*

  • (bkz: tiklamak)
  • ibm ve lenova da tüm yazılım ve kılavuzlarında bu terimi kullanır.
  • birine bi$eyi çıtlatmak gibi, bilgisayara da isteklerimizi tiklatiyoruz(mu$uz), caktirmadan, mouse/klavye vb. vasitasiyla.. zorlayarak da olsa, tiklatmak'tan en fazla bunu anlayabiliyorken insan, dogal olarak, e oyleyse mouse'a tikliyor olmamiz gerekmiyor mu yahu, tiklatmak nee?? diye dusunuyor.. gizlim saklim oldugundan degil ama, mouse'a ozel olarak tiklatmak istedigim bisii de yok valla benim, en fazla tiklarim kendisine, gelismeleri o da benim gibi, yanimda ve hatta elimin altinda, an be an monitorden izleyebilir.
  • arabanıza birinin çarpması durumunda kullanılabilir. büyük kazalarda değil de arkadan ufak tıklattıklarında...
  • yerelleştirme işiyle uğraşmış olanlar bilir, aslında gramer açısından doğru olan tabir bu olduğundan, microsoft hala çoğu ürününde ısrarla tıklatmak kelimesinin kullanılmasını ister. tabi bu çevirileri yapan adamlar da elleri gitmeye gitmeye yapıyorlar. gramer açısından neden doğru? çünkü "tık" sesini çıkaran kullanıcı değil, fare; fare edilgen ve kullanıcı fareden tık sesi çıkartıyor. ha, mantıklı mı? değil. zaten msn gibi daha böyle piyasaya hitap eden işlerde tıklatmakmış, karşıdan yüklemekmiş vs. ağızlardan vazgeçiyorlar yavaş yavaş.

    öğrenmiş oldunuz neymiş dertleri. rica ederim.
  • "camı tıklattı, camı açmamla çiçekleri verdi. gözleri gülüyordu. çok ağlayasıma ve gülesime gitti. kendime yaka yaka ancak gerizekalıyı yakabiliyorum diye utangaç gösterişler ettim. havana ile yeter'de barıştım sayabilirim şimdi." mehmet ibiş - bakışlar mayalar tarihöncesi"
hesabın var mı? giriş yap