• sinema eleştirmeni nil kural'ın kullandığı ifade.

    green book filmini anlatırken şöyle diyor: "... kalpleri ısıtan ırkçılık karşıtı bir ticari sinema örneği"

    böyle ifadeler bana çok yavan geliyor. yayıncılıkta da böyle bir şey var, sanki kimse para kazanmak istemiyormuş gibi davranıyor ama yediğine içtiğine para ödüyor.

    bunun altında eski türklerden kalma bir alışkanlık olabilir. malum eskiden en yüksek konumlar; askeri, bürokrasi ve ilmiye sınıfındaydı. ticaret aşağılanırdı, savaşmak ve yönetmek yüceltilirdi.

    entelektüel ürünler nihayetinde bir üründür, ben çıtayı çok yükselttim veya halk beni anlamıyor deyip işin içinden çıkılıyor ama kazın ayağı öyle değil.

    piyasaya çıkan her film, her kitap ticari bir üründür, öyle olmadıklarını iddia edenler ise göz önünde olması istenmeyen ama para kazanması istenen ürünlerdir. bu aşamada ticari film yoktur bence, iyi veya kötü film vardır.
hesabın var mı? giriş yap