*

  • diyarbakır surlarının dışarıya açılan dört ana kapısından biridir. halep veya rum kapısı olarak da bilinir, eski şehrin batıya açılan kapısıdır. ikisi sonradan açılmış yan yana duran üç görkemli kapıdan oluşmaktadır. sonradan açılan iki kapı cumhuriyet döneminde açılmış olup yükseklikleri yaklaşık 10-12 metredir ve sadece geçiş amaçlıdır. en eski kapı ise surların içinden bakıldığında en sağda olan kapıdır. bu kapı diğerleri kadar büyük olmasa da daha gösterişli ve aynı zamanda korkutucudur. 5 metre yüksekliğinde olup bir otobüsün zorlanarak geçeceği genişliktedir. bir koridor gibi uzanan bu geçit başında ve sonundaki iki çift dökme demir kapıyla korunur(du) ve yan taraflarında zindanlar demir parmaklıkları ile hala mevcuttur. dökme demir kapılar 700 küsür yıllıktır ve müzede duracaklarına yerlerinde çürümeye bırakılmışlardır (atatürk'ün diyarbakır'a ikinci gelişi sırasında bu kapılardan birine hayretle bakarken çekilmiş bir resmi mevcuttur). rivayete göre cumhuriyetin ilk dönemlerinde, diyarbakır henüz surların dışına taşmamışken, bu kapılar akşam ezanından sonra kapatılır ve yabancıların şehre girmesine izin verilmezmiş.

    bu esas geçit-kapı şehir savunmasında kilit noktalardan biridir, önündeki açık ve düz alan kaleyi (diyarbakır esasen kocaman bir kaledir) zaptetmeyi kolaylaştırır, ancak bu noktada burçlar oldukça sık ve duvarlar 3-5 m kalınlığındadır. diyarbakır surlarına farklı medeniyetlerin yaptığı katkılar binlerce yıllık tarihi boyunca sürekli savaşlar, fetihler görmüş ve bu yüzden de sürekli geliştirilerek ve güçlendirilerek bugünlere gelmiş olması bakımından surların en zayıf yeri olan urfakapıda en açık biçimiyle gözlenebilir.

    burası diyarbakır ile ilgili anlatılan hikayelerin belki de en çok geçtiği yerlerden biridir. hemen yanındaki eski sebze hali, eski ilçe otobüs garajı, sarı saltuk ziyareti (ki 400 küsür yıllık bir yatırdır), en eski ilkokul ve lisenin bu civarda oluşu urfakapı denen geçidin yıllardır yön tarifi amacıyla kurulmuş birçok cümlenin belkemiğini oluşturmasına sebep olmuştur. sonradan gelen göçlerle ve şehrin surların dışına taşmasıyla birlikte bütün suriçi bölgesi gibi eski ticari ve sosyal yaşamdaki önemini kaybetmiştir.

    kişisel bir not: urfakapının en görülesi zamanları yaz günbatımları ve ilkbahar yağmurlarıdır. paganist dönem, romalılar, islamiyet öncesi ve sonrası, cumhuriyetin ilk yılları vs. hepsine şahittir o taşlar, en çok da güneşin batışı ve baharın gelişi insana hatırlatır bunu.

    (bkz: ahmed arif)
    (bkz: anadolu)
    (bkz: diyarbekir kalesinden notlar)
  • (bkz: mardinkapı)
    (bkz: dağkapı)
    (bkz: urfakapı)
    (bkz: yenikapı)
hesabın var mı? giriş yap