*

  • 6 ağustos 1945 tarihinde hiroşimada, 9 ağustos da nagasakide bulunarak, her iki atom bombası saldırısından da sağ olarak kurtulmayı başarabilmiş 93 yaşında emekli japon mühendis.
  • kanımca dünya'nın en bahtsız insanıdır.

    düşünün, tarihte sadece iki tane şehir* nükleer silah kullanılarak yok edildi. bu adam ikisinde de oradaydı...

    çıkarılacak ders: şansımıza küfretmeyelim. beterin beteri vardır.
  • tarihte yerlesim yerlerine atilan 2 nukleer silahin da tecrubesini yasamasina, ozellikle nagazaki'de cok fena radyasyona maruz kalmasina ragmen 94 yasina girmesine 2 ay kala hayatini kaybetmistir.

    bizde 65 yasinda olen adama " e yasliymis zaten " diyorlar. te allam ya.
  • (bkz: hibakuşa)
  • şanslı ve şanssız kelimelerinin vücut bulmuş hali.
  • 2 kere dünyanın gelmiş geçmiş en büyük 2 saldırısına maruz kalmış, vücuduna aşırı derecede radyasyon yüklenmiş ve 2 saldırıdan da sağ kurtulup 93 yaşındayken sıradan bir insan* gibi ölmüş...
  • 2 (yazıyla iki) atom bombasından da sağ kurtularak evlenmiş, çocukları olmuş, 90’lı yaşlarına kadar yaşayıp -görece-doğal nedenlerden ölmüş japon mühendis. hatta karısı da kendisi gibi atom bombası kurbanı olmasına rağmen 2008’de 88 yaşında vefat etmiştir.

    yamaguçi san’ın şansı askere alınmamasıyla başlar. 1916 doğumlu olmasına ve o tarihlerde en az 6 milyon japon’un(ve 15-70 yaş arası tüm erkeklerin) silah altında olduğu düşünüldüğünde tsutomu ağabey mitsubishi firmasında teknik ressamlık yapan kendi halinde bir mühendis olmasına rağmen haki üniformada değil beyaz yakadadır. nagazakili’dir. japonya’nın bir savaş başlatacağına hiç inanmamış, dahası savaş japonya aleyhine döndüğünde ailesiyle birlikte toplu intihar etme fikrini bile masaya yatırmıştır.

    1945 ağustos’u geldiğinde yamaguçi, mitsubishi’nin(o zamanlar tıpkı suzuki gibi tank da üreten bir firma) bir iş gezisi yüzünden 3 aydan beri hiroşima’dadır. gelin görün ki iş seyahatinin son günü 6 ağustos’a denk gelir ve tam da gezinin bittiği o günün sabahı 2 iş arkadaşıyla birlikte kendilerini nagazaki’ye geri götürecek olan trene doğru yola çıkmışlardır. fakat bizimki, istasyona varmadan kimlik belgesini otelde unuttuğunu hatırlar. o dönemlerde ülke içi seyahatte ve rutin kontrollerde japon polisi sıkça gbt yaptığından bu belgeyi tüm vatandaşların yanında taşıması zorunludur. tsutomu da yarı yolda döner ve otele doğru yürümeye başlar. liman bölgesine gelir.

    sonraları anlattığına göre liman bölgesindeyken o an havadaki b-29 ve ondan paraşütle süzülen bomba, gözlerinin geçici olarak kör olup, sol kulak zarının patlamasından ve vücudunun sol yanının radyasyonla kızarmasından önce hatırladığı son şeylerdir.

    yamaguçi, şoktan geçirdiği baygınlıktan sonra kendine geldiğinde hala yaşamakta olduğunu ve bilincinin açık olduğunu farkeder. şans eseri sıfır noktasının biraz dışında kalmıştır(sadece 3 kilometre). sürüne sürüne el yordamıyla birilerine ulaşır, hep birlikte bir bomba sığınağına ilerlerler. burada ilk tedavisi yapılır. gözleri biraz açılır ancak kulakları hala duymaz.

    sabaha doğru(7 ağustos) olayın büyüklüğünü yavaştan idrak etmeye başlayınca sığınaktaki doktor ve hemşirelere; “benim durumum iyi, daha kötü durumdakilerle ilgilenin” der ve sargılarıyla bantlarıyla sığınaktan çıkar. bir bisiklet bulur. hiroşima tren garı buhar olduğundan kent dışındaki banliyö istasyonlarından birine gider. şansa burada hala trenler çalışmaktadır. ilk trenle nagazaki’ye döner.

    evinde sadece 2 gün dinlendikten sonra o bandajlarla ve yaralarıyla 9 ağustos sabahı işine gidip patronuna rapor verir(japonluk…) bu arada hiroşima’daki bombadan da bahseder ama patronu koca bir şehri yok edecek güçte bir bomba olduğuna inanmaz. yamaguçi’ye yaralanmanın şoku yüzünden abarttığını filan söyler. tam da bu esnada yamaguçi patronunu ikna etmeye çalışırken fat man’i taşıyan b-29 nagazaki’ye 2.atomu salar. yamaguçi’nin bulunduğu yer yine 3 kilometre uzaktadır ancak bu sefer bombanın oluşturduğu blast(şok dalgası) binanın arka tarafına denk geldiğinden ciddi bir yara almaz. yalnızca eski bandajları değiştirmeye fırsatı olmadığından iltihap kapıp ateşlenir ve bir süre kusar, bitkin dolaşır.

    savaştan 10 yıl sonra japon hükümetinin atom bombasından sağ kurtulan vatandaşlarını ve haklarını tanımlamakta kullandığı “hibakuşa” ünvanı ve ayrıcalığını alır. ancak nagazakili olduğundan resmi olarak yalnızca tek bir atom bombasından sağ kurtulduğu tanımlıdır ve kendisi de diğer sağ kurtulan talihsiz insanlara göre çok daha sağlıklı olduğundan “2 kez gazi” olduğu konusunda ısrar etmez, bu ünvan on yıllar sonra ölümüne yakın bir zamanda tanımlanır ve şu an da resmi olarak iki kez sağ kurtulan ünvanını taşıyan tek kişidir. sessiz sedasız amerikalı işgalcilere çevirmenlik yapıp mitsubishi’de çalışmaya devam eder. yıllar sonra sıkı bir nükleer karşıtı aktivist olup 2010 yılında ölene dek her fırsatta nükleer silahlar aleyhindeki konuşmalara katılır.
hesabın var mı? giriş yap