• almanca altında*, altına*.
  • hani son yillarda modada "effortless chic" denilen bir hadise var; sanki hic onemsemiyor, umursamiyor gibi giyinip cok şık olmak. iste, bu mekan da bu duyguyu veriyor. o kadar "biz umursamiyoruz, biz cok cool'uz, gelen gelir gelmeyen gelmez bizim umrumuzda degil, o kadar ki istersek de musteriyi almayiz" havalari icerisinde yaratilmis ki goruntunun alti dolmamis, herhangi bir yeme icme mekanindan farkli olmamis. ne lezzet ne servis ne de goruntu olarak. elbette kahvaltiya kisi basi 65 lira odenen bir yerde zaten olmasi gereken ortalamanin ustundeki kalite unter'de de mevcut ama zaten bu tip mekanlar icin artik bu tartisma konusu dahi olmamali. sonuc itibariyle bu yeni karakoy mekaninda akilda kalan sadece buyuk cabalar neticesinde varligini hissettiren "biz cok cool'uz" goruntusu oluyor. ve tabii pilic cevirmenin bu cool ortamdaki goruntusu. omg. cidden cok ilginc.
  • saçma sapan bir lokasyonda, tecrübesiz garsonları olan, dar menüsü olmasına rağmen backyard'cıların elinden çıktığı için lezzetli, zorlama mekan.
  • (bkz: olmamış)
  • hafta sonu hemen karşısındaki karabatak'ta otururken çalışanlarının caddede yarattığı teröre şahit olduğum mekan. iki motorcu unter'in hemen karşısındaki kaldırımın dibine park ettiler. park edilen yerin unterle hiç alakası olmamasına rağmen motorcuların başında tinerci kılıklı bir tip bitti. bitirim havalarda oranın dükkan önü olduğu motoru başka yere park etmelerini falan söyledi. adamlar tabii bunu iplemedi. ancak arkadaş yapışkan çıktı. karabatağa doğru gelen adamların peşinden gelmeler laf atmalar... kimse o apaçinin unter le alakası olmadığını düşünürken, şaşırtıcı durum gerçekleşti. kendisinin unter'in sorumlusu olduğunu söyleyen bücürüğün teki (üstünde unter in önlüğü falan da var) bu apaçinin yanına gelip adamlara artist artist konuşmaya başladı. hatta bi ara bi tanesi adamların yere düşen eldivenini alıp arkalarından fırlattı, biz hayretler içinde izliyoruz. hayır elemanlar alttan almasa bunları fena ayıklayacaklar o da belli ama uğraşmıyorlar da... iplenmedikleri için iyice gaza gelen unter in apaçileri biz topaaaaane çocuuuyz olm şeklinde naralanmaya başladılar. araya başkaları falan girdi olay kapandı. ancak 15 -20 dakika boyunca o iki tipitoş yüzünden hem karabatak hem de unter'deki herkes gerildi. özetle bir daha ikisine de adımımı atmam. hem unter hem de karabatağa. çünkü elemanlar karabatağın personelini de tanıyor ve karabatağa da girip çıkıyorlardı... hipsterlere de uyarım aman beyler, can güvenliği sorunu var, hip olucam diye dekor mekanlara gidip çizdirmeyin kestaneyi..
  • bildiğiniz yarım ekmek kokoreç'e 28 tl fiyat biçen, sandwiçleri ekmek kesme tahtası üzerinde servis yapan mekan. menüsü iştah kabartıcı ama cep yakıcı. iç dizayn olarak karabatak'ı daha çok beğendim ama orda yemek olmadığı için untere geçmek zorunda kaldık.
