*

  • ulus basliginda girilen "sinirlari belirli bir toprak parcasinda, bir devlet icinde yasayan topluluk, zumre" ile "ortak bir tarihe ve kulture sahip topluluk" karsilastirildiginda ayirdina varilabilecek olan farklilik.
  • millet sözcüğü daha sonradan ulus anlamını kaznmıştır. osmanlı döneminde millet sözcüğü bir ırkın mensuparı için değil bir dinin mensupları için kullanılırdı. "islam milletinden, hıristiyan milletinden" gibi. dolayısı ile bir türk ile bir kürt müslüman olmaları nedeni ile aynı miletten oluyorlardı. lozan antlaşmasında da bu azınlıklar ve statüleri belirlenirken bu dinsel millet anlayışı kriter alındı. ana unsur müslümanlar ve azınlık gayrimüslimler. ulus modern anlamda "aynı toprak parçasında yaşayan, ortak geçmişi olan ve kader birliği olan topluluk" olarak tanımlansa da belli bir ırkı işaret etmesi de vakıadır. bir de peygamberin "küfür tek millettir" diye hadisi var ki konumuz dışı.
  • millet sözcüğü daha sonradan ulus anlamı kazandığı gibi, ulus da daha sonradan millet anlamı kazanmıştır. aynı şekilde ulus daha sonradan ulus ve millet daha sonradan millet anlamı da kazanmıştır. çok acayip.

    yani esas mesele şu: köken itibariyle ulus kelimesini nation karşılığı olarak ele alıp "millet'in bu anlama gelmesi sonradandır. esasında millet dini bir birliği anlatır." demek yanlıştır. zira köken olarak, ulus da nation anlamına gelmez.

    ulus kelimesi, kökeni itibariyle, bir insan topluluğunu değil, bir toprak parçasını anlatır. bir anlamda -ama daha sınırlı bir anlamda- ülke demektir. hatta ülke ile aynı kökenden geliyor muhtemelen.

    ulus kelimesinin köken olarak bir insan topluluğunu değil, bir toprak parçasını anlattığına dair bir örnek de verelim: köl tigin k12'de "bukarak ulus bodun"dan bahsediliyor. bu elbette "buhara ülkesinin halkı" demektir. insan topluluğuna işaret eden kelimenin ulus değil, bodun olduğunu anlamak gayet kolay.

    millet kelimesi ise, köken itibariyle elbette dini bir topluluğa işaret eder. şu hâliyle bu sözcüklerin her ikisi de bugünkü anlamlarından uzak bir geçmişe sahipler.

    bunları şunun için yazdım: "türkler millet değildir, ulustur." gibi ifadeleri millet sözcüğünün bu dini kökeni ile ilişkilendirenler gördüm. bunun manası yok. millet gibi ulus da eskiden farklı bir anlama gelirdi. ama dil hareket hâlinde ise, hatta onu "canlı" diye niteliyorsak, ona saygı duymayı da bilmeliyiz. bugünden konuşuyorsak, bugünün kelimeleri ile konuşuruz. mühim olan sözcüklerin hâlihazırda taşıdıkları anlamlardır.

    bu anlamda, ulus-millet ayrımının 21. yy türkiye türkçesi için gerekli bir ayrım olduğu kanaatinde değilim. şahsi kanaatimce, ulus ve millet bugün aynı anlama gelmektedir. önemli olan da budur.

    ek: tdk da ulus karşılığı olarak "millet." demekle bence doğru bir iş yapıyor.
  • (bkz: blog.milliyet.com.tr/-millet--ve--ulus--mu--yoksa--halk--mi-/blog/?blogno=425639) de yazan arkadaş araştırmış, mantıklı.

    --- spoiler ---

    millet ve ulus...
    millet arapça kökenli bir sözcüktür ve anlamı şöyledir; "çoğunluk la aynı toprak lar üzerinde yaşayan, aralarında dil, duygu, ülkü, gelenek ve görenek birliği olan insan topluluğu, ulus"(1)

    başka bir kaynaktan da, yukarıdaki tanımda milletle eşanlamlı sayılan ulus sözcüğünün tanımına bakalım.

    ulus; "aynı toprak lar üzerinde yaşayan, aynı kökten gelen, tarihleri, kültürleri, gelenekleri ortak olan,
    çoğu kez de aynı dili k onuşan insan topluluğu"(2)

    not-1 : yuk arıda verdiğim (1) ve (2) k aynak lara bak tığımızda "ulus" sözcüğünün moğolca'dan geldiğini
    anlıyoruz. moğollar, türk leştik ten ve müslümanlaştık tan sonra kurduk ları devletlerde idareci konumundak i genel valilere "ulus ümerası" unvanı verilmiştir.

    hemen hemen aynı tanımlama ile açıklanan bu iki sözcüğe örnek vermek gerekirse; konumuzla yakın ilgisi
    olan türk milleti, kürt milleti diyebilir ve her etnik kökenli insanlarımızı bu tanım ile adlandırabiliriz...çünkü
    türklerle kürtlerin, şu an için, en azından "dil" bakımından bir birliktelik içinde olmadığını
    görebiliriz...çünkü, türkiye'nin resmi dili ve türklerin anadili türkçe olsa da, kürtlerin anadili, farklı lehçeleri
    konuşsalar da genelde kürtçe'dir.
    bu tanımlamalar baktığımızda türklerin ve kürtlerin tek ortak olduğu şey aynı topraklar üzerinde
    yaşamaktır...

    öyleyse bu birlikte yaşamı, "dil, ırk ve diğer kültür farklılıklarının" ayrılmalara neden olmayacak şekilde
    bütüncül bir tanım içinde, sorunsuz hale getirmek gerekir...
    ben bunu, naçizane bir düşünce ile, "halk" ve "halkçılık" kavramı ve anlamında görüyorum...
    --- spoiler ---
hesabın var mı? giriş yap