• -ergenlik dönemi için konuşacak olursak- mahallede ya da okulda en karizmatik ekiptir. maç yapılacaktır, ama futbol topu (gerçek. meşin.) yoktur. neyse ne yapılacak, vazgeçilecek değil herhalde. bir şekilde para denkleştirilir, ve uygun para bulununca birilerinin gidip top alması gerekir. işte en kritik an. bu ekipte şu kişiler olabilir: toptan ve futboldan iyi anlayanlar. ve tabii kalabalık olmamalı. en fazla üç hadi bilemedin dört kişi. neyse ekip kıdem esasına göre oluşturulur ve en yakındaki spor mağazasına top almaya gider. bu süreç bekleyenler için sıkıcıdır. gidenlerse (ki belli bir aşamadan sonra ben de bu gruba girme imkanı buldum) yolda hem makara kukara yapar, hem de top satın almanın hazzını yaşar dükkanda. dönerken de biraz ağırdan alınır kıllık olsun diye. mahalleye ya da okula dönüldüğünde bizi yemek bekleyen kedi yavruları ekibi gibi bir kalabalık beklemektedir. kimi zaman işin ibneliğine gitmeden hemen topu şöyle bir havaya diker ekipten bir kişi. kimi zaman ise sahaya girer girmez ekipten biri topu ayağında saydırmaya başlar, ekip kendi arasında paslaşır, inadına kıllık yaratır ama tabii bu uzun süremez, çünkü uzarsa bekleyen kalabalık birleşip topluca hücum eder. bazen de ekipten titiz bir çıkar "kuyruk yağı sürelim, daha uzun ömürlü olur" der. genelde "siktiret lan" denir ama bu arkadaş yaşça büyük ve karizmatikse -nadir de olsa-dediğini yaptırır.
  • topu alırken dükkanda mevcut toplardan birini seçme esnasında bu ekipten biri içerden aldığı topla dükkanın önüne çıkar, iki eliyle çevirerek havaya doğru atar, topun havada dönerken yamuğu olup olmadığını kontrol eder illaki.. mazallah sahaya gidildiğinde birileri yamuk top almışınız olum filan derse suç bu seçimi yapan elemanın olacaktır.
  • bu ekibin lideri* maç esnasında topu dışarı vuran kişiye atan alır spor diye bağıran ilk kişi olacaktır aynı zamanda.
  • tek sira halinde filelerin icine yerlestirilmis toplardan biri begenilir, ekipten tecrubeli biri yapar bunu. begenilen top en filenin assagida ise kabus baslar, cikartmak iskenceye donusur. akabinde bu top ya diken, civi falan tarafindan delinir ya da "ehh yetirin be! amma beyin zktiniz" tehditlerini daha onceden savurmus bunak bi ihtiyarin bicaklari altinda can verir.
  • toplanan parayla top almaya giden ekip birden toplanan parayla atari salonuna giden ekibe donusebilir.
  • ekip yeterince sert olmalı, çok para toplayıp kames almalıdır.
    çünkü ekip bilmelidir ki, kames daha uzun süre kullanılacağı içün, aslında daha hesaplı olmaktadir..
  • yaş ve kıdem itibariyle ekibe giremeyenlerin mahallenin bi köşesinde, karısı doğumda olan adamlar havasında bekleyişi içler acısıdır. ekibin görevden dönüşü sahnesi ister istemez, deri pardesüleri rüzgardan havalanan gözünde kapkara güneş gözlükleriyle matrix'e yeni girmiş neo ve tayfasını andırır.

    spor mağazası dönüş yolunda ekip yaya ise mahalleye topu paslaşa paslaşa getiremezsiniz. zira bekleyen çocuklar "para veriyorum ben göt vermiyorum" diyerekten yeni görüntüsünü kaybetmiş tozlu topa ortak olmak istemez kıllık çıkartırlar.

    ayrıca arkadaş grubunda her boka muhalefet tipler topu almaya giden ekibe asla giremez. çok ısrar ederse dövülür, o da bu hırsla büyüyünce politikacı olur, birilerini yönetcem diye memleketin içine eder
    (bkz: deniz baykal)
  • 1985 yılı mayıs ayında iü basın yayın yüksekokulu nda oluşturulan ekip, paranın bir kısmıyla hacıbozan da kaymaklı kadayıf yemiş, topu en dandiğinden almıştır.
  • topun yamuklugu kontrolunden once asılmasi gereken bir meselede topun rengi konusundadır. parayı çok veren haliyle tuttuğu takımın rengi olsun ister. oradan birisi -hayır olum en çok hangi takımı tutan varsa onların dediği olsun, der sanki bilmiyor. kimileride gerçekçi yaklaşır, -olum rengi mi lazım ne olacak bu daha düzgün baksana şeklinde uzlaşma arar. en hevesliside budur. bir an önce mahalleye dönüp maça başlamak ister. bu mesele aşılamayıp top almadan çıkıldığıda olur. bakkalın telkinleriyle bir topda karar kılınır. hiç bir takımın rengi olmayan top seçilir. o kocaman fileden top çıkarılmaya çalışırken ortalık dağılabilir kollarınızın boyu yetersiz kalmaktadır, küfretmesine ramak kalan bakkal oturduğu yerden kalkar. mahalleye dönülür, maça başlamadan önce kadroda olması istenmeyenler vardır. ortaklardan biri itiraz ediverir, -o geçen gun beni oynatmamıştı, gibilerden intikam alır kendince. bu da aşılır diğerleri sayesinde ama akşam maç bittikten sonra topun kimin evinde kalacağı tartışması başlar. genelde annesi en son çağıran kişi şanslıdır.
  • topun alınmasını takip eden ilk bir iki haftada o topla yapılan maçlarda genelde para vermeyenler oynayamaz. sonra aşılır bu sorun bi şekilde.
    ama en büyük ve aşılması en güç problem ortak alınan topun kimde kalacağıdır. bunun tartışmaları top patlayıp mefta olana kadar da bitmez. kıdem ve gerektiğinde kaba kuvvetle geçici çözümler bulunur fakat topa hamilik yapan çocuk emaneti başka arkadaşına iletmeden annesiyle misafirliğe falan gidip akşama kadar dönmez ve arkadaşlarının top oynamasına engel olursa, vay o çocuğun haline. o yaşta başına geleceklerden sonra büyüyünce ne olur ben bile kestiremiyorum**
hesabın var mı? giriş yap