• marmara üniversitesi ve boğaziçi üniversitesinde ders veren profesör. tonton kişi. boğaziçi'nde hukuk başlangıcı ve iş hukuku derslerine girer. öğrencilerin fotoğraflı özgeçmişlerini toplar. istanbul erkekliler'i tek geçtiği söylenir. geneva üniversitesi'nin des arts ödülüne layık görülmüştür.
  • koskoca bogazici universitesinde cantasini ogrenciye tasitan tek hoca. ya da koskoca bogazici universitesinde hocasinin cantasini tasiyacak zihniyetteki tek ogrenciye catmis tek hoca.
  • yolda gördümü arabasına alır, evine çağırır, konuşur. muhabbeti süperdir. yaşına rağmen dersi genelde ayakta anlatır. öğrenciye tekrar ettire ettire dersi anlatır. örnekler verirken bazen kendi örneklerine kopar gider. dakkalarca kahkaha atar. okulda kanaat notu kullanan nadir hocalardandır.
    hukuk gibi bir olayı turhan esener ve ömür yarsuvat sayesinde okulda herkes çok sever.
  • teknokrat geçici hükümetlerden birinde çalışma bakanlığı görevini yürütmüştür
  • vakti zamanında, boğaziçi üniversitesi, hisar kampüsündeki iki ayrı amfide business law sınavı yapmaktadır. amfilerden birinde, bir espri yapılır. esener hocanın hoşuna gider ve nezaket icabı tüm amfi de gülme efekti yapar. esener hoca, kontrol için on dakikalığına diger amfiye gider ve geri döner. espri olayını diğer amfide yaşanmış gibi, esprinin geçtiği mekanda anlatır ve tüm öğrenciler bu sefer gerçekten kahkayı koyverir. esener hoca ondan sonraki tüm derslerinde aynı espriyi yıl sonuna dek tekrar eder. espri anlayışı olarak değil de, fiziksel olarak alfe benzemesi ise ironiktir.
  • "sen iyi bir öğrencisin, bir dahaki alışında aa alabilirsin, o yüzden sana cc vermeye gönlüm elvermedi" gerekçesiyle dersten bırakabilen bir hocadır da kendisi**. sınav kağıtlarını okumadığı ve genel düzenden not verdiği de rivayetler arasındadır.
  • istanbul liselileri tek geçtiği gün gibi aşikar olan hocadır. kağıdımı kendim okusam otuz veremezdim, dc verip geçirmiş. sağolasın ipragaz...
  • sabah 10daki derslere gelmeye üşenip "cocuklar simdi siz de uyanmak istemezsiniz zaten" diyerek gönülleri fetheden, ancak ne yazık ki iş not verme aşamasına gelince hayal kirikligina ugratabilen veteran profesor.
  • hukuk başlangıcı adlı artık yayınlanmadığı söylenen kitabını öğrencilerin almasını istediği, sınıfta espri yapınca arkada bir baterist eksikliğinin had safhada hissedildiği profesörümüz. hemen her terimin ingilizce ve fransızcasını, arada bir de almancasını söyler, ya da sınıftaki birilerine söyletir
  • istanbul liselilere iltimas geçeceğine güvenerek finaline çalışmadığım, birilerinden zamanında ahmet necdet sezere ders vermişliği olduğunu öğrendikten sonra saygımın bir kat daha arttığı dünyalar tatlısı bir insan. kendisiyle ilgili ilginç bir anekdotu da aktarmadan edemeyeceğim.

    zaman: 1 ay falan oldu
    mekan: galippaşa camii

    bir yakınının cenazesi vesilesiyle o an camide bulunan rattlehead iğne atsan yere düşmeyecek haldeki yerde göz ucuyla da olsa hocası turhan esener'i gördüğünü sanar. o anda çeşitli arkadaşlarından çok kez duyduğu "olm adama kendini gösterirsen aa veriomuş" "adamla bi çay içersen ba dan aşağı gelmez" "ön sıralarda oturup soru soranlar boş kağıt verse de geçiomuş" vs. cümleler kafasında zonklamaya başlar. kararını vermiştir, o kalabalıkta turhan esener'i bulacak ve sohbet edecektir, yoksa zaten 2 aydır dersine uğramadığı şahıs tarafından f alması işten bile değldir. bunları düşünerek kalabalığı yaran rattlehead mevzubahis şahsı 3-4 kişiyle konuşurken bulur, fakat o olup olmadığı konusunda şüpheleri vardır, ama bu kadar benzerlik de olmazdır, "nolcak lan ne kaybederim" der, cesaretini toplar ve yanına gider..

    rattlehead: (elini sıkar) turhan esener, değil mi?
    t.e. : kendisi sapancada şu anda..
    rattlehead: nasıl? (kafasında adamın turgut,turgay,orhan,burhan.. esener adında bir kardeşi ya da ikizi olabileceği aklına gelir, evet evet kesin öyle olmalıdır..)
    x : ben dr. müfid ekdal, çocukluk arkadaşıyım kendisinin (rattleheadin teorisi çökmüştür)
    rattlehead: hebelüp, çok benziyosunuz, ee o benim hukuk öö hocam pss..
    m.e. :görünce selamımı söylersin (rattlehead'in kafasında ampül yanar, "söylerim söylemem mi" diye düşünür)
    rattlehead: elbette, neyse kusura bakmayın ben karıştırdım, memnun oldum görüşmek üzere..

    evet belki turhan esener ile diyaloğa girmemiştir rattlehead ama bu ilginç tesadüf oldukça yaramıştır işine, artık en büyük amacı turhan esener'i okulda yakaladığı yerde "hocam müfid ekdal'ın selamı var" ile giren ve kantinde karşılıklı çay içme suretiyle koyulaşan bir diyalog başlatmaktır kendisiyle..
hesabın var mı? giriş yap