• vakkonun eşarp olarak sattığı kıyafet parçasını satın alıp türbana çevirir bu abla.

    islam gösterişten uzak olmayı emrederken bu abla vakko marka eşarptan devşirme türbanını insanların gözüne gözüne sokar.

    insan doğasının hangi kalıba girerse girsin değişmeyeceğinin canlı ispatıdır. insanoğlu gücü kullanmayı sever. kimi arabasıyla bunu yaparken kimi de eşarptan devşirme türbanıyla tatmin eder kendisini.

    herhangi bir ahlak veya din anlayışı içselleştirilemeyip sadece şekilselliğe odaklanıldığında bu tip ilginç davranışlar ortaya çıkar.

    bunu eleştirdiğinizde ise hazımsızlıkla suçlanırsınız. elbette bu da doğaldır. insan kusurlarının yüzüne vurulmasını da sevmez çünkü.
  • eleştirilmesinin sebebi çok parası olması değildir. yani ortada bir hazımsızlık ya da çekememezlik yoktur. eleştirilmesinin sebebi inancı gereği erkeklerin dikkatini çekmemesi, gösterişten uzak durup mütevazi olması gerekirken fiyatı bin liraya yaklaşan (belki de geçen) bir eşarpla kafasını örtmesidir, ortada bir perhiz ve lahana turşusu uyumsuzluğu vardır yani. ki gördüğüm kadarıyla kimileri marka etiketi dışta kalıp gözükecek şekilde yapıyor bu örtünmeyi.

    ha derse benim inancım alım gücümle hava atmayı emrediyor, en parlak ve cırtlak renkli eşarpla saçımı örtüp 100 metre ileriden geldiğimin belli edilmesini istiyor, o zaman diyecek bir şey yok kişinin inancına saygı duyarım da bari olayı çarpıtmasa. ne de olsa senin dinin sana benim dinim bana...

    edit: fiyatı mübalağa ettiğimi düşünenler olabilir ancak 2007 ağustos ayı içinde ankara'da hangisi olduğunu hatırlamadığım bir vakko'da 1200tl'ye saf ipek br eşarp gördüm. keşke fotoğrafını çekseydim, nereden bileyim ispat gerekeceğini...
  • bazen babalarının bazen de kendi paralarini yatırırlar bu vakko esarplara.
    tek tıp degil yani.

    islami burjuvazi'yi de linkleyelim tam olsun.
  • mercedes marka araba süren turbanlı kızla kankadır bunlar.
  • kadin-erkek esitligi deniliyor, benim dinim bana-senin sana deniliyor ama bunlar hep lafta kaliyor, hep lafta kaliyor.

    simdi bir musluman erkek olarak namaz kilip alkol tuketebiliyorsa (allah korusun alkol de tuketmese dinci olabilir; oyle de kesin cizgileri var bunun) bir kadin neden dini geregi olan (hadi seni mi kirayim:geregi oldugunu dusundugu) bir seyi -basortusu takmak, turban takmak, sacini gostermemeyi tercih etmek- yaparken bir yandan da baska bir seyi (makyaj yapmak, guzel giyinmek) yapamiyor onu anlayamiyorum. ornekleri cogaltabiliriz bir cok kere. bakiniz, dikkat ediniz kadin,bayan birbiriyle celisen -celisiyormus gibi gozuken- seyler yaparken kendi dinince haram olan bir sey de yapmiyor. oysa muslumanlikta icki icmek oyle degil. bence haramsa kisiye haram ya da degil, ayrintisina girmenin luzumu yok; kisisel tercih deyip yol almak gerekiyor sadece.

    bir de argumani kuvvetlendirmek adina, bilgiye -bilgi sandigimiz seye- ulasmanin bir tik otesinde googleda oldugu bir donemde bol keseden atmaya insanlar bayiliyor. bir vakko esarp bin ytl'ymis de, vakko esarp yapmis millet turban olarak kullaniyormus.

    iki dakikami ayirip, sirf ibneligine olayi egzajere etme adina bakin vakko'nun bir reklamini buldum. simdi once ilk resme, sonra da ikinci resme bir bakin lutfen.

