• vandenesse vikontu felix'in mortsauf kontesi henriette'in peşinden koştuğu ve mortsauf kontunun bunu hiç önemsememesi ilginçtir.jaques ve madeleine(kontesin çocukları) bile neler olup bittiğinin farkındayken kont uyumaktadır.kitabın sonunda felix nişanlısı natalie'yi bile elinden kaçırmayı başarmıştır.
  • esasen müge olarak çevrilmesi gereken, yanlış çevirilmiş roman'ın ismi.
  • aşkın çok iyi bir tanımını barındıran kitap. şöyle ki:
    "bir flütün deliklerinde notalar nasıl taksime uğrarsa, onun ruhunun sesi de ağzından çıkan kelimelerle öyle dağılıyordu. ruhundan kopan bu ses insanın kanını harekete geçiriyordu. kendisi farkında bile olmadan kelimelerin manalarını genişletiyor, insanın ruhunu insanüstü bir aleme sürüklüyordu. sonraları, kaç defa bitmesi gereken bir münakaşaya devam etmesine müsaade etmiş; insan sesinin bu konserini dinlemek, dudaklarından çıkan o havayı teneffüs etmek, onu göğsümde sıkmak arzusu ile kaç defa kendim haksız yere azarlatmışımdır. gülebildiği zaman kahkahaları bir kırlangıç ötüşüne benziyordu.
  • balzac'ın, bir aşk hikayesinin perdesi arkasında, ingilizleri itin götüne sokup çıkardığı roman.
  • hayatımda okuduğum "en sıkıcı kitap" ödülünü hala elinde tutan eser.
  • yıllar öncesinde okuduğum betimlemesi en bol ve aşkı en güzel anlatan eser. aşk romanından ibaret değil elbet. ancak benim gibi en azından duygusuz görünen romantizmden uzak bir adamı bile etkileyebilmeyi başarmıştı. karakterlerin isimlerini hatırlamıyorum tabiki de, şimdi araştırmak da zor geldi, romanın sonunda ölen kadının sevgilisine bırakmış olduğu mektup ile erkeğin başka bir kadına yazmış olduğu mektubun içeriği hayli bir etkilemişti beni.
  • yıllardır balzac'ın bu romanı bir şekilde karşıma çıkardı. abartısız söylüyorum 12 yaşından bu yana tek bir cildine sahip olduğum bu kitaba karşı bir türlü kanım ısınmadı. ismi bana romantik bir aşk öyküsü izlenimi verdiğinden olsa gerek hiç yanaşmadım. ta ki 1 hafta öncesine kadar kitabın birinci cildini okumaya başlayana dek. zaten ne oldu ise ondan sonra oldu. kitabı bundan 2 yüzyıl önce sanki ben yazmış kadar aşina olmak bir yana felix'in yaşadığı ızdırapları ve bunları dile getiriş tarzı, tasvir ve betimleme ustalığı hayran olunacak cinstendi. kitap, balzac'ın en sevdiği yapıtıdır. sonrasında bu anlatılan olaylar zaten kendi yaşamından birer alıntıdır. yani balzac gerçekten böyle bir aşk yaşamıştır. ahh onu okuyanlar bilirler ki gerçekten bu roman yaşanılması arzu edilen bir aşk hayatıdır. ama ben şahsıma nazaran böyle bir sonla biten bir aşk yaşamak istemezdim.

    kitap bitti ama ben niye bu kitabı daha önce okumamıştım diye söyleniyorum. şu var ki kitapta kadına ve aşk yaşamına dair anlatılan tasvirler her ne kadar ustaca hazırlanmış olsa da hiç bir insan buna benzer şeyler yaşamadan bunları anlayabilecek ve özümseyecek nitelikte değildir.

    kuşkusuz buradan şunu anlıyoruz ki; en iyi öğrenilen yaşayarak öğrenilendir tezini destekler niteliktedir anlatılanlar. ama hiç bir ilişki yaşamadan bu kitabı okuduysanız yaşayanlara nazaran aşk ilişkilerini daha iyi çözümleyeceğinizi düşünüyorum. sözlükte epeyce bu konuyu deşmişler. yine de bu kitabı siz kendiniz okuyun ve yorumlayın.
  • unutulmaz bir klasik henüz realizm akımı doğmadan reailst tarzda yazıldığını söyleyebileceğimiz bir kitap
hesabın var mı? giriş yap