  • ilk seferinin yoran ve gereksiz tecrubesine ragmen bazi sosyal zorunluluklar neticesinde bir kez daha gitmek durumunda kaldigim ve gittigim andan itibaren gecirdigim her saniyeye kufrettigim mekan. elbette "fool me once shame on you fool me twice shame on me , orasi cok dogru da iste bazen bazi zorunluluklar insani tercih etmedigi seyleri yapmaya itiyor. ama tabii bu gafletler ogretici de oluyor mesela bu sefer bu yuce ve ultra hype mekanda siparis vermenin daha dogrusu siparis verecek garson bulmanin ne kadar zor oldugunu gormus olduk. ortada dolasan, orada calisan havali bir suru insan var ancak kendilerine siparis verilemiyor cunku onlar garson degiller. onlar mekanda elleri arkada birlesmis halde dolasan veya bilgisayara bakan, siparis almakla ilgilenmeyen ama musteriye garsonu cagiran ve siparis vermeye niyetlenmis musteriye iyice umarsizca yukardan bakan unter insanlari. isletmecileri bu kadar insana istihdam yarattiklari icin zenginler diye dusunuyorum. ne guzel; ekonomi buyuyor, karakoy kalkiniyor, yasasin soylulastirma da, "is bilmek, musteri ile ilgilenmek nerede, gorgu nerede" diye de dusunuyor insan. ancak gerek yok herhalde cunku sahipleri de "begenmedigi insan gelirse mekani gerekirse birkac ay kapatacagini" belirtmis oldugundan bizim icine dustugumuz hal duygusalliktan ibaret. ama yine de kendisine biz fani musteriler cephesinden belirtmekte yarar var, mudavim mekani bu tarz ile olusmaz. olsa olsa ancak turist mekani, hipster mekani olur. ama evine donerken, is arasinda cikip da ugrayayim bir kadeh bir sey iceyim gibi bir mudavim mekani olmaz.

    http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/…spx?docid=22502414
  • doymadan düdüklenme mekanı,burada hersey doymamaniz icin tasarlanmis.lazanya olsun,yarim pilic olsun,sosisli sandviç olsun 30 lira!!!lazanya 3 çatalda,yarim piliç 4 ısırıkta bitiyor. yarim piliç ûstüne biraz fesleğen,biraz nane serpmişler,hesapta şekil olmuş.hepsinin yaninda garnitür olarak şaka değil, 1 kilo çeri domates geliyor.bir pakete sarip eve götürseniz 1 haftalik domates ihtiyacinizi karsilar.bir de kendini enginar zanneden, zeytinyagli çeri enginar var,dunyanin en kucuk enginari olarak rekorlar kitabina girmek icin ôzel olarak yetiştirilmiş.sonuçta, 2 kişi ickisiz minimum 75 lira öder,sonra da biraz ilerdeki bûfede yarim ekmek döner(içi alınmamış) yerseniz doyarsınız.
  • çok fena, çok;menüden fenerbalığı seçiyorsunuz, gelen tabakta bir dilip ekmek üzerine sürülmüş yoğurt,küçücük balık kırıntıları ve dereotu geliyor, fiyat 35; fesleğenli domates salatası seçiyorsunuz, gelen çay tabağı büyüklüğünde birkaç cherry domates 12 tl; insanları salak muamelesi yapmak moda oldu ya!
  • fazla yükseklerden uçup geçtiğimiz günlerde kapısına mührü yemiş mekandır. ismiyle dekoruyla yemekleriyle djleriyle tam olarak kötü bir kopyadır. yurtdışına gidildiğinde adım başı görülmesi muhtemel olan bu tarz yerleri sözüm ona farklı kafalardaymış gibi gidip de sen eski tavukpazarının oraya açarsan böyle de patlarsın işte. ne serserisi bırakır yakanı ne de polisi. güm diye de böyle mührü yersin. insanlara salaklarmış gibi bit kadar menüleri o kadar fiyatlara satıp, suratsız kadın garsonundan şikayetçi olunca da kimse seni ciddiye almazsa, böyle de insanların ahını alırsın. restaurant işletmek böyle pamuk ipliğine bağlıdır işte.. o kadar kalkarsan havalarda uçarsan kanatlarını kırıp düşüşünü gülerek izlerler... siz insanları kazıklamaya devam edin daha...
hesabın var mı? giriş yap