• denk gelince verilebilen ders. ki bu denk gelme, takriben 6. alışta falan olabiliyor.

    edit: harf notu belli oldu, bb gelmiş. çocuğum olsaydı şu an çocuğumu keserdim. öyle bir izzet-i nefs meselesiydi ki benim için, bilemezsiniz.
  • eğitim hayatım boyunca alan dersleri içerisinde ki zorlanmadan geçtiğim tek bölüm dersiydi. iktisat tarihi derslerinde bile kan tahlili yaptırmak zorunda kalan ben, bu dersten hiç çalışmadan sadece sınıfta dinlediklerimle geçmiştim. ama daha sonra yüksek lisansta, dersin ana konularını oluşturan arbitraj, swap falan filan fıstık gibi konuları international business ta alınca kardeş ben çok yanlış gelmişim dediğimde iş işten geçmişti.
  • azınlığın uğradığı kayıp çoğunluğun sağladığı tatminden daha büyük olabilir sözü aklıma takıldı kaldı belki sırf bu yüzden dersten kaldım ama olsun bir nevi ezilenlerin sosyalist iktisadı gibi bir şey hatta bu sözü değiştirip azınlığın uğradığı kayıp çoğunluğun sağladığı tatminden daha büyüktür şeklinde değiştirmek istiyorum sonuçta bu böyle
  • bir iktisat öğrencisi için dönüm noktalarından biridir. grafiğin, yorumun artık sapıttığı, verginin, arzın/talebin birbirine girdiği an. bu dersi gerçekten anlayarak geçenler, artık olmuştur. yolu açık olsun.
  • şükrü erdem'den alınmaması gereken derstir.
  • mikro ve makro iktisadi çözümleme yöntemlerinin matemeatiksel aletler aracılığıyla yorunlandığı bunun yanısıra işin içine hafiften uluslararsı finans ve uluslararası örgütler ve dış ticaret politikasının girdiği bu dersi iyi bir hocadan hakkıyla verenler, kesinlikle "olmuştur". buna benzer diğer bir ders için;

    (bkz: maliye politikası)
  • ben de genel olarak dersin içeriğini yazayım.
    şimdi bu dersi gördüğünüz zaman çok büyük bir ihtimal, dersin sözel olduğunu, türkiye almanya'ya otomotiv yan ürünü ve tekstil satar, almanya'dan otomotiv ürünleri ve yüksek teknoloji ihtiva eden makineler alır hocam diyip dersi aa ile vereceğinizi düşünebilirsiniz.
    lakin this is not the case. yani haasssiktirin.
    hani bir ders vardı, iktisada giriş. orada arz-talep eğrilerini görünce öküzün trene baktığı gibi bakmıştınız. şimdi bu derste o arzlar talepler farklı bir hal alacak, işin içine mikro1'den kayıtsızlık eğrileri, bilmem ne value linelar gelecek. bu ders baya baya mikro11111 falan yani.
    bir hususu daha belirtmek isterim ki, dersi ingilizce alanlar krugman'ın kitabını, türkçe alanlar ise rıdvan karluk'un kitabını iç rahatlığıyla kullanabilirler.
  • genel olarak iki ülkenin ticaretinin iki taraf için de karlı olduğunu anlatmasında herhangi bir terslik olmayan ders kitaplarına sahip olan alan. tamam şu an uluslararası iktisata egemen olan sistemin görüşlerine daha fazla yer veriliyor, gerçek dışı varsayımlar vesaire onu anladık da, fakir ülkelerin kalkınması için ülkenin dış ticarete kapanması lazımcılar ortaya nasıl bir teori atmış da onu yazsın ders kitapları? bak güzel kardeşim sen bi gümrüğünü kapat herşey çok güzel olacak diye hiçbir ülkeyi sistemden kopmaya ikna edemezsin, görüşlerini de ders kitaplarına yazdırtamazsın.

    lisans ders programlarında basitleştirilmiş teorilerden sanki çok zor şeylerimiş gibi bahsedilir, ama genel olarak çok basit bir derstir. dersi veren hocanın kitaba bağlı kalıp kalmamasına göre aşırı çöp ya da faydalı bir ders olabilir.

    not: dersin ikinci döneminde dış ticaretin faydalı olduğunu anlatan teoriler dışında şeylerden de bahsediliyor.
  • hızlandırılmış uluslararası iktisat teorisi dersleri olarak söyleyebileceğim şunlardır.

