• kahramanmaraş'ın andırın ilçesine özgü bir yemektir. yaban pancarı, ekşi yoğurt ve nohut ile yapılır. yapılışı zahmetlidir ama yemesi çok zevklidir.
    zaten ismi de andırın dokturudur, her derde devadır denir.*
    yolunuz olur da andırın'a düşerse -ki bence düşmez- tirşik içmeden dönmeyin.
  • (bkz: tırşik)
  • turşumsu; mayalı, mükemmel bir rakı mezesi.
  • tirşik (tıırşık) dağlarda kendiliğinden yetişen boyları 20-50 cm arası değişen çıplak elle dokunulduğunda elde inanılmaz kaşıntılar meydana getiren bir tür pancardır.k.maraş (andırın,gavurdağı,gökahmetli,cığcık,) osmaniyenin(kadirli) ilçe ve köylerinde sıklıkla tüketilir.tereyağlı bulgur pilavıda eküridir.
  • efendim vikipedi'de de yazdığı üzere kahramanmaraş'ın değil de gavur dağlarının yemeğidir. keza tırşik kelimesinin geçtiği yerde mutlaka osmaniye'nin de adı geçer. evet andırın doktoru da denir kendisine. zaten kültür ve anlayış olarak da kahramanmaraş ve osmaniye insanı birbirine çok benzer. andırın doktoru denmesinden anlaşılacağı üzere bu çorbanın çok şifalı olduğu söylenir. pek böyle şeylere inanmasam da dün grip nedeniyle salya sümük gezen ben akşam bir tas içince sabaha hiçbirşeyi kalmamış halde kendimi bulmuşumdur. not olarak aktarmak gerekirse kasede içilmez tasta içilir.
  • bildiğin osmaniye mutfağının ürünüdür.
  • yapılışı 24 saatten fazla süren çorbamsı. az pişmişi ağızda gıdıklayıcı, rahatsız edici bir tat bırakır. genellikle odun ateşinde pişmişi tercih edilir. tadı çok sevilen ilaç niyetiyle tüketilir. günümüzde (doğduğu yer olan kahramanmaraş'ta bile) sık tüketilmez.
  • (bkz: tirşik.net)
  • kürtler içine salça yada domates girmiş tüm sulu kıvamdaki yemeklere tırşik der
  • yaban pancarı denilen bir ottan yapılır. bu ot kesinlikle kuzu kulağı değildir. yaban pancarı kuzu kulağından çok daha iri yapraklı ve seyrek bulunan bir bitkidir. çiğ olarak kesinlikle yenmez. acıdır. normal biber acısı gibi de değildir acısı. bir pul kadar bir parçasını bile yediğinizde ağzınızda bıraktığı acı 7-8 saat geçmez. pul kadar bir parçası bile, hiç abartmıyorum 100 maraş acı biberi gücündedir. ağzı yaktığı gibi kaşındırır da. aman diyim, hiç bir şekilde çiğ tüketmeyiniz. kavurarak ya da haşlayarak felan da yenmez. aynı acı tadı alırsınız. kurutarak da yenmez. suyu içilmez. gözünüze felan hiç bir şekilde temas ettirmeyiniz.

    yaban pancarı nemli iklimlerde yetişir. toplanıldıktan sonra marul temizlenir gibi yıkanır ve ayıklanır. daha sonra ince ince kıyılır. sigaranın yarı kalınlığı idealdir. daha sonra bunları bir kaba koyalım ve hazırda bekletelim. büyükçe bir tencere ya da bir kazanı ılıksuyla dolduralım. bebek banyo suyu sıcaklığında bir su yani. kazanın ağzına kadar değil de yaklaşık üstten 4-5 parmak kadar doldurun.(yani tam dolusu 20 litre olan bir kazanda yaklaşık 3-4 litre su eksik kalsın) içerisine 2 su bardağı nohut, 2 su bardağı da kırık buğday, buna bazı yörelerde yarma, bazı yörelerde de döğme denir. anladınız işte. buğday gibi bir şey işte. daha sonra kıyılmış pancarlarınızı suyun üzerinie güzelce döşeyin. karıştırmayın ve suyun içine batmamasına dikkat edin. suyun yüzünü komple kıyılmış yaban pancarı ile kaplayın, 3-4 parmak kalınlığında olacak. su pancarda hiç görünmeyecek yani. daha sonra evde mayalayıp yaptığınız ev yoğurdunu bir kaseye koyarak özeyin, çırpın yani. yoğurt taze olmasın. çok bayatta olmasın. ev yoğurdu 48 saat sonra ekşimeye ekşidikten sonra ise yine bir 48 saat sonra köpürmeye başlar. ekşiliğinden yenilmez-içilmez hale gelir. sizin yoğurdunuz 24-36 saatlik olsun. ekşi değil ama ekşimeye yüz tutmuş olsun. yaklaşık 1 kg yoğurdunuzu özedikten sonra pancarlarınızın üzerine yavaş yavaş kaplayın. akmasın ama alta. kıvamını iyi ayarlayın yoğurdunuzun. pastayı kremayla kaplar gibi