• merak ediyorum acaba bir erkeğin anime izlerken o izlediği şeyden etkilenip ağlaması toplum tarafından kabul edilebilir bir etik değer midir. onu bunu bilmem ama 2011 yaz sezonun incilerinden olan bu yeni anime serisinin ilk bölümünü izlerken neredeyse ağlamaklı oldum. ağlamaklı olmayı geç, çocukları pek sevmesemde bu ilk bölümde sahipsiz bir çocuğa nasıl sahip çıkacağını, sahipsiz birine sahip çıkmanın ne kadar büyük bir erdem ve güzel duyguları da beraber getirdiğini bu ilk bölümde ben bunu görmüş oldum.

    animenin konusundan kısaca bahsedicek olursak: otuz yaşında bekar olan ana karakterimiz daikichi ölen büyük babasının cenazesi için evine giderken, evin önünde minik bir kızla karşılaşır. bu çocuğun kim olduğunu annesine sorduğunda daha yetmiş dokuz yaşında olan dedesinin kızı olduğunu öğrenir ki bunu genç bir kızdan yapmış ve dünyaya gayri meşru bir çocuk getirmiştir. ailenin geri kalan fertleri bu olay karşısında hem şok içinde kalmıştır hem de bu süpriz gelişme yüzünden bu küçük kızı, yani rin'i kimse yanına istememektedir. kimsenin rin'e sahip çıkmadığını görünce ve özellikle amcasının hadi onu çocuk esirgeme kurumuna verelim demesiyle bu duruma sinirlenir ve rin'i yanına almaya karar verir. bundan sonrası ise otuz yaşında olan bu adam ile rin, kapandığı kabın içinden çıkıp hayata açılabilecek mi yoksa daha bekar olan ana karakterimizin aşk hayatı ve normal hayatı daha mı kötüye gidecek bunu ilerleyen bölümlerde göreceğiz.

    rin baya küçük olmasına rağmen yaşıtlarına göre daha uslu kız. yaramaz olmamasının yanında usul doğası ile çevresinde pekte fark edilmiyor. mesela daikichi'nin yeğeni tam bir veletin teki. özellikle şu ipler ile şekil yaptığı sahnede, rin ortaya ipler ile güzel şekiller çıkarmış ardından bu velet gelip ipi rin'in elinden alıp ailesine, bak anne ben çok zekiyim ne güzel en zor şekli yapıyorum demişti. burada zaten daikchi'nin rin'e sempati kazandığını görmeye başlıyoruz ve biz de onun gibi rin'e sempati duyuyoruz. yani rin böyle kendi halinde ve daha konuşmaya başlayamamış minik cici bir kız. o yüzden daikchi ile birlikte gitmesine sevimdim.

    bir diğer husus ise şimdi seksenlik dedemin bu yaşta çocuk yapması. olayın komik tarafı rin bu durumda daikichi'nin teyzesi oluyor. zaten bölüm sonlarına doğru daikichi'ye "ojii-san" yani amca diyor. daikchi'de buna sinirlenip ülen burada asıl teyze olan sensin diyor, bana amca diyip durma diyor. burada baya bir güldüm. ayrıca daikichi'nin annesi de ablası oluyor rin'in. şimdi bu açıdan bakınca şimdi kendinizi o kızın yerine koyun. aradaki büyük yaş farkı ve akraba ilişkileri bu seriyi diğer serilerden ayıracak çok ince ve güzel bir ayrıntı. bu yüzden gelicek bölümleri sabırsızlıkla bekliyoruz.
  • --- spoiler - bölüm 2 ---

    rin'in bölüm sonunda daikichi'nin futonuna işemesi, daikichi'nin uyandıktan sonra "ulan yoksa ben mi yatağa işedim!?" diye paniklerden paniğe girmesi ve rin'in bir şey olmamış gibi kalkıp "hayır o ter, sadece" ter demesi ve daikichi'nin "he" demesine rağmen, yine ısrarla "o gördüğün şey terden ibaret" diyerek kendisini yenilemesi çok tatlıydı.

