• bir gün neo tarafından sarfedilince gerçek olacak sözdür.
    (malum; kaşık yok diyosun...anlayana)
  • schrodinger dalga denklemleri ile matris mekaniğinin denk oldugunu ispatladıkan sonraki yıllarda hidrojen atomunun yapısı ile ilgili bir seminerde etmiştir bu sözü.

    - .. ve böylece hidojen atomu için olasıklık fonksiyonlarını da çıkarmış olduk. evet, sorusu olan?
    - efendim bir de matris yöntemi vardı üniversiteye ilk girdiğimiz sene kullandığımız ona göre de anlatır mısınız?
    - hayır hayır çocuklar. matris mekaniği geride kaldı. artık dalga var.
    - peki dalgalar nası matrise çevriliyor?
    - çevrilmiyor güzel çocuğum, direkt dalga denklemleri ile çözüyorsun.
    - peki matrise çevirmek istersem?
    - istemiyorsun canım evladım.
    - hocam peki uyarılmış elektrona sahip bir hidrojen atomunu matris ile nasıl çözümleriz?
    - matris yok uleyyn..

    budur.
  • matris felsefesinin doğal sonucu. hatırlarsanız filmde morpheus neo'ya gerçek sandığımız hayatın aslında bilgisayar tarafından üretilmiş bir simülasyon oldugunu, insanların gerçekte hiç yemek yemedikleri, hiç yürümedikleri, hiç güneşi, gökyüzünü, yıldızları görmediklerini, var oldugunu sandıkları her şeyin aslında bilgisayar tarafından beyinlerine gönderilen elektrik sinyallerinden ibaret bulunduğunu söylüyordu. ama morpheus gerçeğin tamamını söylemiyordu.

    ikinci bölümün hemen başında neo'yu ele geçiren ajan smith'lerden biri ona şöyle diyecek:
    - neo, bu aslında bir testti senin ikinci aşamaya geçip geçemeyeceğini görebilmek için. eğer başarılı olamasaydın seni her şeyi unutmuş bir halde tekrar eski hayatına geri gönderecektik. ama sen başarılı oldun ve gerçeği öğrenmeye hazırsın artık. tabi eğer bunu istiyorsan.
    - hö?
    elini cebine sokar ve ufak bir gümüş kutu çıkartır
    - bak, bu pembe fitil. eğer bunu alırsan tekrar eski hayatına dönecek ve olanlarla ilgili hiç bir şey hatırlamayacaksın. yok eğer sol elimdeki yeşil fitili tercih edersen seni gerçekle yüzleştireceğiz.
    neo şaşkın bir yüz ifadesi ile ajana bakakalır önce; kamera ajanın ellerine odaklanır, neo yavaşça pembe fitile doğru uzanır fakat bir anda ani ve kesin bir hareketle yeşil fitili kapar. kamera yavaşça tavana dönerken ajan smith'in yankılanan sesi duyulmaktadır.
    - hayır hayır, kafandaki delikten!
    neo kendine geldiğinde fenshui'ye göre dizayn edilmiş loş bir odanın içerisinde, yapay deri bir koltukta uzanmaktadır. gözlerini açar ve ellerindeki viskileri yudumlamakta olan bordo robdosambrlarının içindeki morpheus ile ajan smith'i görür. ajan smith gözlerini açtığını farkedince ona yaklaşır ve sorar:
    - iyi misin?
    neo evet anlamında başını sallar.
    - sadece başım ağrıyor biraz.ama gerçeği öğrenmek için sabırsızlanıyorum.
    - tamam neo. morpheus'un sana bahsettiği o savaşı bizler kazandık aslında. 2079'da yapay zekayı altetmeyi başardık. ama sonraları milyonlarca insan yıllarca süren savaşın şokunu atlatamadı. milyonlar, gruplar halinde eski hayatlarının özlemi içerisinde intihar etmeye başladılar ve dünyanın düzeni bozuldu, ölü bedenlerden yayılan gazlar yaşamı imkansız kıldı. biz, bir grup bilim adamı ve uzman, biraraya geldik ve hem yapay zekayı kontrol altında tutabilmek, hem insanların şoku atlatmalarına yardımcı olabilmek hem de soyun devamını sağlayabilmek için bu matris masalını uydurduk. bilgisayarları, savaşı kendilerinin kazandığına, dünya'ya hakim olup insanları enerji kaynağı olarak kullandıklarına da inandırmak için böyle bir kurgu geliştirdik.
    - eeaaaaöö..
    - sürekli bize yardımcı olabilecek insanları arıyoruz matris içerisinde. insan soyuna yardımı dokunabilecek ve gerçekle yüzleşebilecek güçte insanları buluyor, onları test ediyor, hazır olanları sistemden çıkartıp gerçekle yüzleştiriyoruz neo ve sen de bunu başaranlardan birisin.
    - ebeleebebebe...
    - üstelik sana bir konuda daha ihtiyacımız var. yeni bir virüs türedi dünya'da savaşta kullanılan nükleer silahlardan ötürü. adı xqta. bu virüs hem biz insanlara hem de bilgisayarlara bulaşabiliyor ve tüm medeniyetimizi tehdit ediyor. onunla savaşmalıyız neo. soyumuzun devamı için onunla savaşmalıyız ve yardımına ihtiyacımız var. bize yardım edecek misin?
    - bir kere de barış için uyandırsanız ya.
    - efendim?
    - tabi tabi. bittabi.

    neo çeşitli eğitimlerden geçer, beynine tıp ve bilgisayar teknolojileri bilgileri yüklenir ve xqta ile savaşmaya başlar. tam onu altetmek üzereyken xqta ona da bulaşır ve kendisini nevşehir yakınlarında tüf taşından yapılmış bir mağaraya sürükler. mağaranın içerisinde, oturmuş ateşin meydana getirdiği gölgeleri izlemekte olan aksakallı bir dede vardır. dede geldiğini görünce ondan tarafa döner ve der ki:

    - bak neo. aslında senin gerçek sandığın her şey tensor'un bir uydurması. 2079'daki savaşı aslında bilgisayar kazandı ve diğer bilgisayarlarla insanları kontrol altında tutabilmek için önce şu matris masalını, sonra da matrisden kurtulmayı başaranlar için xqta hikayesini uydurdu. ve şimdi tensörü altedebilmek için sana ihtiyacımız var. şu sağ elimdeki turkuaz şurubu içersen her şeyi unutacak ve eski hayatın döneceksin. yok eğer sol elimdeki altın sarısı şurubu içersen gerçekle yüzleşeksin.
    gerçekle yüzleşmek istersin değil mi neo?

    (bkz: idealizm)
  • bir söz öbeği
  • nietzsche'ye özenmiş bir kaşık sözü.
hesabın var mı? giriş yap