*

  • twilight, new moon, eclipse, breaking dawn ve ek olarak ilk kitap twilight'ın başka bir ağızdan* anlatılan versiyonu midnight sun'ı içeren, stephenie meyer'in elinden çıkan ve bella swan* ile edward cullen* aşkı etrafında gelişen olayların anlatıldığı seri.
  • stephenie meyer kitabı kadar filmide güzel olacağa bnzer müthiş harika benzersiz fantastik romantk(?)
  • bağımlılık yaratıp bir haftada 3*** buçuk* kitabı bitirmeme neden olan, edward cullen'i hayal dünyamdan çıkartmaya hazır olmadığımdan 4. kitabı okumamak için kendimi tuttuğum seri
  • stephenie meyer ın kitabı. devam kitabı olarak bir çok mantık hatası ( bilemiyorum çevirmen hatası da olabilir.) barındırmasına rağmen, akıcı ve gerilim dolu.
  • stephenie meyer'ın, şimdilik dört romandan oluşan, 17 yaşındaki bir kız (insan) ile uzunca bir süredir 17 yaşındaki bir erkeğin (vampir) ilişkisi çevresinde gelişen olayları konu alan, genç-yetişkin romantik korku serisi. romanlar sırasıyla, twilight, new moon, eclipse ve breaking dawn olup, ilk roman twilight'ta olan biteni bella yerine edward'ın anlatımıyla sunan beşinci roman midnight sun henüz bitirilmemiş olmakla birlikte taslak metin olarak meyer'ın websitesinde yayınlanmaktadır.
  • 2.5 günde 3 kitabını okuduğu seri. o kadar elimden bırakmadan okudum ki her an etraftan bi vampir veya kurtadam fırlayacakmış gibi geliyo. hatta bu sabah uyandığımda ilk aklıma gelen şey edward cullen oldu, durumum iyi değil sanırım*

    velhasıl- kelam kitap çok akıcı bir dille yazılmış o yüzden bi çırpıda okuyuveriyo insan. tabiki stephenie meyerin en azından şu an için j.k.rowlingla kıyaslanması doğru değil zira rownling'in yazım tekniği gibi nası diyim pürüzsüz, akıcı değil ama hakkını da yemeyeyim özelikle ikili ilişklerde yaşanan olaylar ve hissedilen duyguları çok başarılı bir şekilde betimleyebiliyor.

    --- spoiler ---

    ah ama o bella yok mu o bella!!!! ne kadar embesil, ne kadar salak bi kız bu ya!! bi insan bu kadar mı zeka özürlü olur??? elini neye atsa kurutuyo karı anasını satiim. bi de edward'sız yaşayamam diye aglayıp kendini ordan atıp ondan sonra ay ama ben jacob'a da aşığım demez mi!! boğasım geldi yeminlen. kimse bana kalkıp ay ama edward onu terketti o da teselliyi jacob'da buldu demesin zira arada o kadar büyük bi aşk varsa insanın kalbinde başka birine yer olması pek mümkün görünmüyo bana. bildiğin şımarık, tatminsiz amerikan kızı işte. edward'cığımı hiç bir şekilde haketmediğini düşünüyorum.

    --- spoiler ---

    sonuç olarak filmini izleyip de ay bu neymiş böyle demeyin. kitapta ki derinlik maalesef filmde yok. o yüzden alın okuyun derim. (erkekler almasın hehehehhhe)
  • serinin ilk üç kitabını bir çırpıda okudum ve müsadenizle şimdi serideki önemli karakterler hakkında bir analiz yapmak istiyorum efendim.

