ultramarine
-
ing. deniz mavisi, cok acik parlak mavi.
-
(bkz: the one and only)
-
sevgilimin nickini calan insan.kizamiyorum da kendisine guzel nick allah icin.
-
resimde kullanılan ultramarine mavi ortaçağda yarıdeğerli lapislazuli taşının (lacivert taşı) toz hale getirilip bezir yağı gibi yağlarla mermer zemin üzerinde tokmaklarla ezilip karıştırılması ile elde edilirdi. 19. yüzyılın sonlarına kadar sentetik yollarla üretimi mümkün değildi. yapay ultramarine ise kaolen, kükürt, sodyum sülfat, sodyum karbonat, silis ve kalsinasyonu ile elde edilmektedir. işığa, alkaliye ve klora karşı dayanıklı aside karşı duyarlıdır. parlak mavi renkli bir pigmenttir.
-
michael brook'un cobalt blue albumunun en bilinen ve sevdigimiz filmlerin bazilarinda (ki bunlar arasinda the heat ve any given sunday ba$i cekiyor) nadide $arkisidir. $arki dediysem enstrumantal.
-
-
bir givenchy parfümüdür.
iğrenç midir müthiş midir karar veremedim o ayrı.
ilginç bir kokudur vesselam.
(bkz: givenchy insense ultramarine) -
yıllar önce kıvırcık saçlı ressam (trt1) (bkz: bob ross) 'un her resimde kullandığı renk. ultramarine blue der çıkarırdı mavisini. ne güzeldi.
-
mavinin bir tonu. yaklaşık olarak şöyle bişey: http://www.jpimpex.com/images/ultramarine_blue.gif
ayrıca world of warcraft'ta archeology ganimeti olarak bulabileceğiniz ultramarine qiraji battle tank'e de rengini ve ismini vermiştir. -
barcelona'da la rambla caddesi üzerinde palau güell'in oralarda "ultramarinos" adlı restoranı görüp, "maccrage!" çığlıkları atarak yemek yememe sebep veren eskilerin lejyonu şimdilerin chapter'ı.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap