• güler dikmen in dilimize çevirdiği bir maksim gorki eseri
  • maksim gorki'nin kendi yaşamını anlatan üçlemenin 2. kitabı. yazarın çocukluk ve gençlik yıllarına olduğu kadar 19. yüzyılın bitiminde rus küçük burjuva sınıfının hayatına da ışık tutar.

    "onlar gibi düşünmeye, onlar gibi yaşamaya, onlar gibi hissetmeye başlasanız da fark etmiyordu. bu sefer de böyle davrandığınız için sizi kınarlardı. onlar böyle insanlardı işte."
  • maksim gorki'nin çocukluk yıllarını anlattığı ''çocukluğum'' kitabından anlaşıldığı kadarıyla bu büyük yazar o dönemde eline bir tane bile kitap almamıştı.

    ''bir tane bile kitap okumadan nasıl yazar olunur? üstelik de dünyaca ünlü klasikleri yazan bir yazar?'' diye başımı ellerimin arasına almış kara kara düşünürken cevabı bu kitapta buldum. ilk gençlik yıllarında maksim nihayet kitaplarla tanışıyor ve çok seviyor. her fırsatta kitap okuyor. ama bu fırsatları bulmak çok kolay olmuyor onun için. zira işi başından aşkın. temizlikçilik mi dersin, hamallık mı dersin, yapmadığı iş kalmıyor.

    çok zor bir hayat yaşamış, dağlara taşlara ya rabbi.

    gerçi kitabı sonuna kadar okumadım, itiraf edeyim. sıkıldım. evet çok zor, çetin, acımasız bir hayat. ama sıkıcı beya. sıkıldım bıraktım.

    http://birazkitap.blogspot.com/…imi-kazanirken.html
  • maksim gorkinin çocukluk yıllarını anlattığı kitabı. rusyanın o dönem sefalet içinde yaşamını çocuk gözünden anlatır. çok zaman geçti kitabı okuyalı ama çalışanların ücretlerinin patates olarak ödendiğini hatırlıyorum. farklı işlere girip çıkıyor bu arada kitap okumaktan kendini alamıyordu. güzel kitaptı iyi sarmıştı.
  • --- spoiler ---

    sabır kadar insanı korkunç bir biçimde yaralayan bir şey yoktur, koşulların zorlamasına alçak gönüllü bir uysallık göstermekle insan yalnızca derin yaralar alır.

    --- spoiler ---
  • iftarlık gazoz filminde yer yer arz-ı endam eden kitap.
  • rus edebiyatı'nın büyük yazarı maxim gorki tarafından kaleme alınan otobiyografik roman.

    yazar,betimleme unsuruna eserin bütününde yer veriyor. diyaloglarda bile betimleme unsuru göze çarpıyor.
    gorki'nin özgün bir betimleme yeteneği var. usta bir ressamın elinden çıkan tuvalin devinim halinde olması gibi. öyle ki tuval,romanın sayfalarına işlenmiş.
    favorim ise;
    --- spoiler ---

    "bazen bütün yeryüzü bana görünmeyen bir çekicinin bilinmeyen kıyılara doğru ağır ağır çektiği içi esir dolu muhteşem bir kayıktan başka bir şey değilmiş gibi görünüyordu."
    --- spoiler ---

    romandaki sanatsal cümleler,türkçe haliyle bu kadar etkileyici ise rusça'da nasıldır açıkçası çok merak ediyorum.
  • gorki'nin eserinin adı olması haricinde; içerisindeki yazıların tamamiyle işçiler tarafından yazıldığı, işçi-der (işçilerin yardımlaşma ve dayanışma derneği) bünyesinde "işçilerin birliği taşeron zulmünü yenecek" mottosuyla iki ayda bir çıkarılan müstesna bir derginin adıdır "ekmeğimi kazanırken".

    bu derginin içerisinde okuyacağınız metinler kasımkasım kasılarak masabaşından analizlerini sunan insanların yazdıkları gibi değildir; otobüste yer verilmeyen, ilerlemiş yaşına rağmen çalışmak zorunda olan, suretlerinde acının kendisine ev bulduğu, hakkı yenen insanların yaşadıklarını, neoliberal düzenin iktidar partisinin ne türden bir parti olursa olsun egemenliğinin haftalık pazar alış-verişlerini kıt kanaat yapan insanlar; esas çoğunluk üzerindeki yıkıcı tesirini kendi ağızlarından okuyabileceğiniz bir dergidir. ağzınız açık kalır; izole edilmiş trumanvari bir hayat yaşıyorsanız, şok etkisini üzerinizden atmanız zor olabilir.

    böylelikle kölesi olduğumuz sosyo-ekonomik yapıyı fark edip kendinizi sorgulamaya ve en azından etrafınızdaki insanlara daha farklı davranmaya başlayabilirsiniz. yahut okumayın, görmeyin o insanları; kendinizi. ahmaklaşmaya devam edin, kendinizi mutlu sayın, bilmeyin sakın mutluluğun ancak birlikte mümkün olduğunu.

    internette bulabildiğim tek adresleri; facebook sayfası için: https://www.facebook.com/iscider/

    satın alınabilecek yerler: bildiğim kadarıyla dernek binası haricinde üsküdar'da mai kafede bulunabilir, ücreti iki liradır. mai kafe hakimiyet-i milliye caddesinin sol paralelinde bulunan otoparkın sol yanındaki sokağın sonundadır.

    derginin kurucularından birisi de bildiğim kadarıyla aynı zamanda dönüşüm işçileri derneğinin de kurucusu olan ali mendillioğlu bey'dir. kendisini cem özdemir'in programında tanımıştım. cihangir ve fatih semtlerinin sosyo-ekonomik durumunu çöp kutularından yola çıkarak karşılaşmalı olarak tahlil ettiği dikkat çekici bir çalışması vardır:

    https://www.youtube.com/watch?v=qbk2_jmsbhs

    ayrıca, emine canlı hanımefendi ile beraber kudüs tv'de açık atlas isimli programı düzenlerler; doktora dersi gibi işlenen iyi bir programdır.
  • mükemmel bir kitaptır. bana kitapları sevdirmiştir.
  • ekmeğimi kazanırken, gorki’nin otobiyografik üçlemesinin ikinci kitabıdır. yazarın hayatı ve insanları tanıma, rus orta sınıfının, köylülerin, işçilerin mücadelelerine tanık olma sürecini anlatır.

    gorki, kendi hayat hikâyesinden, çocukluğundan yola çıkarak kaleme aldığı bu romanda kendi yaşamının yanında rusya'nın içinde bulunduğu durumu da anlatır.

    10 yaşında, bir ayakkabı mağazasında başlayan çalışma hayatı üniversiteye başladığı zamana dek aralıksız devam eder. yazları gemilerde çalışır; kışları ise hoşlanmadığı, dedikoducu, hayattan zevk almayan akrabalarının yanına döner. bir süre kuş avcılığı yapar sonra bir ikon atölyesinde çalışır. böyle iş değiştirerek yaşadığı yıllarda hem insanları ve hayatı gözlemler hem de kitapları keşfeder. okuma tutkusu onu gerçek hayatın çirkinliklerinden uzaklaştırır, başka bir hayatın olabileceğini anlamasını sağlar. ona güç veren bir diğer şey ise büyük bir sevgi ve hayranlıkla bağlı olduğu ninesi ve tanıştığı iyi insanlardır.
hesabın var mı? giriş yap