pancarın üstünü yoğurtla kapatınız. bem beyaz olsun üzeri. daha sonra kazanın kapağını kapatın. bu işlemleri yaparken kazanı hiç bir şekilde hareet ettirmeyin, karıştırmayın ya da çalkalanmasına izin vermeyin. kapağını kapattıktan sonra üzerine sıcaklığını kaybetmemesi için bezlerle, ya da battaniye gibi kalın ötülerle iyice sarın. üşümesin, sıcaklığını kaybetmesin. iyice sarıp sarmaladıktan sonra oda sıcaklığında yani yaklaşık 20-25 derece arasında beklemeye bırakın. bekleme süresi 10-12 saattir. bekleme süresinin sonunda kundağı yavaşça açın. kapağı kaldırın. bütün pancarlarınız dibe çökelmiş olacaktır. suyun yüzünde böyle köpüklü gibi, sabunsu bir tabaka görünür. o tabakayı kazanı hiç karıştırıp çalkalamadan bir yassı kepçe yardımıyla yavaş yavaş başka bir kaba alın. aldıkça kazanın dibi görünmeye, su yüzeyi nispeten berraklaşmaya başlayacaktır. suyun yüzünü iyice temizleyip açın. dibindeki pancar, buğday ve nohutlarınızı görün. ayırtığınız o köpüksü tabakayı çöpe dökün. yemeyin içmeyin bunu. şimdi geldik pişirmeye. kazan lduğu için normal mutfaktaki ocaklarınıza sığmayacak sığsa bile ocaklarınızın ateşi yetersiz gelecektir. küçük bir tencerede yapmış olsaydınız ocakta en yüksek ateşte pişirebilirdik. ama biz kazan tercih ettik. o yüzden soba ateşi ya da dışarıya kuracağınız odun ateşinde pişirebiliriz. tamamiyle pişirdiğiniz kabın büyüklüğüne ve içindekilerin çokluğuna bağlı bu. en az 6 saat yüksek ateşte kaynatıyoruz. ateşin şiddetine göre bu süre en fazla 4 saate düşer ya da güçsüz ocak ateşinde 8-10 saate kadar çıkablir. yemeğin tuzunu pişmeden en fazla 1 saat önce ilave edelim. kaynasın, kaynasın ve pişmeye yakın tuzunu ilave edin ve karıştırın. önemli bir nokta ise 6 saatlik pişme süresince her 15 dakikada bir 5 dakika sürekli karıştırmaktır. sürekli karıştırın mümkünse. pişerken köpüksü bir tabaka sürekli üste çıkacaktır. bu tabakayı sürekli alın. pişirme süresinin sonuna doğru neredeyse hiç kalmayacaktır artık bu köpüksü tabakadan. pişirirken tadına bakmayın. en az 4 saat kaynatmada hiç bir şekilde ne suyunu ne tortusunu tatmayın. ağzınızı yakar. bir kaç saatte hiç geçmez bu acı. o yüzden pişmeye yakın yani tuz atmadan hemen önce tadabilirsiniz çok az. acılık hala varsa tuzu atmayın ve bir süre daha kaynatma süresine ilave edin. neyse. tuzunu atacak tadı yakaladnız, tuzunu attınız ve bir süre daha kaynattıktan sonra pişirme evresini tamamladınız. evet şimdi yemeğimiz hazır. sıcak sıcak içebilirsiniz. aslında yemekten ziyade çorba kıvamındadır. çorba demek daha doğru. içtiğinizde siz de çorba demenin mantıklı olduğunu göreceksiniz zaten. çorbamızı sıcak sıcak içebiliriz. ekşi ve kendine özgü bir tadı vardır. pek bir şeye benzeterek tadını tarif etmek mümkün değil. farklı bir tattır. tatmadan tarif edilmez. tadınca da pek tarif edilmez. koca bir kazan çorbayı bitiremeyiz elbet. biraz içtikten sonra elbet soğuyacak çorbamız. buz dolabına kaldırın. yaklaşık 4-5 gün hiç bir bozulma olmadan tadını muhafaza edecektir çorbamız. önemli bir nokta da çorba soğuduktan sonra hiç bir şekilde ısıtılmamalı vey kaynatılmamalıdır. soğuduktan sonra tekrar pişirilmez. pişirmeye çalışmak pişmiş çorbaya su katmak gibi tadını bozacaktır. yani orbayı sıcak içme şansınız sadece piştikten sonraki bir-iki saatlik süredir. ondan sonra soğuduğu şekliyle tüketilmelidir. afiyet olsun.
    http://i.hizliresim.com/l4vjdz.jpg
    http://i.hizliresim.com/rvlqy3.jpg
    http://i.hizliresim.com/7b0o2n.jpg
    http://i.hizliresim.com/polrvo.jpg
    http://i.hizliresim.com/ga3njo.jpg
    http://i.hizliresim.com/zvbr23.jpg
    http://i.hizliresim.com/ozdlnx.jpg
    http://i.hizliresim.com/lyaobq.jpg
    http://i.hizliresim.com/vlqz2b.jpg
    http://i.hizliresim.com/ng8vyn.jpg
hesabın var mı? giriş yap