "üstten bakışları" hatırlattı bana, ayrıca.

    her eve imdb
165 entry daha
hesabın var mı? giriş yap