aynı isimde "ursa major" başlığı da var
  • yaz yatilinde kendisine egitim vermeye hazir oldugum aykusu dusuk eksi sozluk yazari. iki ay boyunca neden maas aldigimiza takmis kafayi. ergen oldugu icin cocugu yoktur, buyur gel ergenus, egitim vermek icin hazir kita bekliyorum.
  • (bkz: #42195833)
  • (bkz: #42198653)
  • kafayı öğretmenlerin aldığı maaşa takmış yazar. bu ve bunun gibi yazarlar öğretmenlerin maaşları ile uğraşmaktan ziyade eğitimin bir paydaşı olarak sahip oldukları yaratıcı fikirlerini, eğitimin kalitesinin nasıl attırılması gerektiği konusunda ortaya sunabilirlerse ülke adına daha faydalı olacaktır. ya da önerilerini daha sağlam mantıksal bir zemine oturtabilirlerse.

    örneğin, ek dersi kaldırmak devlet bütçesine ne açıdan katkı sağlayacak? tamamen kaldırılırsa olacaklar şunlardan birisidir:
    (1) ayda 60 saat maaş karşılığı derse giren mesleğe yeni başlamış bir öğretmen 2000 civarı maaş alırken, ayda 60 saat de ek derse girerek yaklaşık 600 lira daha alır. öğretmenlerin çalışma saatleri düzenlenmeden ek dersleri kaldırmak devlete her öğretmen başına ortalama 1400 lira ek masraf çıkartacaktır. ülkenin öğretmen ihtiyacı artacaktır.
    (2) ayda 60 saate 2000 alan öğretmen 120 saat çalışsın ama aynı maaşı alsın.
    (3) ayda 60 saate 2000 alan öğretmen 120 saat çalışsın ama ...... lira maaş alsın.
    (4) ayda 60 saat çalışan öğretmenin sabitlenmiş bir çalışma saati olsun, örneği 25 saat, ve ....... lira maaş alsın.
    .
    .
    .
    ?
    yıkıcı olamayan, yapıcı eleştiriler yapmak gerekiyor ki ilerleyelim.

    üşenmeden yazarın öğretmenlerle alakalı olabilecek tüm girdilerine baktım. öğretmenlerle ilgili 19 entrysi olan yazarımız, 18'inde öğretmen maaşlarına giydirmiş.

    ayrıca türk akademisyenlerin öğretmenlerin maaşları ile alıp veremediklerini nedir, çözebilmiş değilim.
  • öğretmenlere kastı olan yazar, harcadığı çabayı bir meslek grubunun daha az maaş alması yönünde değil de görece daha az alan mesleklerin ücretlerinin iyileştirilmesine harcamasıyla takıntısından da kurtulacaktır diye düşünmekteyim. umarım birileri yarın bir gün karşısına çıkıp sen aslında fazla alıyorsun diyerek aldığı ücrette indirime gitmez.
  • ursa major adlı eğitim gönüllüsü, eğitimde kaliteyi artırmanın öğretmenlik ve okul şartlarının iyileştirilmesiyle değil, öğretmenlik mesleğinin sözleşmeli hale getirilmesiyle gerçekleşeceğine inanıyor.
    çünkü galiba kendisi köle tüccarı bir aileden geliyor ve kölelik kalkınca aile işlerini kaybettiler. yine de iş kalitesinin çalışan şartlarının iyileştirilmesiyle değil, baskının ve sindirmenin artırılmasıyla daha ekonomik ve kolay yoldan sağlanabileceğini tüm köle tüccarı aileden gelenler gibi o da biliyor. şıngır şıngır pranga sesleri ve umutsuz yüzlerle saatlerce çalışan insanlar en sevdiği şeyler.

    ya da kendisi hükümet sözcüsü gibi davranarak sosyal medyada dikkatleri bu konuya çekmeye çalışan yüzlerce maaşlı gönüllüden biri.

    biliyorsunuz, düğmeye basılalı çok oldu. türkiye cumhuriyeti sosyal devlet olma vasıflarını kademe kademe yitiriyor. üreten ve kazanan bir devlet olmaktan gün geçtikçe uzaklaşan ve değirmeni kaynağı muğlak sıcak para ve yabancı sermayeyle dönen türkiye, masrafları azaltmak için yeni bir yol haritası belirledi. kamuda iş güvencesini kaldırarak personeli sözleşmeli hale getirmek. bu beraberinde iktidara bir çok avantaj sağlayacak. bu şekilde kendi dümen suyunda olmayanları kolaylıkla işten çıkarıp, yerine kalifiye niteliğine bakmaksızın yandaşlarını getirebilecekler. çalışma günlerini ve saatlerini artırıp, ücretlerde kesintilere gidebilecekler. kendi adamları olmayanlara her türlü mobbingi uygulayıp onlardan gerekenin iki katı verimi alıp, yandaşların tüm beceriksizlik ve tembelliklerine göz yumabilecekler.
    iş kaybetme korkusu duyan personeli diledikleri kalıba sokup, istedikleri gibi yönlendirebilecekler.