    (bkz:http://img255.imageshack.us/…mage=vakkoesarpla5.jpg)

    (bkz:http://img145.imageshack.us/…4931/11185992165by.jpg)

    vakko oyle yapiyormus, unakitan soyle yapiyormus degil olayim. resmin neresinden bakiyorsaniz degisiyor olay. anlatabiliyor muyum?

    meraklisina not: vakko'nun merter'deki fabrika satis magazasinda 20-40 milyon arasina seri sonu esarplarini almak mumkun. gecen sene hediye olarak aldim, oradan biliyorum.
  • (bkz: a sharp)
  • "eşek" hikayesini bilir misiniz ?

    adamın biri diğerine "eşek" dedi diye kavga etmişler.meselelerini aralarında halledemeyince de kadının önüne gitmeye karar vermişler.kadı dinlemiş tarafları , halletmiş meseleyi , barıştrmış adamları..
    "eşek" dedi diye kadıya şikayet edilen adam , çıkışta elini kavga ettiği adamın omzuna atıp "e be eşşekoğlueşşek,ben sana öyle demek istemedim ki" demiş.

    bazen gerçekten ne söylediğiniz değil ,nasıl söylediğiniz önem kazanıyor.
    haksız kazançtan , görgüsüzlükten , marka düşkünlüğünden , daracık kırmızı elbisesinin üstüne eşarbını takan dudağına da kırmızı rujunu sürüp trafik ışığı gibi parlayan ve böyle kendini gayet "kapalı" gören ama benim başım "açık" diye kendini benden daha dindar zanneden insanlardan en az sizin kadar rahatsız oluyorum..ama buna rağmen artık açtığınız başlıkları içim kaldırmıyor.mastürbasyon yapan türbanlı başlığını bile gördü ya şu sözlük daha ne diyeyim ki...eleştirinin,tepkinin,hiddetin bile edep çerçevesinde olanı vardır. ama siz suyunu öyle çıkarttınız ki önünüzü bile göremiyorsunuz.

    vakko eşarp takan türbanlının gözümde ,dünya kadar parayı bir adet vakko çantaya , bir eteğe ya da gece elbisesine veren herhangi bir zengin kadından ; kocasının ne idüğü belirsiz yollardan elde ettiği parayla vakkodan eşarp alıp fular diye boynuna takan teyzelerden hiçbir farkı yoktur..onlar beni ne kadar ilgilendirmiyorsa,ne kadar umrumda değillerse ,onların cüzdan bekçiliğini yapmak nasıl ki haddim değilse ; bu kadının bekçiliğini yapmak da değildir.

    hem insanın sabah sabah solundan kalkıp binbirinci türbanlı başlığını açması kolay da sonrasını düşünmek lazım.
    senin ayağındaki nike ayakkabı , üstündeki adidas eşofman , elindeki starbucks kahve bardağı nedir diye sorsalar,dün bir yemeğe asgari ücretin dörtte birini vermedin mi , hal böyleyken kim sana başkasının hesabını tutmanı söyledi deseler ne diyeceksin ?
    para dünyanın en göreceli şeyi. bize bir vakko eşarba verilen para anormal gelebilir ama ayda 500 liraya dört çocuk okutan mehmet amcaya da ayağımızdaki ayakkabıya verdiğimiz para anormal geliyor...

    yok benim derdim para değil , dini inancından ötürü başını kapatan bir kadın nasıl vakko'dan eşarp takar'ın derdindeyim diyorsanız da en basit şekilde "sana ne" cevabını alırsınız. dünyanın geri kalanını istediğiniz kalıba sokmanız ne yazık ki(!) mümkün değil..
  • elin amerikasinda motorculardan baska kimsenin giymedigi harley davidson botlari yesil kunduradan 150-200 milyona alan, yine elin amerikasinda zenciler (irkcilik yapmiyorum, farkindalik kazandirmasi icin soyluyorum) haric kimsenin giymedigi isci botu olan timberland botlara 250-300 milyonu gonul rahatligiyla verebilen kisiler varken vakkonun esarp olarak sattigi kumasi basina ortus stili farkli diye utanmasi gereken kisilerdir.