    insanın aklına gelmeyecek bazı soruları soran ve bunları cevaplayan teorilerden oluşan bir bütündür. adam smith diye bir adam kurucu babası sayılır. hani finansbank reklamlarında berberin emoya dönüştürdüğü zaattır. öğrencileri sınav haftası bünyelerini geceleri kafein manyağı yapan iktisatçı işte budur. adam smith'in bir de hani dolmuşlarda sırf para vermeyeyim diye motor üstüne oturan ve paradan sorumlu minübüscü kankası vardır ya veya berbere sırf jöleyi bedavaya getirmek için girip yalandan iki hal hatır muhabbetti yapan yardakçı gibi bir david ricardo adlı yardakçısı bulunur. ricardo adam smith'in tüm teori ve görüşlerini destekler ve cümle aleme ''adam haklı beyler'' düsturunu savunmuştur. birde bu ricardo-smith ekürilerine sırf kıllık olsun diye antitez koyan ve her ikisine gider yaparak eğer ki o yaşamasaydı, bugün birçok iktisat ders kitaplarının sayfa sayısını yarıya inecekti diyeceğimiz bir diğer atarlı iktisatçı john maynard keynes vardır. ona sonra değiniriz.

    adam smith'in bazı görüşleri ise şu şekildedir...
    -bırakınız yapsınlar bırakınız geçsinler (laissez faire laissez passer) : bizimkilerin ''saldım çayıra mevlam kayıra'' dediğine elin adamının ''laissez faire laissez passer'' demesidir. devletin elini ticaretten üretimden ve satıştan çekmesi gerektiği düşüncesini savunarak, ekonomik olaylarda yönetimin müdahale etmemesi prensibidir. yönetim karışmazsa ekonomik olayların tıkırında işleyeceği ve sonunda bir dengeye kavuşacağı düşüncesidir. bu dengeyi de ''görünmez el'' düzeltir teorisidir. bazılarınca bu söylem ''"bırakınız öpsünler ülkeyi" manasına da gelir.
    -görünmez el : ''su yolunu bulur panik yapmayın'' lafının smith tarafından piyasanın, dışardan bir müdahale olmaksızın, kendi kendine verimli bir noktaya erişeceğini söyleyen teori. yani devlet müdahelesine gerek yoktur, zira bireyler kendi çıkarları için ne yapmaları gerektiğini çok iyi bilirler. bırakınız yapsınlar bırakınız geçsinler felsefesi ile özetlenebilir. görünmez elin bir taraflara kaçıp amerika'nın 1929'da büyük bir buhrana girmesinden sonra keynes'in konuşma aldığı bir konferansta klasik kapitalistlere ve adam smith'e ithafen "şimdi o görünmez el gelsin de sizi kurtasın!" diyerek adam smith'e ve kapitalistlere muazzam bir tarihi ayar verdiği rivayet edilir. birde maradonanın görünmez eli yani "o tanrının elidir.." deyişi vardır ki onun dersimizle bir alakası yoktur.

    bugünlük son konu olarak john maynard keynes. eğer o yaşamasaydı veya adam smith'e gider yapmasaydı birçok iktisat ders kitabımın sayfa sayısını yarıya düşürecek olan ve fakültede uluslararası iktisat dersinin 1 dönemde bitirilerek geriye kalan zamanda beden dersi yapılmasını sağlayacak olan adamdı ama olmadı canı sağolsun keynes amcamızın. devlet müdahalesine yer vermeyen laissez faire(bırakınız yapsınlar) sistemi yerine piyasaya devlet müdahalesinin gerekli olduğunu savunan ve karl marx'tan esinlenen sosyalist iktisatçıdır. ölmeden önce yeterince şarap içmediğinden yakınan keynes diğer birçok iktisatçı gibi homoseksüel olduğu görüşü ortaya atılır. devletin ekonomiye müdahalesini savunarak liberalleri başta kızdırsa da yetmişlere kadar fikri geçerliliğini sürdürmüştür. 1929 buhranı sırasında söylediği ''eğer bankaya 100 pound borcunuz varsa bir sorununuz var demektir. ancak borcunuz 1 milyon poundsa bankanın bir sorunu var demektir'' sözü günümüzdeki durumu da gayet iyi yansıtıyor. ayrıca imf'nin fikir babasıdır. neredeyse her konuda liberallere karşı görüş geliştirmştir. 1929 ekonomik buhranı sırasında ortaya çıkmış olup, kapitalizm ile komünizm arasına tampon olmakla kalmayıp, krizin yıkıcı etkilerini sona erdirdiği belirtilir. sonralarında da adam smith-david ricardo ekürileri gibi keynes-milton friedman ekürileri oluşur.
hesabın var mı? giriş yap