    bütün bu pastanın en iştah açıcı dilimi de eğitimin özelleştirilmesi.
    eğitim bir ülkenin geleceğinin temel taşı. eğitim biterse, ülke biter. halkın cahil kalmasından çıkarı olanlar, eğitim meselesine özellikle dikkatle yaklaşıyor. devlet okullarına yok denecek kadar az ödenek vererek, okulları sefil, pis, kalabalık, perişan halde bırakarak orta gelirli aileleri özel okullara teşvik ediyor. aile kıt kanaatte olsa imkanı varsa çocuğunu 40 kişilik sınıfta okutacağına, özel okula veriyor.
    40-50 kişilik, dar ve yetersiz sınıflarda eğitim öğretim yapılıyor bu ülkede ve nedense bir türlü öncelik sınıfların 20 kişiye indirilmesi olamıyor. her öğrenciyle birebir ilgiyi temel alan aktif öğretim sistemi 2005'ten beri yürürlükte. 40 kişiyle tek tek ilgilenildiğinde 1 öğrenciye 1 derste 1 dakika düşüyor.
    bütün bu şartların iyileştirilmemesinde art niyet aramamak imkansız.
    dershanelerin kapanması da özel okulları yaygınlaştıracak bir diğer hamle.

    olayın ideolojik boyutu da çok karlı. sözleşmeli öğretmen, bir çok mesnetsiz gerekçeyle işten çıkarılabilir. böylece ilerici, idealist, çağdaş, milliyetçi, özgün öğretmenler kılıfına uydurularak meslekten çıkarılır. egemen güçler, kendi çizgisindeki öğretmenler kendi çizgisinde bir gelecek kurar.
    öğretmenlik mesleğinin şartlarının daha da kötüleştirilmesi yetenekli ve zeki insanların bu mesleği tercih etme sıklığını çok ciddi ölçüde azaltacaktır. bu da eğitimde arzu edilen kalitesizliğe ulaşmada yolu kısaltacaktır.

    eğitim türkçe, matematik, fen, sosyal öğretmek değildir. özgür düşünebilen, karar alabilen, vicdan ve adalet duygusu gelişmiş, demokrasi ve insan hakları gelişmiş, üretebilen kişiler yetiştirmektir eğitim.
    kimin niçin eğitimi hallaç pamuğuna çevirdiğini anlamak çok da güç değil.
    sadece verildiğini alan, ezberci, sorgulayamayan, itaatkar bireyleri bu şekilde bireylerin yetiştirdiği istenilen tablo; öğretmenlik mesleğinin şartlarını kötüleştirip iş güvencesinin kaldırılmasıyla kolaylıkla elde edilecektir.

    tablo büyük. söyleyecek çok şey var. bu ve benzeri öğretmenleri ve kamu çalışanlarını hedef alan yazarların sosyal medyada çoğalması tesadüf değil.
    sosyal medyada maaşlıların olduğu ifşa olalı çok oluyor. halkı tesir altına almak kolay. yeter ki cahil olmaya devam etsinler.

    tanım: insanların eşek gibi çalışıp, karın tokluğuna yetecek kadar kazanmasından haz duyan yazar.
  • her şeyi çok bilen yazardır.
  • öğretmenlikle ilgili verdiği her bilgi yalan ve yanlış olan yazar. bu olağandışı öğretmen nefretinin mutlaka bir sebebi olmalı.
  • entry'lerine az bakınca adam gibi adam olduğu belli olan yazar.

    not: az baktım tatmin oldum.

    (bkz: #42250133)

    (bkz: bu işte bi terslik var)
  • bu yazarın eleştirdiği öğretmenlerin hepsi liseden mezun olduktan sonra doğrudan öğretmen olarak atanmışlar. üniversite okumamışlar. çünkü üniversite okusalardı emin olun ki böyle kalitesiz öğretmenler türemezdi.

    neden mi?

    ursa major nickli yazar gibi üniversitedeki vizyonu geniş, kendini kişisel ve profesyonel olarak geliştirmeye adamış akademisyenlerimiz yaptığı çalışmalarla; öğretim görevlileri ve okutmanlar verecekleri eğitim ile böyle öğretmenlerin yetişmesine izin vermezlerdi çünkü.

    evet. anlaşılacağı üzere tek sorun öğretmenlerde. devletin eğitim politikasında, öğretmen yetiştiren eğitim fakültelerinde hiçbir sorun yok. siyasetçiler, eğitim bilimcileri ve akademisyenler her şeyi gerektiği şekilde, hakkıyla yerine getiriyorlar.
hesabın var mı? giriş yap