touche
-
-
satrancta "dokunduğun taşı oynamak zorundasın" kuralının international karşılığı. tam olarak "piece touche, piece jouee" dir.
-
fr. takım
-
-
eskrimde sayı kazanma anlamına gelir. lakin gündelik hayatta sayı kazanılan durumlar için de şık bir kullanım olanağı sunar:
- bay cansın, sizi son ziyaretimden bu yana evden hiç çıkmadığınızı iddia etmiştiniz. oysa dün wilyım'ın yeni cilaladığı ayakkabılarınızın kenarına bugün çamur bulaşmış olduğunu görüyorum.
- dedektif, nasıl olur anlamıyorum, görgü tanıklarım var, bütün gün evdeydim!..
- doğru, çünkü dışarı çıkan siz değildiniz, wilyım idi.. garajdan hortumu alan da, akşam bayan cefırsın'a telefon eden de oydu, sonrasında sizin ayakkabılarınızı ve pardesünüzü giydi, bayan cefırsınla buluştu...*
(wilyım perdenin arkasından elinde silahla çıkarak)
- touche dedektif!.. doğrusu bu kadar yaklaşacağınızı tahmin etmemiştim, ama keşke bu kadar yaklaşmasaydınız.. hikayenizde eksik bir noktayı da ben düzelteyim, nasılsa artık sizin için bir şey değişmeyecek, aslında bayan cefırsın'ı arayan ben değildim...*
(wilyım konuşurken dedektif nik duvardaki elektrik düğmesine yavaşça yaklaşır, olaylar gelişir...) -
ingilizce'yi guzel ve eglenceli bir dil yapan kelimelerden biri. tuşe... dersiniz, "kapagi aldim canim, birak ben kapatirim" manasinda.
-
satrançta tutulan taş oynanırı özetleyen kelime. rakip oyuncu taşa dokunduğu anda "tuşe!" diye bağırarak icra edilir.
-
ressamin fırca darbeleri.
-
tartışmada kaybeden taraf.
-
deydim demek fransızca...
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap