*

  • sinema dergisinde yazan, yorumları saglam birikimi etkileyici sinema yazarı.
  • lowe reklam ajansinda reklam yazarligi yapan sahsiyet.
  • lowe reklam ajansindan ayrilmis olan sahsiyet.
  • peter weir hayrani grafik sanatçısı. biri peter weir diğeri türk sinemasi konulu iki konusmasina tanik oldugum* yazilarindaki akıculığı ve zekayi sözlü anlatımında da gösteren eşyalarına titiz spor yazarı.
  • "başlarım mantardan evinize de, gargamelinize de" diyip, şirinler vadisinden ayrılarak silikon vadisine yerleşen, zamanının çoğunu wap destekli cep telefonundan internet erişimine harcayan şirin çeşidi.
  • tam da herkesin filmi kendine adlı yazısından parçalar aktarmayı düşünürken, kendisin de bir sözlük okuyucusu* olduğunu öğrendiğim saygıdeğer sinema eleştirmeni.
  • uygar sirin sinema dergisinde elestirmenligin yani sira "karisik pizza" isimli filmin ortak senaristlerindendir. senaryo olarak ilgincten basariliya at kosturabilecek bir eserin sinemaya yansidiginda ne kadar boktan olabilecegine örnek bu filmi saymazsak, yazdigi ürettigi her seyi severek okudugum elestirmenlerdendir. filmlere cok kisisel bir yaklasimi var gibi gelmistir bana; degerlendirirken önce filmi begenmeyip sonra neden begenmedigini düsünürmüs gibi gelir bana; yani "aa bu filmde söyle söyle bir takim yanlisliklar mevcut" diyerek film hakkinda yargiya varmadan evvel filmi begenip begenmedigine bakar sanki. ki bu acidan elestirmenler arasinda, kendi begenilerimle cakistigi icin de, en basarili bulduklarimdandir. ayni zamanda bu bakisi, film yazilarinda diger yazarlarda genelde pek raslanmayan kendine has bir bakisi da beraberinde getirir hep. öyle bir acidan över veya yerin dibine batirir ki filmi, imzayi görmeden "aha uygar sirin bu!" diyebilirsiniz. ve tabii en büyük sevme nedenim, kendisinin sinemasever aleminde robert zemeckis'e hakettigi degeri veren sayili elestirmenlerden olmasidir.
  • eleştirilerini daima belli bir umutla, bir filmin bana
    hissettirdikleri ve düsündürdüklerini düzgün bir halde
    yaziya dökülmüs olarak bulabilecegim ümidiyle okumaya
    başladığım, diğer bazı eleştirmenler gibi * bir film için iyi veya kötü diye kestirip atmayan, mutlaka grileri de bulmaya çalışan, her ne kadar her zaman aynı fikirde olmasanız bile ilginç analizlerini okumanın keyif verdiği eleştirmen. bazen oldukça önyargılı davrandığını düşünürüm. örneğin hiç gözünün yaşına bakmadan a beautiful mind'a tek yıldızı basıvermiştir fakat diğer yandan, tamam ikisi kıyas kabul etmez ama, moulin rouge gibi bir şahesere hakettiği değeri vermesi bakımından belli kalıplarda sıkışıp kalmadığını ve yeniliklere ne kadar açık olduğunu görebilirsiniz. hele bazen akıllarda cok da yer etmeyecek olan filmler için öyle güzel tespitler yapar ki filmi bir kere de onun gözünden izlemek istersiniz. bütün bunlar ve özellikle peter weir ile fearless sevgisi yüzünden benim için hep özel kalacak olan bir eleştirmendir uygar şirin.
hesabın var mı? giriş yap