    bir de bunlar sadece koca parasi yerler. en sevdikleri renk yesildir. hem dolarin yesili, hem de diger yesil. indirimi sevmezler, sevdikleri bir urun indirimde ise hepsini alip imha ederler. en ucuz giysileri 700 ytl'dir. fakir olani hic yoktur. varsa da yesil sermayeli koca bekliyordur. muzik dinleyemezler, konsere gidemezler. kendilerinden beklenin aksine hic bir gorus bildiremezler. iyi bir universite egitim alamazlar, hadi bi sekilde aldilar; yurtdisina giderlerse iyi yaparlar. ha bir de yurtdisinda aldiklari esarplar hep gucci, versace falandir. genelleme ise en sevdikleri seydir.
  • sasirmamak gerekir. resmi turban ureticisi oldugunu unutan bellegimiz bunu da yadirgar. bir donemler bu ulkede elinde vakko imzali resmi yazi olanlar universiteye aliniyordu. nerden nereye...

    doğramacı çözümü

    1984 yılında yök başkanı olan ihsan doğramacı, üniversitelerde başörtüsü takılmasını önlemek için daha modern bulduğu 'türban'ı önermişti...

    1984'te ilk kez türban yasağını yükseköğretim kurumu (yök) deldi. dönemin yök başkanı ihsan doğramacı başörtüsü yasağına "başörtüsü değil ama isteyen türban taksın" diyerek çözüm üretti. dönemin yök başkanı doğramacı, kız öğrencilerin türban takmalarının modern bir giyim biçimi olduğunu öne sürerken, yasağın kaldırılmasına ilişkin tartışmalar yök üyeleri mustafa ernam ve muhsin fer tarafından kamuoyunun gündemine taşındı. yasağın kaldırılmasını isteyen üyelerin kamuoyunda şu yönde demeçleri çıkıyordu: "dekanların masalarının önüne oturup ağlayan kız öğrenciler var. 'hocam biz başımızı açmayız' diyorlar. şimdi bir başörtüsü yüzünden bazı öğrencilerin okuma haklarını elinden alamayız."

    üyeler karşiydi

    yök'ün başbakanlığın genelgesi uyarınca aldığı kılık kıyafete ilişkin bu kararı, bazı yök üyeleri tarafından da eleştirildi. genelkurmay'ın üyeler lütfü sel, nihat özer, yök başkan vekili tahsin özgüç, prof. neşet çağatay, hayrettin utkanlar ve eski bakan kemal cantürk başörtüsü yasağının kaldırılmasına karşı çıktı. yök tarafından başlatılan tartışmaların sonrasında doğramacı ve çoğunluk üyelerinin de onayladığı "başörtüsü yerine türban takılması" çözümü bulundu. doğramacı, basına şu açıklamayı yaptı: "başörtü takılmasının önlenmesi için üniversitelere talimat verdik. kız öğrencilerimiz modern anlamda türban takarlarsa buna izin veriyoruz. bizim kararımızda da kız öğrencilerimiz isterlerse sınıfta modern giyim biçimi olan türban giyebilirler."

    vakko'dan onay yazisi

    doğramacı, bu kararın en kısa süre içinde üniversitelere gönderileceğine ilişkin açıklamalarda bulunurken, yine o dönem basında çıkan haberler arasında öğrencilerin türban ve başörtüsü konusunu hocalara anlatamadıkları için vakko gibi büyük mağazalardan 'bu bir türbandır' yazısı alarak okul yöneticilerine verdiklerini belirtiliyor.

    http://www.milliyet.com.tr/…/06/04/guncel/agun.html

    edit: bu bir dizi yazidir. milliyet arsivinden gun gun ulasilabilecegi gibi muhtelif sitelerden de ulasilabiliyor.

    http://www.sakaryadayanismaplatformu.org/…index.htm
  • sözlükçülerin koca parası yediğine hükmettikleri bireydir,kocasının nerden kazandığı belli olmayan parasıyla vakko eşarp takıp sokaklarda boy göstermektedir,derhal aşağılanmalı haddi bildirilmelidir.ayrıca her ne hikmetse kafasına taktığı şey eşarp ama kendisi türbanlıdır bu noktada erdener abiyi göreve çağırmak bize düşmektedir.

    ve yine ne hikmetse bu kızımızın eşarbının markası üzerinden samimiyeti sorgulanmakta "din anlayışını içselleştirmeyip şekilde" takılı kaldığından mütevellit vakko eşarp taktığına hükmedilmektedir,bu vesile ile vakkoyu ayriyetten ve hususiyetle tebrik etmek istiyorum ürünü insanların kalb gözünü açmakta ürünü kullananların niyetlerini açık etmektedir,bravodur,vakkodur.
hesabın var mı? giriş yap