    --- spoiler - bölüm 2 ---

    keşke böyle bir kızım olsaydı var ya işte o zaman, onun için dünyalarımı bile verebilirdim. dünya tatlısı bir şey ya, hem akıllı hem anlayışlı hem de biricik- ah böyle kucaklayasım geldi rin'i bir an. keşke gerçek olsa da böyle onu yakalayıp, sarılıp öpsem doya doya ühühü. *
  • normalde onume koysalar boyle bir konu, "o ne lan cok gay" diyip dalga gecerim. ama gelin gorun ki bu anime izletiyor kendini. bildigin cok tatli diye diye izliyorsun. yazin en guzel surprizlerinden biridir bu anime.
  • insanı düşündürüp hüzünlendiren anime, ilk kendini koyuyorsun daikichi'nin yerine sonra ben olsam ben de alırdım rini ortada bırakmazdım diyorsun, kısacası son zamanlarda izlediğim en dokunaklı animedir
  • kapanış parçası son bir kaç aydır dilimden düşmeyen ve insanın içini ısıtan, slice of life ve josei türünün en iyi örneklerinden birisidir. son olarak animesi çok güzel yerde bitmiştir. animesinin bittiği yerde, mangasında timeskip olayı başlıyordu. yani ergen rin'i görmüş olucaktık bir nevi ikinci sezon olsaydı. ama iyi bir seçim yapmışlar animesini bu noktada bitirmeleri. çünkü mangası elli bölüm olmasına ve yine ikinci bir sezon olabilmesine rağmen mangasının gittiği yolu ben pek beğenmedim. doğal olarak mangasının sonu da beni tatmin etmedi. bu yüzden bu şekilde bırakmaları her şeyi daha güzel olmuş. yani eğer ikinci bir sezon yayınlanırsa, insanların bu kadar sevdikleri bu seriden soğucaklarından korkmuyor da değilim hani. eğer yapıcaklarsa da güzel bir yol takip etsin mangadan farklı olarak animesi. o zaman belki izlemeye değer olur ikinci sezon.
  • anlattığı konuyu müsait olmasına rağmen sulandırmadan ya da dramatize etmeden gayet akıcı, komik ama bunun altında düşündürücü biçimde aktarmayı başaran 11 bölümlük seri. mangasıyla kıyaslayamam ancak animesi için o kadar dalmışım ki bir anda nasıl bittiğini anlayamadım diyebilirim ve çok isabetli bir noktada bitirilmiş.

    bu yazın gözde bekarı daikichi ve rin üzerinden çocukların yetişkinlerin hayatını nasıl çifte yönlü değiştirdiğini anlatırken aynı zamanda bir yetişkin ya da ebeveynin çocuğu nasıl etkilediğini o kadar ince anlatıyor ki nasıl tanımlayayım bilemedim. aslında serideki ana sorulardan biri olan "insanın bir çocuk için hayatını feda etmesi doğru mu ya da nasıl bir şey?" sorusuna verdiği bir kaç cevap ile bir o kadar da gerçekçi. daikichi ve cephesi bir tarafta, işi uğruna çocuklarını kabul etmeyenler bir tarafta, çocuk istemiyorum hala arkadaşlarımla içmek konserlere gitmek istiyorum diyenler bir diğer tarafta.

    --- spoiler ---

    daikichi'nin kendi kendine sorduğu "acaba rin mi beni büyütüyor yoksa ben mi onu?" sorusu oldukça anlamlıdır bana kalırsa.

    ve haruka' nın kızının eşyalarını doldurduğu normal şartlarda daikichi' nin sürükleyerek taşıdığı çantayı tek eliyle taşıması basit ama öz bir anlatımdır sanırım.

    --- spoiler ---

    bununla birlikte daikichi' ye duyduğu güven nedeniyle rin' in değişimi de oldukça dokunaklıdır bana kalırsa. aynı zamanda her ne kadar rin esas çocuk olsa da kouki de aslında bir o kadar anlamlı ve eğlenceli bir velet. öyle ki annesine çift yönlü tavırları ama aynı zaman da daikichi' ye duyduğu hayranlık ve onun o salak halleri seriyi daha anlamlı ve eğlenceli kılıyor. tüm bunlarla birlikte çocukların kendi dünyalarını da bekarlık, boşanma ve evlilik konularında yaptıkları yorumlarla ortaya koyuyor.

    serinin tek kötü yanı bana kalırsa açılış parçası ve bunun puffy tarafından seslendirilmiş olması. bu konuda gayet öznelim ama hiç hoş olmamış. kapanış ise oldukça hoş.
  • 11 bölümünün nasıl geçtiği anlaşılamayan sımsıcak anime. hem sesiyle hem çizimiyle bu zamana kadar bir animede rin kadar tatlı küçük kız çocuğu gördüğümü hatırlamıyorum. hiçbir şey olmasın sadece rin olsun, değil 11 bölüm 1000 bölüm olsa oturur gene izlerim.
  • (bkz: usagi yojimbo)
  • hayatımda ızledıgım en guzel anıme olabılır. cocuk sahıbı olmak ıstedım resmen.

    ancak kendımı durduramadım mangaya devam ettım. mangakasına kafa goz gıresım var.

    --- spoiler ---

    sonunda ensest oluyor okumayın

    --- spoiler ---
  • (bkz: barakamon)
hesabın var mı? giriş yap