uluk
-
üşengeç, yangelip yatan kimse
-
elinden hiçbir iş gelmeyen, eli hiçbir işe yakışmayan, beceriksiz kimse.
-
çürümüş meyve ya da sebze.
-
-
emsiz, uyuşuk, elganım, beceriksiz, ağır kanlı. özel belirtilmemekle birlikte dişil yani özellikle kadına yönelik kullanılabilen bir sıfattır. bir de atasözü var: uluk karının işlek kızı olur.
ağız uluğu yani ağız eskisi/ağız yarası da uluk sözcüğünün hastalıklı anlamıyla bağlantılı olarak çukur çeylen'de kullanımda.
sozce.com'dan belli başlı kayıtlı anlamları: miskin, tembel, pasaklı, narin, çürük, bozuk, uyuşuk, uyuz.
"uluk karı dile yavız, küt bıçak ele yavız."
(uluk karı ben neyim demez, dedikodudan geri kalmaz. en küt bıçak bile el kesmede mahirdir.)
(bkz: acul) -
dlt'de de geçen türkçe sözcüklerden biri. anadolu'da halk ağzında hâlâ yaşamaktadır. ayrıca "parça" anlamı da vardır. "et parçası, eskimiş giysi parçası" gibi.
-
üşengeç,işi sevmeyen,tembel insanları tanımlamak için kullanılan süper kelime.hala anadolu'nun çeşitli yerlerinde sıkça kullanılır.kelimenin zıttı ise şabbaz'dır
-
sırf görüntüden ibaret; ruhsuz ve incelikten yoksun kimse.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap