• netflix'de başlayan keyifli müzik belgeseli.

    özelikle 3.bölümünde dünyayı kasıp kavuran hit müziklerin isveç stüdyolarında kaydedildiğini ve isveç prodüktörlerinin neden bir marka olduğunu öğrenmek için çıkılan yolculuk çok eğlenceli ve öğretici.

    her bölüm müzik dünyasına damga vuran bir konuyu işliyor: brit pop, auto tune, country vb.

    tavsiye edilir.
  • beni en çok etkileyen bölümü tabii ki tutkum olan festivalleri konu aldığı bölüm oldu. çok detaylı anlatmamışlar fakat çıkış noktası ve ana düşünce-amacı ele alması açısından tatmin edici buldu. tümüyle harikaydı. herkese tavsiye ederim 10/10
  • auto-tune'la ilgili olan bölümü oldukça keyifli olan belgesel dizisi. auto-tune'un mucidine, onu nasıl keşfettiğine, auto-tune'u dünya çapında meşhur eden t-pain'e kadar auto-tune'la ilgili merak edilen pek çok konuya değiniliyor.

    --- spoiler ---

    bölümün açılışı özellikle aşırı keyifli. t-pain ve usher aynı uçakta özel bir etkinliğe gidiyorlar. t-pain uçakta uyurken birden yanına bir hostes geliyor ve usher'ın kendisiyle konuşmak istediğini söylüyor. usher ve t-pain konuşmak için bir köşeye çekiliyorlar. usher, t-pain'e “you fucked up music with auto-tune” (auto-tune'la müziğin içine ettin) diyor.*girişteki bu kısa hikaye, belgeselin bu bölümünün ne denli ilgi çekici olduğunun sinyallerini veriyor aslında. sadece usher değil, dünyanın her yerinden dinleyiciler ve eleştirmenler t-pain'e auto-tune kullandığı için yükleniyorlar. ancak bir süre sonra t-pain'in auto-tune'lu şarkılarının tüm bu eleştirilere rağmen popüler listelerde en tepede yer aldığı görülünce pek çok popüler şarkıcı (bkz: chris brown), (bkz: flo rida), (bkz: pitbull) t-pain'le düet yaparak bir yandan auto-tune'un kaymağını yerken diğer yandan auto-tune'lu şarkılarını solo olarak çıkarmaktansa t-pain'le düet yaparak gelecek eleştirilerden kaçınmaya çalışıyorlar. bu da belgeseldeki en ilginç noktalardan biriydi. sonrası ise malum. t-pain'den dolayı tu kaka edilen auto-tune, kanye west'in 808s & heartbreak albümüyle birlikte temize çıkıyor ve o günden beri de kullanım grafiği durmak bilmeyen bir yükselişte.

    --- spoiler ---

    bana kalırsa auto-tune'a siyah veya beyaz olarak bakmamak gerekiyor. t-pain'in eleştirilme nedeni bence auto-tune'u her şarkısında aşırı kullanıp tek tip şarkılar yapmaya başlamasıydı. diğer taraftan kanye ise auto-tune'a duygu katarak onun daha farklı ve yaratıcı bir şekilde kullanılabileceğini gösterdi. sonuç olarak bence auto-tune konusundaki tepkilerin herhangi bir teknolojik icada gösterilen tepkilerden farkı yok. nasıl ki internet kullanım amacımıza göre inanılmaz fayda sağlayabiliyor veya hayatımızı cehenneme çevirebiliyorsa auto-tune konusunda da durum aynı. her şey kullanım şeklinde, yani insanda bitiyor.
  • boyz ii men ile ilgili olan ilk bölümünü izlediğim ve çok beğendiğim belgesel. her ne kadar one sweet day'den bahsedilirken mariah'nın isminin geçmemesine sinir olsam da grubun ve saf r&b'nin büyük bir hayranı olarak izlerken yüzümden gülümseme bir an eksilmedi.

    --- spoiler ---

    en çok etkilendiğim sahne de zamanında chuck berry'ye elvis presley'nin yaptığını boyz ii men'e backstreet boys, n sync ve 98 degrees'in yaptığını söyledikleri sahne oldu. gerçekten de siyahların kendi kültürlerinden ürettikleri müziği beyazların gelip ellerinden almaları ve üstüne üstlük toplumsal avantajlarını da kullanıp tereciye tere satarak çok daha büyük başarılar yakalamaları cultural appropriation dediğimiz haltın, hatta basbayağı kültür hırsızlığının şahane bir örneği.

    michael jackson'ın '80'lerde yıktığı ırk bariyerlerinin üzerinden bir de '90'larda geçip o bariyerleri bir daha kurulamayacak ezikliğe getiren, neredeyse her şarkıları ile 10'lu sayılarda haftalarca 1 numarada kalan adamların beyaz üstünlüğü ve tabii ki müzik dünyasında çok çabuk değişen dengelere ayak uyduramamaları ve sonunda bir üyelerinin gruptan ayrılması da uyarınca madison square garden'dan mahalle gazinosundan bozma mekanlara düşmeleri de üzdü ayrıca. bu adamları bilmeyen, dinlemeyen '90'ları, siyah müziğini, r&b'yi biliyorum diye ortalıkta gezmesin.

    --- spoiler ---

    ve evet end of the road'u söyleyemeyen kendine şarkıcı dememeli.*
  • cok guzel is olmus be, ozellikle festival rising bolumu. festivalleri nasil manyakca ozledigimi hatirlatti, oturup woodstock videolari izliyorum simdi, ah ulan, dunyanin su anki hali gercekten cok acayip.
  • diğer yazarların da belirttiği gibi autotune ve isveç'le ilgili bölümleri çok iyi olan, ama country müzikle ilgili bölümünü beğenmediğim belgesel serisi. bunun yerine explained'in 3. sezonundaki country music bölümünü tavsiye ederim.

    saçma diziler yapacağına bunlardan yap canımızı ye be neksflikş.

    düzeltme: imla
  • (bkz: erasmus'la gelen yamyam)

    bu pop!
    pop bu!
hesabın var mı? giriş yap