    --- spoiler ---

    edward cullen : bu arkadaş daha önce defalarca söylendiği gibi her kızın rüyalarına girebilecek bir şekilde tasvir edilmiş,romantik,yakışıklı, milletin aklını okuyan, usain bolt'tan hızlı koşan vs. mükkemmel ötesi bir vampirdir.

    bella swan: bu kız da devamlı ağlamaklı, duygusal, inatçı, düşünmeden hareket eden, edward'ın mermer gibi sert göğsünden yakınan (!) bildiğin ergenlik çağındaki tipik kız triplerini olağan şeklide sergileyen bir dişi insan.

    charlie swan : tipik kız babası. korumacı, sert , kızıyla cinsellik hakkında konuşurken utancından kızaran, televizyon başında uyuklayan, yemek yapmasını bilmeyen bir polis şefi.

    jacob black : o da bella gibi henüz ergenlik çağında olan canlı, hareketli, patavatsızca ağzına geleni söyleyen, sıcakkanlı ve aslında biraz da çekingen, kurtadam olduktan sonra ise aşırı şekilde hassaslaşan ve çabuk öfkelenen bir arkadaş. bella'ya da aşıktır kendisi.

    kurtadamlar : sam, kurtadama dönüşen ilk insandır, kurtadamlarının lideridir. jacob komutada ikinci sıradadır. quil, embry, leah, seth diğer kurtadamlardır. sam ve jacob'dan sonra gelirler.

    ve de cullen ailesi

    rosalie : güzel fakat kendini beğenmiş, kıskanç, bella'ya karşı soğuk davranan ve de olaylara karşı genelde kayıtsız olan dişi vampir.

    emmett: rosalie'nin eşi. kaslı, atak, tezcanlı, korkusuz ve bella'ya karşı genelde alaycı konuşan, ailenin iri yarı vampiri.

    esme: bella'yı kızıymış gibi seven, sevgi dolu vampir. o kadar iyi tasvir edilmiş ki gerçek hayatta böyle bir vampir ile karşılaşsanız hemen kollarına atılacağınız türden birisi.

    jasper : filmi izlediğimde gıcık olduydum ben buna. nedeni de tabiki alice'in eşi olmasıydı. ama seride anlatıldığında anladım ki asil bir abimiz kendisi. insan kanına karşı hala zaafı olsa da eskiden asker olması sebebiyle kötü vampirlerle savaş sırasında askeri stratejik dehasıyla önemli bir katkıda bulunmuştur. ayrıca az konuşan ve vakur duruşuyla takdir edilesidir. karşısındakinin duygularını yönetebilen özel bir güce de sahiptir.

    carlisle : cullen ailesinin reisi, cullen ocağının direği. uzlaşmacı ve etkileyici ses tonuyla karşısındaki kolayca ikna edebilen, yüzyıllardır yaşamanın verdiği deneyimle olaylar karşında sakin kalabilen bir abimizdir. vampire dönüştükten sonra insan kanını emmeyi reddedip kendini öldürmeye kalkışmış, sonra insanlık namına doktor olarak insan kanına karşı tamamıyla kayıtsız kalabilen bir vampir haline dönüşmüştür. ölmek üzere olan edward'ı başka çaresi kalmadığı için vampir yapmış ve diğerlerinin katılmasıyla cullen ailesini kurmuştur.

    ve de tabi ki benim serideki en favori karakterim,

    alice : filmi izledikten sonra kendisine aşık olduydum zaten. tabi bunda ashley greene ablanın rolü de yadsınamaz. ufak tefek biridir. geleceği görebilme yetisi sayesinde borsa trendlerini önceden görerek cullen ailesinin para içinde yüzmesini sağlamıştır. bella'nın en iyi arkadaşıdır, yeri geldiğinde edward'a bile postayı koyar. organizasyon delisidir, alışveriş manyağıdır. lüksü çok sever. sarı porsche 911 turbosu vardır, o derece. yardımsever ve sıcakkanlıdır. geleceği gördüğü için cullen ailesini birçok kez dertten kurtarmıştır. cullen ailesinin carlisle ve edward ile birlikte en önemli karakteridir bana göre.

    malumunuz bir de son kitap var. edward ile bella evleniyormuş, bella vampire dönüşüyormuş, çocukları oluyormuş, sonra jacob bu çocuğa mühürleniyormuş` :oha` vs. vs. neticede mutlu son.

