• masabasi gazeteciligin tavan yaptigi, seviyesizligin taban yaptigi donem...
  • arasına euro xxxx gibi organizasyonlar girince sakinleşen zaman aralığı. (bkz: yerim seni basın)
  • spor basınının özellikle yaz aylarında yazacak bir konu bulamamasından dolayı yaratıcılıklarını gösterdiği dönemdir. `ronaldinho fenere gelmek için sevgilisini ikna etmeye çalışıyor`
  • gazete okumaya once ilk sayfasindan baslayip, ardindan arka sayfasina, ardindan da spor haberlerine bakarak basladim. ilk sayfaya bakmam gazeteyi babamdan alabilmek icin bir bahane, arka sayfa ise yeri geldiginde garip, enteresan kategorilerine sokabilecek haberleri okuyabilecegim, yeri geldiginde zeki trikonun ya da baska bir firmanin yeni kesfettigi guzelini gorup, hala ona yasimin tutup tutmayabilecegini hesap etmedigim zamanlarda, asil ulasmak istedigim spor sayfasinin yolundaki sayfaydi. sonuc olarak spor haberlerine de baktiktan sonra gazete ile isimin bitmemesi bir sure daha aldi. o gunden bugune gazete okuma aliskanligim ve bir suru sey daha degismis durumda, ama baki olan birsey var ki o da spor sayfalarindaki transfer donemidir. spor gazetesi aliyorsaniz, takiminiza bir mi iki sayfa mi ayrilacagi bile goz onunde bulundurulur hale gelir ki bu buyuk takimlardan birinin taraftari olup olmadiginiza da dogrudan baglantilidir. ustune ustluk hangi gazete olduguna da(buyuklerin adeti ise kesinlikle alakasiz su an). normal gazetede ise bu oran bir sayfa veya yarim sayfa olarak degisir. ama ne kadar yer ayrilirsa ayrilsin, gecerli olan birsey vardir ki, transfer sezonu zevklidir. spor gazeteleri sezon icinde antremanda kimin kime pandik atip saka yaptigina, kimin formayi en cok istedigine yer verirken, bir anda tum istenebilecek mevkilere oldukca arzulanacak kisiler aday olur, en azindan ates olmayan yerden duman cikmaz diye, biraz da film izler gibi baska bir dunya anlayisiyla bu transferlerle icin icin umutlanalabilinir. tabii ki bu duman turkiye'de fazlasiyla cikar, kac kere kimler geldi kimler gitti, aslinda pek gelen giden de olmadi, ama olsalar da guzel olurdu. hal buyken, en azindan azicik olsun inanmaktan kime zarar gelmistir ki. football managerda bile her turlu kupayi ilk senenizde hedeflemediginiz bir takim sectiginizde, ilk veya o sezonki basarilariniz dogrultusunda alacaginiz yeni butceyi hayal eder, her mac ilk 11 oynattiginiz adami bile 'hele bir para versinler sana, kesin gittin sen' dediginiz olur icinizden. bazi takimlar ise transfer doneminin baslamasiyla bu heyecaninizi korertirler. turkiye gibi ya turkiye cumhuriyeti vatandasi ya da yabanci oyuncu kategorsinde oynanabilen bir ulkede, ozellikle buyuk bir takimin taraftari iseniz onlarca yerli oyuncu alsaniz bile en fazla ikisinin uzun vadede kalmasinin basari olacagini bilirsiniz. yerli oyuncu dediginiz cogu zaman ya takiminizda kalir ya da daha kotu bir takima gonderilirken, son zamanlarda kendilerine ucundan avrupa kapisi da aralanmistir. ama taraftar olarak yerli oyunculardan bir tek takiminizda kalip basarili olacak olani gercekten heyecanlandirir, daha kotu takima gidecek olanina "yazik" denir, avrupa'ya gidebilecek olana da "insallah kalir" denir. yabanci oyuncu konusunda ise boyle bir durum soz konusu degildir. turkiye icerisindeki kulupler yabancilarini birbirlerine karsi tutmaya calisabilir ama herhangi bir sisirilmis degil gercek fiyati oneren avrupa takimi karsisinda ise yelkenleri suya indirirler pazarlik masasinda. yabanci oyuncularin geciciligi kabul edilmistir, elbet jubile yapani cikar, elbet gitse de kopamayani olur, ama yabanci oyuncu geldigi andan itibaren yalnizca herseyin guzel gecmesini istersiniz. yasliysa son senelerinin bizim takimda tadini cikarsin, adini bir daha duyursun diye umarsiniz, gencse, baska takimlara gitmeden once bize ne yapacaksa yapsin, sonra da cok para etsin dersiniz. ayrilik, tatsizlik yoktur, herseyin guzeli dusunulur. transfer donemi bu kadar cok duyguya ev sahipligi yapabilirken, sezon biter bitmez yabanci kontejyanini doldurmak, yeni yabancilarin transferlerinin henuz gideceklerinden bile haberleri olmayan yabancilarin kalip kalmamasina bagliligi bu donemin kesinlikle tadini kaciran bir gelismedir. bir de kuluplerin sirketlesmesi vardir ki, artik yalan transfer ile gercek transfer haberlerinin iceriginde borsaya bildirdi gibi rahatlikla secilebilecek bir kalip soz konusudur. kisinin kendini kandirmasi icin yine de zararli olmayan, ama elindekileri koruyabilecegi kadar da inanabilecegi seyler istedigi bir donemdir
  • en sevdiğimiz dönem. diğer dönemelerden farklı, en azından bir standart var;

