• 29.uluslararası istanbul film festivali çercevesinde gösterilecek olan filmlerden birisi.

    http://www.imdb.com/title/tt1295072/
    http://www.iksv.org/…tent=film&day=1&sid=16&fid=207
  • kendisini troçki'nin reenkarnasyonu sanan ve başından geçen tüm olayların lev troçki'nin de başından geçtiğini düşünen, kanada'nın quebec şehrinde yaşayan 17 yaşındaki bir liseli çocuğun hikayesi.

    filmin biraz konusundan bahsetmek gerekirse; troçki'nin tüm hikayesini, sözlerini, yaşam tarzını, aşklarını ezberleyen ve bunu her fırsatta gerek davranışlarıyla gerek konuşmasıyla tekrarlayan kanadalı leon önce babasının fabrikasında işçi olarak çalışmaya başlayıp iki gün sonra grev yaparak troçki olma yolundaki en önemli adımını atar. polislerin yaka paça nezarete götürmesi onu üzeceği yere, daha da mutlu eder. çünkü hayatında troçki'ye benzediği her saniye onun için değişilmez bir mutluluk vermektedir. daha sonra özel okulunu bırakıp devlet okuluna yazılan ve ordaki bilinçsiz gençlerden birlik oluşturma sevdasına giren leon bu sırada aileiçi ilişkilerinde de sorun yaşar ve babası ile irtibatını keser. burjuva hayatından çıkıp sokaklarda uyuma pahasına ideallerini gerçekleştirme hevesine giren leon, toplumiçinde herkesin deli olarak gördüğü bir olmasına rağmen ideallerinden vazgeçmeme kararlılığını sonuna kadar sürdürür. bu sırada kendisinden 10 yaş büyük bir alexander bulup sevgili olmak, vladimir ilyiç isimli birini bulup ona lenin demek gibi hayallerini de gerçekleştirmekten geri durmaz. eğlenceli ve akıcı olaylar ile film leon'un troçki olma hayalini gerçekleştirebileceğini seyirciye anlatarak devam eder.

    yönetmeni tebrik etmek gerek, troçki hakkında yapılmış en güzel filmlerden birini kanada'nın küçük bir şehrindeki olayları anlatarak yapmayı başarmış. eğitim sistemi, burjuvazi, 2000 li yıllar gençliği üzerine derin göndermeleri var filmin. sistem eleştirisini de ihmal etmemiş ve her replik de bir kinaye var.

    leon'un tüm okulu ayaklandırmayı başarıp devrim yaptığını sandığı sırada, birden dünyasının kararmasına sebep olan konuşmalar da manidar ve filmin en can alıcı kısmı belki de. sistemi yıktık sanan bir lider ve yanında "yetenek yarışmasını dün o gülen adam mı kazandı", "haftasonu şu kızların yanına gidelim", " televizyondaki maçı kaçırmayalım, parçalayacaz" gibi aslında herşeyden bihaber gençlerle devrim yapmaya çalıştığının farkınan varır leon.

    kanadalı aktör jay baruchel, 28 yaşında olmasına rağmen 17 yaşında bir genci hem görünümüyle hem hareketleriyle hiç falso vermeden oynuyor. emily hampshire'da liseli aşığı olgun bayan imajıyla filmi daha da güzelleştirmiş.

    filmin dediği gibi "herkes aynı kararlılık ve bilinçte olmazsa hedefe ulaşamazsınız". sistemi değiştirmek için insanoğlu o kadar kararlı değil ama bu film için en yan karakter bile rolünün hakkını vermiş. enfes bir film çıkmış ortaya.
  • tek kelimeyle enfes bir film ve birden fazla izlenmesi şart.
  • -what is wrong with you?
    -i am trotsky!
  • son zamanlarda izlediğim en iyi filmdir. günümüz gençliğinin devrimci ruhunu nerede, ne zaman terk ettiğini ve o ruha aslında ne kadar ihtiyacımız olduğunun göstergesidir. ayrıca bir söz söyleyebilmenin yanı sıra son derece keyifli bir filmdir. bu çok önemli bence, son zamanlarda bunu yapabilen filmler giderek azalıyor gibi geliyor bana. ayrıca soundtracki de çok başarılı buldum ben. genç, enerjik ve devrimci bir film!

    --- spoiler ---
    "are you my stalin? ... bunu bir tişörtün üstüne yazmak istiyorum!"
    --- spoiler ---

    tavsiye ederim izleyin.
  • leon ya da yönetmen film boyunca günümüz gençliğinin şimdiki durumu hakkında "boşvermişlik mi sıkılmak mı" sorusunun cevabını aradı ve tabii ki bulamadı.

    - apathy or boredness ?
  • bu güne dünden gelen tokat gibi cevap the trotsky!

    her şey ama her şey bu güne dair ne varsa, irdelenip titizlikle incelenmiş. en ince ayrıntıya kadar taşak geçilmiş, fabrikalar zaptedilmiş, kapitalizmin nasıl ebe siktiği gözler önüne serilmiş ve sonunda da sanırım zevk almasını öğrenme öğütlenmiş. oh dear!
  • muhteşem bir film olmuş, ilham verici yanlarının olması da cabası. jay baruchel de oyunculuğunu göstermiş. onun yanındaki oyuncular ve karakterlerin hepsi sevimli bunu da not düşelim.
  • kanada'nın dünya sinema literatürüne kazandırdığı bir başyapıt. fabrikada grev yapan işçilerle başlıyorsunuz ve ordan sonra içinize bir mutluluk ışığı gösteriyor film. her sahnesi orijinallik kokuyor. kanada'ya özgü güzellikler de ekstrası
  • tesadüfen üzerimde rosa tişörtü, öyle izledim ben bu filmi..
    ne yapıp edip izleyin..
    tunus,mısır,tahrir meydanı,libya,..
    2011 devrimlerle başladı..
    sırada her yer olabilir..
    keyifle izleyeceksiniz..öyle bir film.
hesabın var mı? giriş yap