    --- spoiler ---

    şimdi kendime soruyorum böyesine klişe bir mutlu sonla biten, klasik bir aşk hikayesi etrafında dönen olayları anlatan tam 4 ciltlik ve içinde sayfalarca gereksiz, insanı okurken yoran ve sıkan olaylar olan bir seriyi ben niye böylesine karakter tahlili yapacak derecede heyecenla okudum ? gerçekten bir cevap bulamıyorum. herhalde vampir filmlerine olan tutkum ve merakım olsa gerek. asla para verip almayacağım bu seri, kardeşimin sayesinde elime geçti ve filmini de daha önce izlediğim için, lan bi okuyayım bakayım neler anlatıyor bu seri deyip böyle bir hataya düştüm. insanda bağımlılık yapıyor adeta. neyse son kitabı da bir şekilde bulup bu çılgınlığa son vermem lazım artık. yapacak bir sürü işim gücüm var lan benim !!
  • yumusatilmis, 18 altina hitaben yazilmis white wolf hikayeleri.
  • aşkla karın doymaz düşüncesine düz adam olarak bakabiliyorsanız en güzel örneğidir bu seri. bir yandan şuurunu kaybetmiş aşık sadece insan diğer yandan kanı çeken birine direnmeye çalışan aşık vampir. tabii bu kadar düz mantıktaysa neden 3 günde 2 kitap bitirdin diye sorarlar adama... kelime seçimi ve anlatım üslubu çok kaliteli olmayan ama bir şekilde ruha dokunan derinliği de seri bitince açıklarım.
  • --- spoiler ---

    stephenie meyer'in, dünya klasiklerini, biraz daha gerçeküstü, karanlık ve tehlikeli ama sadece bu yüzden heyecanlı olan bir dünyaya taşıyıp mutlu sonla bitirme çabasıdır. twilight'ta bariz bir şekilde bella edward'ın, edward bella'nın aşık olmaması gereken tek kişidir. yanlış ve yasak olduğu için heyecanlıdır. romeo ve juliet aşık olur. new moon'da romeo juliet'in öldüğünü zanneder, bu yüzden intihar etmeye kalkışır ama juliet onu tam zamanında durdurur. eclipse'de heathcliff ve edgar linton, cathy'nin aşkı için yarışırlar (bkz: uğultulu tepeler), ama yeniden düzenlenmiş heathcliff (edward) zaten edgar linton'ın çekici bulunabilecek tüm özelliklerine sahiptir, gerçek üstü kibarlık gibi. böylece cathy, linton'la evlenmek yerine aşık olduğu adamı seçer. edward ve bella evlenir. ama uğultulu tepelerin gidişatına göre cathy'nin linton'ın çocuğunu doğururken ölmesi gerekmektedir. bu kısım da breaking dawn'ın konusu zaten. kızımız bu defa doğru seçimi yaptığı için ölmez. sonsuza kadar yaşam, sonsuza kadar aşk, kısacası herşey bella'nın olur.stephenie meyer zaten kitapta neyi nerden esinlendiğini belli edecek kadar çok alıntı yapıyor. tarihte yazılmış, insana birşeyler hissettirme kapasitesine sahip aşk romanı zaten çok fazla değil. üçünü beşini birleştirip mutlu sonla bitirmek çok yaratıcı değil bana sorarsanız. ama sonuna kadar hepsini tekrar tekrar diyalogları ezberleyene kadar okudum o kısmı doğru. çünkü kitabın her köşesinde koşulsuz aşk, birbirine tapan iki insan ve sürekli tehlike var. o yüzden heyecanlı, o yüzden hepimiz çok sevdik. ama yaratıcı değil. sadece insana her flimde kitapta aranan mutlu sonu veriyor. hepsi bu.

    --- spoiler ---
hesabın var mı? giriş yap