    " bütçemize uygun görüştüğümüz birkaç oyuncu var, kimse merak etmesin en iyisini alacağız"

    en iyisi yerine göre tjikuzu, yerine göre gabriç, inomoto, yersen bratu yemezsen josico bazen de taraftarın gitti diye sevinçten kulübü yaktığı brezilyalı kaleci jefferson'dur..

    dediğim gibi en azından bir standart var.. " en iyisi"
  • fenerbahçe ve galatasaray yüzünden artık daraltılmasını istediğim dönem. sürekli çıkan tranfer haberlerinden de, bunların kulüpler tarafından yalanlanmalarından da, gelsin veya gelmesin transfer haberleri ile bıkkınlık getiren futbolculardan da sıkıldım. bu iş böyle olmaz sezon açılınca transfer sezonu da bitsin o zamana kadar da kim kimi alıyorsa alsın.
  • bitmesiyle ekşi sözlükteki berbat esprileri de bitirmesini dilerim.

    şuna bi göz atın geçen haftanın en beğenilen entrylerinden:
    (bkz: #20151359)
    "son aldığım bilgiye göre, misimovic istanbul'a gelmiş adnan sezgin'i ikna etmeye çalışıyormuş." çok komik di mi? ehe adnan sezgini ikna ediyormuş anladın di mi ahaha espriyi anladın.

    bi başkası adnan sezgine çok zekice lafı koymuş:
    "beni aramis ve yarin bi gel floryaya goruselim demistir.sanirim ibricic ve annan'a da para vermeye kiyamayacak ve bana yonelecektir. diyorum ama inanmiyorsunuz ki arkadasim."

    bunun gibi onlarca müthiş espri var adnan sezgin başlığında. hayır ben de nefret ettim ama bu berbat espri yapma hakkı vermez arkadaşım vermeez.

    milla jovovich başlığında herkesi yerlere yatıran bir espri gördüm ki evet evet milla jovovich yanlış okumadınız:
    (bkz: #20176977)
    "galatasaray'la anlaş- yok lan bu olmadı galiba.

    dikine oynayan etkili bir oyuncu ama eheh." harbiden eh eh.

    "niang yürüyerek mi geliyormuş", "download edemedik mi lan quaresmayı keh keh" gibi yüzlerce yaratıcılıktan ve mizahtan uzak cümleler bulabiliriz. neyse ki bitti ve rahatladık.
  • dilimize en enteresan deyimlerin katılmasına neden olan dönem. (sağlayan değil, neden olan. evet.)

    (bkz: eto'o bitmiş) bunlara bir örnek olarak gösterilebilir.

    şimdi de bir gazete'nin internet sitesinden yapılan açıklamaya göre eren'de işlem tamammış!

    " fenerbahçe bir süredir temasta olduğu türk asıllı isviçreli futbolcu eren derdiyok’un işini bitirdi. " deniliyor.
    işte şimdi işin bitti eren derdiyok!
    derdin olacak bundan sonra.
    hey yavrum hey.
    gel de seni bir güzel verem edelim fener'de.
    önce yedek oturtalım.
    sonra burnundan kan getirelim.
    sonra da sevgili başkanımız, teknik adamlarımız vasıtası ile kovalayalım.
    derdi yokmuş. peh!
  • galatasaray ve trabzonspor için bu gece yarısı 01:00'de ( 3 eylül 01:00) (bkz: avrupa kupaları), beşiktaş,fenerbahçe ve anadolu kulüpleri için ise 6 eylül saat 17:00 itibariyle bitecek olan dönem.
hesabın var mı? giriş yap