*

  • trabzonun denize kiyisi olan bir ilcesi.
  • kocaman tekerlek gibi ekmekleriyle meşurdur. istanbul-hopa otobüsleri illaki sabaha karşı durur burda ekmekler alınır memlekete götürülür.
  • kanuni sultan suleymanin annesi tarafindan bu isim ile adlandirilmistir. trabzona ilk gelisinde topraga bastigi yerin vakfedilmesini emretmis ve bolge vakfikebir yani buyuk vakif adini almistir. sadece bayatlamayan devasa ekmekleri ile degil ayni zamanda meshur tereyagiylada bilinir. osmanli sarayina giren tek tereyagi vakfikebirinkidir.
  • yazmadan geçemeyeceğim (bkz: besatut)
  • tarihinde ilk birahanesi 2005 yılında açılan trabzon ilçesi
  • eskiden tonya, çarşıbaşı, beşikdüzü ve şalpazarı'nı da içinde bulundurmuş trabzon ilçesi, memleketim. aynı zamanda doksanlı yıllarda yapılan bir araştırmada türkiye'de jip/nüfus oranının en fazla olduğu yer olarak kayıtlara geçmişliği vardır.
  • derin anlamlar icerir.

    (bkz: heyluheyla)
  • şirin bir ilçe. fakat ekmeğinin kabuğu çok sert. benim gibi 20'li yaşların son 10 senesini yaşayan biri için tehlike yaratabilir.

    e2: çayları da çöplü. bardağın yarısı kuru çay ile dolu. biriktiriyorum.
  • adı hasret,kokusu memleket olan trabzon ilçesi.

    küçük yaşlardan beri hep dolambaçlı yollardan giden bir çocuk düşünün ki,her sivri burun geçildiğinde neredeyse bir ilçenin yüzünü gördüğünüz karadeniz bölgesinin uşağı olsun.

    her sene gittiği yer vakfıkebir olsun.

    eğimsiz yer bulmanın sıkıntı olduğu coğrafyada,bu uşağın annanesinin evinin önü eğimsiz fındık bahçesi olsun.içinde 8 farklı meyve ağacı bulunurken,annanesinin tavuğundan kedisine,köpeğine,hindisine, envai çeşit hayvanı olsun ve bunlar birbirine saldırmamakla beraber bu ufak uşaktan da hiç kaçmasın.

    bu ufak uşak her saat sabah 6 da annanesinden erken kalkmak iiçin uyansın,heycanla üzerini giyinsin.istanbula döneceğini düşünmeden.alsın anına köpeğini,dalsın ormanlara.koşturabildiği kadar koştursun,oynayabildiği kadar oynasın köpeğiyle...

    çarşısı ayrı güzel,pazarı ayrı güzel olsun bu uşağın memleketinin.bir başka olsun o uşağın memleketi.

    sonra uşak büyüsün.vakfıkebiri hep sevsin,vakfıkebir de onu.ama uşak büyüdükçe gidememeye başlasın.vakfıkebiri çok sevmesine rağmen,kalamamaya başlasın canım memleketinde. o vakfıkebire ağlasın,belki vakfıkebir de ona...

    büyüdüğümden nefret ettiğim tek şey budur belki de. o küçük ilçeye artık 1 hafta bile gidememem... hasretinden ölürüm de o bilmez.belki bilir de,susar da söylenmez.
hesabın var mı? giriş yap